Ankara'nın Tarihi ve Turistik Yerleri

01.04.2012

Dosya: Söğütözü Ankara Turkey.jpg 


Ankara Türkiye Cumhuriyetinin başkenti, ikinci büyük şehridir. Nüfus bakımından İstanbul’dan, yüzölçümü bakımından da Konya’dan sonra ikinci büyük şehridir. İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeybatısındadır. Doğusunda Kırşehir ve Kırıkkale, batısında Bilecik'- Eskişehir, kuzeyinde Çankırı, kuzeybatısında BOLU', güneyinde Konya ve  Aksaray illeri yer almaktadır. Ovalık bir alanda kurulan ilin yüzölçümünün; yaklaşık % 50’sini tarım alanları, % 28’ini ormanlık ve fundalık alanlar, %12’sini çayır ve meralar, % 10’unu tarım dışı araziler teşkil etmektedir. Ankara'nın Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) göre 2007 nüfusu 4 466 756 'dır.İlin, en yüksek noktasını 2.015 m. yüksekliğindeki Elmadağ Dağı, en geniş ovasını 3.789 km²'lik yüzölçümü ile Polatlı Ovası, en büyük gölünü yaklaşık 490 km²'lik yüzölçümü (İl içi) ile Tuz Gölü, en uzun akarsuyunu yaklaşık 151 km.lik (İl içi) uzunluğu ile Sakarya Nehri, en büyük barajını 83,8 km².lik yüzölçümü ile Sarıyar Barajı oluşturmakta olup, il geneli itibarıyla 14 doğal göl, 136 sulama göleti ve 11 baraj bulunmaktadır.

ANKARA'NIN TARİHİ

Ankara Tarihi Tunç Çağı Hatti uygarlığına kadar uzanmaktadır. Bunu milattan önce ikinci milenyumda Hitit uygarlığı dönemi, milattan önce onuncu yüzyıldaki Frigya uygarlığı dönemi, ve sonra Lidyalılar, Persler, Makedonlar, Galatyalılar, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Selcuklular, ve Osmanlı İmparatorluğu dönemleri takip etmektedir.Ankara isminin nereden geldiği konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bunların en önemlisi ve tarihçilerin ve arkeologların birleştiği ad Galatların amblemi olan ve çapa anlamına gelen Ancyra'dan kaynaklanmaktadır. Ankara adının Anchor, kelimesinden geldiği iddiası en yaygın kanıdır. Latince'de gemi çapası, Ankas,  Sanskritçede engebeli, Engür Farsça'da üzüm, Angurika Yunancada koruk anlamına gelmektedir.

Hititlerbelgelerinde geçen Ankuwa ve Ankurawa ise Yüce Anka Tapınağı olarak çevrilmektedir. Selçuklu komutanı El İdris 12. yüzyılda Anadolu'ya geldiğinde bu kente Angori ismini vermiş. İbni-il Atun, Yakut, İbni-Bibi, Ebul Feda 13. ve 14. yüzyılda Ankara'yı Engüriye ve Engürü olarak isimlendirmişlerdir. Danişmentliler Ankara'yı Darül-Selasiye olarak adlandırmışlardır.Hititler M.Ö. 2000'de Anadolu'daki ilk siyasi birliktir. Ankara şehir merkezi ve çevresindeki en eski kalıntılar Bronz çağında hüküm sürmüş olan Hatti uygarlığına aittir. Helenstik döneme kadar yazılı belgelerde Ankara hakkında bir bilgi bulunmadığından Hititler dönemi Ankarası hakkındaki bilgilere bu dönemi ve kültürü ortaya koyan Orta Anadolu'daki merkezler[7]ve Ankara çevresindeki aslan ve sfenks tasvirleri[8] aracılığı ile ulaşılmaktadır. Bilinen Ankara'nın bugünkü şehir sınırları içinde yerleşim olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır. M.Ö. XII. yüzyıl başlarında Boğazlar üzerinden Anadolu'ya giren deniz kavimlerinin istilasıyla Hitit İmparatorluğunu ortadan kaldırılmıştır.[10] Ankara ve çevresine Frigler egemen olmuşlardır. Friglerin ilk kralı ülkenin başkenti GORDION ’a adını veren Gordias’tır. GORDION şehri, bugünkü Ankara'ya 76 km uzaklıkta bulunan Polatlı ilçesinin sınırları içinde bulunmaktadır. Ankara’nın kurulmasına dair anlatılanlar[11] arasında olan Frigya tradisyonunda, Kral Midas Ankara'nın kurulmasının önderi kabul edilir.

