Anemurium- Anamur - Antik Kenti

16.02.2014


ANEMURİUM

Anamur – Antalya (E–24) karayolunun batısında Kargedik dağı deniz tarafındadır. Anamura adını veren ANEMURİUM Latince de Anem: Burun, Ourium: “Rüzgârlı Burun” anlamına gelmektedir.[1]

Bu kent tarihten günümüze Luviler, Arzavalar, Klikyalılar (Likyalılar), Kueler, Selefkozlar, Kızuvatnalılar, Hititler, Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Arapların egemenliklerinde kalmış Selçuklulardan itibaren de Türklerin vatanı olmuştur.

ANAMURİUM Hititlerden önce Kizuvatna krallığına bağlı kalmış, Kizuvatna krallığı zaman zaman Hititlere bağlandığından Anamurım ‘da zaman zaman Hitit Kenti olmuştur. Kent daha sonra Asurluların hâkimiyetine girmiş, Hititlerin zayıflamasından sonra Afyon'a kadar uzanan bir prensliğin başkenti olmuştur. [2]  

Bir müddet sonra kent Finikelilerin eline geçmiş, Pers hâkimiyetinde olan şehir Milattan önce 333 yılında Büyük İskender'in seferiyle Makedon Krallığına bağlanmıştır. ANEMURİUM adıyla anılan kent, çeşitli hâkimiyetler süresince onarımlar görerek günümüze kadar ulaşmıştır.  Kentin çevresi iç içe iki dizi surla çevrilidir. Soloi'den Aspendos'a uzanan kıyı yolu üzerinde kurulmuş olan ANEMURİUM Büyük İskender'in M.Ö. 323'te ölümünden sonra Selefkos’ların, Milattan önce I. yüzyılda da Roma egemenliğine girmiş, Roma İmparatoru Caligula doğu Akdeniz kıyısındaki kimi kıyı kentlerle birlikte Anemurium'u da Kommagene krallığına vermiştir.

Bizans egemenliğine giren Anamur, Bizanslılar zamanında yeniden inşa edilmiştir. Daha sonra sırasıyla Arapların, Bizanslar'ın, Anadolu Selçukluların, yeniden Bizans'ın ve Kilikya Ermeni Krallığı'nın eline geçen Anamur, Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat’ın, Ertokuş Bey’i kıyı şehirlerinin alınmasıyla görevlendirmesi sonucu, 1228'de Selçuklular'ın, 1243'te yeniden Kilikya Ermeni Krallığı'nın, daha sonra 1275'te Karamanoğulu Beyliği'nin ve 1471'de Osmanlı İmparatorluğu yönetimine geçmiştir. [3]

Anemurium 19.yüzyılda İngiliz Albay Francis Beaufor’un keşif gezisiyle tanınmıştır. 1960’da Toronto Üniversitesi’nden Elisabeth Alföldi tarafından başlatılan yüzey araştırmaları, daha sonra Kanada British Colombia Üniversitesi’nden Prof. James Russel başkanlığında kazı ve yenileme çalışmaları şeklinde 1998 yılı sonuna kadar sürdürülmüştür.[4]

Anemurium ’da ilk yerleşimin ne zaman başladığı bilinmemekle birlikte kazı sonuçlarına göre İ.Ö. 4.yüzyılda var olduğu söylenebilmektedir.


ANTİK KENTTEKİ KALINTILAR

Anemurium kentini yukarı ve aşağı Anamurium şeklinde ele almak mümkündür. Kentin en dikkat çekici yapıları kentin surlarıdır. Kentin yapılarında ve liman yolunda mozaikler bulunmaktadır. Bu mozaiklerin bir kısmı müzede sergilenmektedir.  Kentte , erken Hıristiyanlık dönemine ait birkaç kilise kalıntısı da saptanmıştır.

 

Surlar

1,5 km. uzunluğunda olan surlar mavi kireç taşı ve Hellenistik Dönem’e ait gözetleme kulelerinde ise beyaz renkli taşlarla yapılmıştır. Surlar, yolun sonunda tepeye kadar çıkıyor ve kentin akropolünü de çevreleyen surların bu bölümü oldukça iyi durumda kalmıştır.

Tiyatro

Odeon’un kuzeyinde yer alan tiyatronun oturma yerlerinden iz kalmasa da çevre duvarlarının bir kısmı ayakta kalabilmiştir. İki girişi bulunan tiyatronun girişleri kemer ve tonozlarla destekledir.

Odeon

Odeon, Anamurium harabeleri içerisinde, denizden 500 m uzaklıkta sol tarafta bulunmaktadır. Odeon dikdörtgen planlı ve iki girişli, yarım daire şeklindeki ve yaklaşık 900 kişiliktir. Oturma gurupları altındaki kapılar, tonozlu ve mozaikli koridora girişi sağlamaktadır. Yapı İ.S. 2.yüzyıla tarihlenmektedir.

Halk Hamamı

Tiyatronun batısındadır. Ören yerindeki en büyük hamamdır. Üç ısınma holü ile iki yüzme havuzu bulunmaktadır. Alt katta yatay künk su dağıtım sistemleri görülebilmektedir. Geometrik desenlerle bezeli taban mozaiğinin çok az bir kısmı günümüze ulaşmıştır.

Nekropol alanı ile deniz arasında kalan ikinci bir hamam üç sahandan oluşur.  Tabanında mozaikler bulunmaktadır.

Gymnasion

Odeon’un güneybatısındadır. Tabanı mozaiklerle kaplıdır.

Su Kemerleri

Kentin kuzeyinde, doğu-batı yönünde sıra su kemerleri yer alır. Bunlardan üst sırada yer alanı daha basit tarzda inşa edilmiştir. Kentin içme suyunu sağlayan su kemerleri (akuaduct) şehri yukarıdan geçerek antik kente ulaşır. Şehir içinde suyolları ve kanalizasyon da bulunmaktadır.

Nekropol Alanı

Anemurium nekropol alanı Elaiussa-Sebaste iyi korunmuştur. Yaklaşık 350 adet mezar bulunmaktadır. Kentin surları dışındaki mezarlığı, iyi korunmuştur.  Tonozlu mezarların tek ve iki katlı örneklerinin bir kısmının duvarlarında freskler ve mozaikler vardır.


ANAMUR MÜZESİ

Müzede Etnografik ve arkeolojik eserler bölümü, kütüphane, fotoğrafhane, laboratuar, konservasyon ve sanat galerisi gibi üniteler bulunmaktadır.[5]

Anamur müzesinde Issah adına düzenlenmiş mozaik, pişmiş topraktan yapılmış olan yağ kandilleri, bronz ve kemikten yapılmış süs eşyaları, mezar armağanları, , Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait taş kitabe, mil taşları, taş ve pişmiş topraktan heykeller ve kabartmalar ve Roma dönemine ait bazı bulgular sergilenmektedir. Anamurium buluntularının en ilginç grubunu pişmiş topraktan yapılmış, insan yüzlü yağ kandilleridir.

Roma çağına ait olan tunçtan yapılmış tanrıça Athena biçimli bir kantar ağırlığı müzenin en önemli eşyaları arasındadır.[6]


0

1

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar