Anakronik Anakronizim Nedir
Anakronik sözcüğü Antik Yunanca kökenlidir. Yunancadaki Y "karşısında" anlamına gelen “ανά “ sözcüğü ile ile "zaman" anlamına gelen” χρόνος “ [1] kelimelerinin birleştirilmesi oluşmuştur.
Fransızca anachronique, İngilizce’ye anachronism olarak geçen bu sözcük Türkçeye Fransızcadan girmiştir.
Anakronizim, sözlüklerde "tarihe aykırılık, çağa uymama" , “ değişik çağları birbirine karıştırma”, “ bir olayın çağı ve objeleri hakkında yanılma” ; “ olayın çağındaki yaşama, nesnelere, bilinçli veya bilinçsiz olarak ayak uyduramama” , ''zamanlar arası uyuşmazlık'' ve ''kronolojik hata'' gibi çeşitli şekillerde tarif edilebilmektedir.
Anakronik Anakronizim genel olarak edebi eserlerde amatör, tarihçilerde, filmlerde siyasi amaçlı tahlillerde bilinçli veya bilinçsiz olarak, bilgisizlikten de kaynaklanacak şekilde anlatılan zaman ait olayların, nesnelerin, özelliklerin veya kronolojik oluşum, gelişim ve özelliklerin uyumsuzluğu olarak da tarif edilebilir. Anakronizim “bir olayın tarihi ve çağı üzerinde yanılma, tarih ve çağları birbirine karıştırma” eylemi, bugünkü bakış açısı ile geçmişi yorumlama hatası olarak tarih, edebiyat, görsel sanatlar, inceleme yazıları ve sinema da sık sık karşımıza çıkmaktadır.
Örneğin, Malazgirt savaşında Alpaslan’ın top kullanması, uçağın olmadığı bir çağı anlatan filmde uçağın kullanılması, Kanuni’nin henüz Amerika’ya elçi göndermesi, Fatih’in Vikingler ile savaşması Anakronizim örnekleridir.
Tarihsel olguların zamanı, nesneleri, olayları, kronolojik sıraları vb ile ilgili yanılgılar ifade eden ankronizim; bilgi yetersizliği, dikkatsizlik, çağın özelliklerini tam olarak kavrayamamaktan kaynaklanan nedenler ile ortaya çıkar. Örneğin Kanuni zamanını anlatan bir filmde, masa kullanmak, domates yemek, çeşm-i bülbül sürahiden su içmek dikkatsizlik, bilinçsizlik ve bilgisizlikten kaynaklanan yanılgı ve karıştırmalardır.
Ancak bir kaya üzerindeki işaretlerden, ne zaman yapıldığı, konulduğu tespit edilmeyen objelerden vb yola çıkarak uzaylılar Mısır Medeniyetini ziyaret etti, Türkler beş bin yıl evvel Hatay’daydı gibi çıkarımlar yapmak; bulguları sahih olmayan veya mantığa uymayan hayali veya maksatlı doğmalarla olmuş veya varmış gibi yorumlamak da anakronizimdir. Taş Devri çizgi filminde olduğu gibi modern eşyaların taş devrindeki ilkellerini kullandırtmak, günümüzü anlatan bir filmde sokaklarda dinozorlar gezdirtmek de bir tür anakronizmdir.
Bugünkü amaçlar için tarihte olmayan şeyleri varmış gibi göstermeye çalışmak, bir tarihi olayın dönemi hakkında yanılmak, dönemleri ve çağları birbirine karıştırmak bilgi hatası veya dikkatsizlik sebebiyle de ortaya çıkabilir. Bu tip anakronik durumlar daha ziyade, roman, hikâye gibi kurmaca eserlerde ve sinema filmlerinde karşımıza çıkar. Örneğin Fatih’in Fedaisi Kara Murat filminde kahramanın saatinin çıkarılmadan kılıç sallaması dikkatsizlik sonucu bir anokronizimdir. Ancak Kahpe Bizans filminde kılıçlarla savaşılırken uçağın geçmesi mizahi amaçlı ve bilinçli bir anakronizimdir.
Anakronizm Türleri
Anakronizmi olgu anakronizmi, dil anakronizmi ve yaklaşım anakronizmi olarak üç tipe ayırmaktadırlar.
A: Olgusal Anakronizm
Tarihi hadiselerin koronolojik tarihi sıraları, eşyaları, hatta kahramanları hakkında düşülen bilgi eksikliği ya da bilinçsizlik sonucu ortaya çıkan yanılgılardır. Olgusal anakronizm, tarihçinin veya yazarın yetersizliği, ideolojik saplantıları veya özensizliğinden de kaynaklanabilir.
Marksistler, faşistler, milliyetçi veya İslamcı ideolojiler tarihi olayları ideolojilerine uygun olarak yorumlamak daha doğrusu olgusal anakronizme sapmak eğilimindedirler.