Ankara M.Ö. 7. yüzyılda Batı Anadolu'da Gediz ve Küçük Menderes vadilerini kapsayan bölgeye egemen olan ve tarihte para basımını ilk kez gerçekleştiren kavim olarak bilinen Lidya'lıların eline geçmiştir. Pers İmparatorluğu'nun egemenliği, İssos Savaşı'nda Makedonya kralı 'Büyük İskender'e yenilmelerine kadar devam etmiştir. Ankara, Büyük İskender tarafından M. Ö 333 yılında fethedildi, İskender, Gordion şehrinden gelmişti ve kısa bir süre burada ikamet etti. Babil'de ölümünden sonra (M.Ö 323) generalleri arasında bölüşülen imparatorlukta Ankara'ya Antigonus sahip oldu.M.Ö.278'de Orta Anadolu'nun geri kalan bölümüyle beraber Kelt ırkından Galatyalılar tarafından istila edildi. Kente o zaman Ankara deniyordu. Şehir Augustus tarafından 25 BC yılında fethedilmiş ve Roma İmparatorluğu tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Galatyanın Roman eyaletinin başkenti Ankara, büyük ticari öneme sahip bir merkez olma özelliğini de sürdürdü.Augustus Ankara'yı Orta Anadolu’nun üç yönetim merkezinden biri yapmaya karar verdi. Ankara büyük bir anakent haline geldi. Roma İmparatorluğunun iyi zamanlarında Ankara'da 200,000 kişi yaşadığı tahmin edilmektedir. Büyük İmparatorluk yolları Ankara'dan geçerek doğuya doğru uzanıyordu ama maalesef ki bu yollar yalnızca Roma büyük şehirlerini bağlamakla kalmamış, aynı zamanda işgalciler için de kullanışlı bir güzergâh olmuşlardır. 3. yüzyılın ikinci yarısında, Ankara batıdan gelen Gotların önlenemez başarılarıyla istila edildi (Kapadokyanın kalbine girerek esirler almışlar ve şehri talan etmişlerdir) ve daha sonra da Araplar geldi. 10 yıllık bir dönemde şehir antik dünyanın en görkemli kraliçelerinden birinin batı ileri karakollarından biri haline gelmişti. Suriye çöllerinden gelen Palmiralı Arap imparatoriçesi Zenobia Roma imparatorluğu içindeki zayıflık ve kargaşadan faydalandığı bir dönemde avantajı eline alarak kendine burada kısa ömürlü bir devlet kurmuştur. Şehir 272 yılında İmparator Aurelian kontrolündeki Roma İmparatorluğuna tekrar bağlandı.

Hristiyan Ankara

303 yılında, Ankara İmparator yardımcısı Diocletian ve onun vekili Galerius'un Hristiyan karşıtı zulümlere giriştiği şehirlerden biriydi. Ankara'daki ilk hedefleri ismi Clement olan kentin 38 yaşındaki piskoposuydu.  St. Clement kilisesinin kalıntıları bugün Ulus Meydanındaki Işıklar Caddesinde bulunabilir. Büyük ihtimalle Clement'in buralara gömüldüğü düşünülmektedir. Dört yıl sonra şehrin Plato isimli doktoru ve kardeşi Antiochus Galerius tarafından şehit edilmişlerdir. Sonradan Theodotus'a aziz olarak saygı gösterilmiştir. 314'te Ankara, Hristiyan kilisesinin önemli bir merkezi olmuştur ve asıl olarak buraya paganizmi benimsemiş Hristiyanlar yerleşmişlerdir.362-363 yıllarında, İmparator Mürtet Julian, Persler ve Hristiyanlara karşı çıktığı sefer dönüşünde Ankara'dan geçti ve  üzerinde Julian'a ithafen 'İngiliz Okyanusundan barbar kavimlere kadar tüm dünyanın hakimi' yazılı bir kitabe bulunan taştan bir heykel inşa ettirdi. 362 yılında imparatorun şehri ziyareti onuruna dikilen Julian Anıtı bugün hala ayaktadır. 375'de , Aryan keşişleri Ankara'da toplandı ve aralarında St. Gregory'nin de bulunduğu birçok keşişi azlettiler.

Bizans Süreci

4. yüzyılın ortalarında Ankara, imparatorluğun tatil mekânı haline geldi. Constantinople Doğu Roma'nın merkezi olduktan sonra imparatorlar, 4. ve 5. yüzyıllarda dinlenmek üzere İstanbul Boğazı'nın nemli havası yerine, Ankara'nın daha kuru dağlık atmosferini tercih etmişlerdir. II. Theodosius (408–450) yazları sarayını Ankara'ya taşımaktadır. Ankara'da çıkarılan kanunlar, onun orada geçirdiği zamanları kanıtlamaktadır.Şehrin askeri, özellikle de lojistik önemi uzun Bizans devri boyunca sürdü. Ankara 6.yüzyıldan sonra birçok kez türlü Arap ordularının eline geçse de, 11. yüzyılın sonuna kadar  Bizans İmparatorluğu'nun önemli bir yanyolu olmayı sürdürmüştür.

Selçuklu ve Osmanlı Süreci

1071 yılında, Selçuklu Sultan'ı Alparslan Malazgirt zaferiyle Türklere Anadolunun kapılarını açmıştır. Daha sonra 1073'te önemli bir askeri geçiş güzergahı olan ve doğal kaynaklara sahip olan Ankara'yı ülkesine eklemiştir.Moğolların Anadolu’yu istilası sırasında diğer  Selcuklu kentleri gibi Ankara’da sarsılmış ve Moğollara yenilen II. Gıyaseddin Keyhüsrev güçlü bir kalenin olması nedeniyle Ankara’ya sığınmıştır. Ancak; Anadolu Selçuklu devleti’nin 1243 yılından başlayarak, Moğol egemenliği altına girmeye başlaması üzerine, Selçuk hükümdarlarının etkisi kalmamış ve 1304 yılında Ankara’da Moğol egemenliği altına girmiştir. Bundan sonra kent, Moğolların denetimi altında ticaretle de uğraşan ve kendilerine Ahi Beyleri adı verilen bir çeşit eyalet valileri tarafından yönetilmiştir.Ankyra adı İslami devirlerde Engürü ve Angora biçimlerine dönüşmüştür. Kent 1356 yılında Osmanlılar tarafından ele geçirilmiştir. Osmanlı Padişahı I. Murad 1362 - 1363 yıllarında Ankara’da hüküm sürmüştür. Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci sultanı Orhan Bey, 1356 yılında şehri fethetti. Diğer bir Türk asıllı kumandan olan Timur 1402 yılında Ankara Savaşında Osmanlıları yenerek şehrin hakimiyetini ele geçirdi fakat 1403'te Ankara tekrar Osmanlı Devleti'nin kontrolü altına girmiştir.Timur’un Anadolu’yu istilası sırasında kent, 1402 yılında Çubuk ovasında yapılan ve Yıldırım Beyazıd’ın Timur’a yenilmesi ile sonuçlanan Ankara Meydan Savaşına sahne olmuştur. Daha sonra Timur’un Anadolu’dan çekilmesi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun genişlemesi, eyalet teşkilatının kurulması ile Ankara bir süre Anadolu Eyaletinin merkezi olmuştur.Ankara 17. Yüzyılın başında bölgede başlayan Celali isyanlarına sahne olmuştur. Bu ayaklanmalar sırasında kentin bir kısmı yakılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme devrinde Ankara’da öteki kentler gibi sönük bir dönem geçirmiştir.

Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrılmasıyla, Osmanlı başkenti İstanbul ve Anadolu'nun büyük bir kısmı İtilaf Devletleri tarafından istila edildi ve Türklere merkez Asya Bölgesinde çok küçük bir alan bırakarak buraları İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan kendi aralarında paylaşmak istediler. Buna cevaben, Türk Milli Mücadelesi'nin lideri Kemal Atatürk, 1920'de Ankara'da direniş hareketinin başlangıcını resmi olarak ilan etti. (Bkz. Sèvr Antlaşması ve Kurtuluş Savaşı). Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra, Türk Milleti 29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan ederek Osmanlı Devleti yerine Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur. Bundan birkaç gün önce 13 Ekim 1923'te Ankara İstanbul'un yerine Türkiye'nin yeni başkenti olarak ilan edilmiştir.

Ankara Meydanları

Hergele Meydanı:  Ankara Ulus'ta bugünkü İtfaiye Meydanı'nın eski adı bit pazarı ya da ikinci el eşya pazarı olarakda bilinen Hergele Meydanı adını 19.asırda şehre dışardan gelenlerin ve şehir esnafının bir araya gelmesinden dolayı her gelen uğradığı yer anlamında Hergelen Meydanı adını almıştır.

Kızılay Meydanı:Türkiye'nin başkenti Ankara'nın merkezidir. İsmini Kızılay kurumundan almıştır.