Örneğin, İslamcı bir tarihçi ve yazarın 17. Yy da Osmanlı toplumunda hayli yaygın olan homoseksüellik, esrar, afyon, içki içme alışkanlıkları gibi olguları dini ve siyasi endişeler ile hiç yokmuş gibi sayması, din ışı aşk şiirlerini de tamamen ilahi aşkı işleyen şiirler gibi göstermeye çalışması olgusal bir anakronizmdir.
“Bir olgunun olmadığı bir tarihsel dönemde varmış gibi düşünülmesi ve yansıtılması…geçmişte mevcut olmayan bir olguyu varmış gibi tahayyül ederek, geçmişin olgusal gerçekliğinin yanlış bir biçimde yansıtılması …“[2] olgusal bir anakronizm misalleridir.
O tarihte henüz yeni doğmuş tarihi bir kişinin başka bir tarihi kişi ile birlikte savaşa gitmesi, Fatih’in roket kullandırması, Melik Şah’ın manga çavuşu gibi küçük çatışmalara girip önüne geleni kesip doğraması bu tip yanılgılardır.
Tarihi romanlar, hikâyeler ve filmlerde bu tür hatalara sık sık düşülmektedir.
b) Dilsel Anakronizim
Dilsel anakronizim özellikle edebi eserlerde karşımıza çıkar. Dilsel anakronizm, “tarihi olguları bugünün dil kalıpları ile anlamlandırmaya çalışmak” şeklinde tarif edilebilir. Bu tip anakronizim tarihi olguları yorumlamak ve açıklamak için çoğu kez de bilinçli olarak yapılan, hatta mecbur kalınan bir uygulamadır. Çünkü geçmişin olgularını anlatmak, tasvir etmek ve yorumlamak için çağımızdaki dilsel unsurlar ve kavramları kullanmak ihtiyaç haline gelir. Bu nedenle o tarihte olmayan dilsel olguları kullanarak tarihteki süreci bu günkü topluma anlatmak için bu günün bakış açılarını ve yaklaşımlarını kullanmak zorundadır.
Bir edebi eserde tarihi kahramanları konuştururken o dönemin gündelik konuşma ve metin diline uygun konuşturmaya çalışmanın kendisi de birçok yanılgı doğurabilir. Veya tarihi kişileri bu günün konuşma dili ile konuşturmak da dilsel bir anakronizim olur. Tarihi dönemi bugünkü sosyal hayat, yaklaşımlar, bakış açıları, siyasi anlayışlara uygun anlatmak hem yanılgı hem de yanıltmadır.
Bir romanda veya filmde Fatih’i günümüzün Türkçüsü, Şeyh Bedrettin’i bir Marksist gibi konuşturmak bunlara örnek olabilir.
Tarihteki olaylar ve kişileri kendi zamanlarındaki olgulardan ve şartlardan kopartıp, bu çağdaki dini siyasi, ideolojik çerçevelerin içine sokmak çok sık yapılan yanılgı ve yanıltmalar olmaktadır. Tarihi olayları, kişileri günümüzdeki dini, siyasi, ideolojik, sosyal ve ahlaki kuralara göre değerlendirip değiştirmek yanıltma veya yanıldığıdır.
Yaklaşımsal Anakronizm
Yaklaşımsal anakronizm tarihi dönemlerin olayların, kişilerin o dönemim şartlarında geçerli olmayan, bu günün şartlarında ve yaklaşımlarında mevcut olan kavramlar, bakış açıları ile yorumlanması ve anlamlandırılmasıdır.
Bugüne ait bilgi, bakış açısı, sosyal siyasi şartlar ve yorumların geçmişe mal edilmesi, önemli bir yanılgıdır. Alparslan’ı günümüzdeki siyasi bir liderin düşüncelerine sahip gibi düşünmek buna bir örnek olabilir.
Sümerlerin Güneş Tanrısının Babil, Akat, Mısır uygarlıklarında farklı adlara ve özelliklere bürünmesi, Yunan ve Roma di,nlerine Zeus olarak geçmesi ve her uygarlığın bunu kendilerine ait bir tanrı imiş göstermesi de yaklaşımsal anakronizm örneğidir. Sümer destanlarında gördüğümüz tufan olayının başka dinlere sıçrayıp o dine ait özelliklere büründürülmesi, Mezopotamya kültürleri kökenli Anunna’nın Yunan ve Roma mitolojilerinde Venüs ve Afrodit doğu kültürlerinde ise Zühre’ye dönüşmesi de butip anakronizim örnekleri olmaktadır.
KAYNAKÇA
[1]https://www.etimolojiturkce.com/kelime/anakronik
[2] İbrahim Hakkı Öztürk, Tarih Öğretiminde Anakronizm Sorunu: Sosyal Bilgiler ve Tarih Ders Kitaplarındaki Kurgusal Metinler Üzerine Bir İnceleme ,Sosyal Bilgiler Eğitimi Araştırmaları Dergisi 2011: 2(1), 37-58