Opera Meydanı:  Meydan adını Opera binasından almaktadır.

Tandoğan Meydanı: Şehrin eski valisi 1946 yılında intihar ederek ölen Nevzat Tandoğan'ın adının verildiği semttin tam ortasında bulunan meydan.

Şili Meydanı:  Türkiye ile Şili arasındaki dostluğu pekiştirmek adına yapılmıştır. Meydanda Şili'nin kurtarıcısı ve Şili Cumhuriyeti'nin kurucusu Bernardo O'Higgins'in anıtı bulunmaktadır.

Ulus Meydanı:

Hükümet meydanı:

 

ÜNİVERSİTELER

  • Ankara'da 10 üniversite eğitim vermektedir. Bunlar;
  • Ankara Üniversitesi https://www.ankara.edu.tr/
  • Atılım Üniversitesi https://www.atuni.edu.tr/
  • Başkent Üniversitesi https://www.baskent.edu.tr/
  • Bilkent Üniversitesi https://www.bilkent.edu.tr/
  • Çankaya Üniversitesi https://www.cankaya.edu.tr/
  • Gazi Üniversitesi https://www.gazi.edu.tr/
  • Hacettepe Üniversitesi https://www.hacettepe.edu.tr/
  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi https://www.odtu.edu.tr/
  • TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi https://www.etu.edu.tr/
  • Ufuk Üniversitesi https://www.ufuk.edu.tr/www/tr/

TARİHİ VE TURİSTİK  MEKANLAR

   

ANIT KABİR

Mimarları Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda'dır. 1944 yılında  yapımına başlanan anıt, 1953'te tamamlanmıştır.Anıtkabir kompleksi içindeki üniteler ;İstiklâl Kulesi, Hürriyet Kulesi, Aslanlı Yol, Müdafaa-i Hukuk Kulesi, Mehmetçik Kulesi, Zafer Kulesi, Barış Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Misak-ı Milli Kulesi, İnkılâp Kulesi, Zafer Kabartmaları, Mozole - Şeref Holüdür.

Antik Kentler ve Eserler

Gordion:  Ankara-Eskişehir karayolu, Polatlı'nın 21 km. kuzeybatısında, Ankara'dan 90 km. uzaklıkta, Yassıhöyük köyündedir. Gordion' un tarihi M.Ö. 3000 yılma (Eski Tunç Çağı) kadar dayanmaktadır. Asur, Hitit (M.Ö. 1950 - M.Ö. 1180) ve Frigya (M.Ö. 900 -M.Ö.620) nın önemli bir yerleşme yeri ve Frigya'nın başkentidir. Gordios adlı Frig kralının adını almıştır. Kral Gordios tarafından bağlanan ünlü düğüm, Büyük İskender tarafından M.Ö. 333 yılında kışı geçirdiği Gordion'da kesilmiştir.

Ahlatlıbel:  Ankara'nın 14 kilometre güneybatısında Taşpınar Köyü - Gavurkale -Haymana eski yolu üzerindedir. Ankara'ya çok yakın olan bu Eski Tunç  Çağı istasyonu Anadolu için önemli bir düz yerleşme birimidir.

Bitik Höyüğü:  Ankara'nın 42 kilometre kuzeybatısında, M.Ö. V. yüzyılda başlayan bir Klasik Çağ iskânı ile kalın bir Eski Tunç Çağ iskânı meydana çıkarılmıştır.  Buradaki kazı Prof. Şevket Aziz Kansu tarafından 1937 yılında Türk Tarih Kurumu adına yapılmıştır. En alt katta Eski Taş Devri tipte aletler ele geçmiştir. Onun üstündeki Eski  Tunç  Çağı kültürü  Ahlatlıbel kültürü ile benzerlik gösterir. En üstte ise çeşitli devirlere ait büyük bir sarayın kalıntılarına rastlanmıştır.

GAVURKALE: Ankara'nın 60 kilometre güneybatısındadır. Yanında akmakta olan Babayakup Deresinin tabanından 60 metre yükseklikteki, dik kayaların güneye bakan yüzünde yer alan; birbiri ardına yürüyen iki tanrı, karşılarında oturan bir tanrıça kabartması ve bu kayalığın çevresindeki iri bloklardan oluşan duvarlar ile dikkati çekmiştir.  Kaya kabartmaları Hititlere özgü olup, Anadolu'nun değişik yerlerinde bulunan benzer anıtlardan  birisidir.  Hititlerin ibadet yeri olarak bilinen Gavurkale' de önemli Frig yerleşiminin olduğu da anlaşılmıştır.

 Dosya: MonumentumAncyranum28Nov2004.jpg

Augustus Tapınağı: Ulus'ta Hacı Bayram Cami bitişiğindedir. M.Ö. II. yüzyılda Frigya Tanrıçası Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmıştır. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galat Hükümdarı Amintos'un oğlu Kral Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus  adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmıştır. Tapınağın kapısı önünde dört, arkada iki adet sütunun yerleri  ile kenarları işlemeli olan kapı  ayakta durmaktadır. Aslı Roma Tapınağında bulunan ve Augustus'un  başardığı işleri gösteren vasiyetnamesi bir yazıt ile bu tapınağın türbeye bitişik duvarına konulmuştur. Defterdarlık ve valilik binası arasındaki havuzun kenarında bulunmaktadır. Hiçbir yazıtı yoktur. Gövdesinde birçok halka olup, yüksekliği on beş metre kadardır.

     Dosya: Atakule.JPG

Julianus Sütunu: Sütunun İmparator Julianus' un (M.S. 361 - 363) Ankara'dan geçtiğinde şerefine dikildiği  söylenir. Halk arasında Belkıs Minaresi de denilmektedir. Ulus Meydanından Yıldırım Bayazıt Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde, caddeden 2.5 metreye kadar yükseklikteki bir platform üzerinde bulunmaktadır. Hamamın bulunduğu yüksek platformun höyük olduğu bilinmektedir.

Hamam, Caracalla (M.S. 212-217) devrine tarihlenir. Caracalla Hamamının Çankırı Caddesindeki girişi, sütunlu bir revak  kalıntısının çevrelediği geniş bir alana, palaestraya yani bir güreş sahasına açılır. Bu revaklı avlunun bir kenarında 32 sütun olmak üzere bütün yüzünde 128 mermer sütun bulunmaktadır. Hamam binaları  Apoditerium (soyunma kısmı), Frigidarium (soğukluk kısmı), Tepidarium (ılık kısım) ve Caldarium (sıcak Kısım) bölümlerinden oluşur. Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alır. 

Roma Tiyatrosu: M.S. II. asrın başına tarihlenen tipik bir Roma Tiyatrosunun kalıntıları çıkarılmıştır. Bunlar arasında tonozlu parados binaları, döşemeli orkestra, seyirci oturma yerleri (kavea), sahne odası (scene)'ndan artakalan temel ve duvarların yanı sıra birçok heykel ve parçalan bulunmuştur.

Akköprü: Selçuklu Köprüsü: Varlık Mahallesi önünde ve Ankara Çayı üzerinde olup, Ankara'nın en eski köprüsüdür. 1222 yılında Selçuklu Hükümdarı I. Alaaddin Keykubat tarafından Ankara Valisi Kızılbey zamanında yaptırılmıştır.

 Dosya: KocatepeMosque.jpg  Dosya: Resim ve Heykel Müzesi Ankara.jpg

Ankara Kaleleri

Ankara Kalesi:  Galatlar, Romalılar, Bizanslılar ve İslam orduları tarafından genişletildiği, Selçuklular tarafından tamir edildiği biliniyor. Kalede Hititlere ait eserlerin bulunuşu, Hititler zamanında yapıldığına işarettir. Kurulduğu tepe yanında akan (Hatip Çayı) Bentderesinden 110 metre yüksektedir.Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdır. Yirmiden fazla kulesi vardır.  Dört katlı olan iç kale kısmen Ankara taşından yapılmıştır. İç kalenin iki büyük kapısı olup, birisi dış kapı, diğeri hisar kapı adını taşır. İç kaledeki kulelerin yüksekliği 14 ile 16 m. arasında  değişmektedir. Bugün kale içinde Osmanlı Ankara'sının XVII. Yüzyıldan itibaren ayakta kalmış bir çok Ankara evi bulunmaktadır.

Kalecik Kalesi, Çankırı'ya giden yol üzerinde Ankara'dan 78 km. uzaklıktai koni biçimli bir tepenin üzerine kurulmuştur. Güneybatısındaki dağlara bağlanır ve Kızılırmak' a doğru uzanan ovada tek başına yükselir.

Camiler, Türbeler ve Kiliseler

Şehrin bazı önemli camileri, Ağaç Ayak Cami, Ahi Elvan Cami, Ahi Yakup Cami, Aslanhane (Ahi Şerafettin) Cami, Cenab-ı Ahmet Paşa Cami, Alaaddin Camii ,Çiçekçioğlu Camii, Direkli Cami, Eskicioğlu Camii, Hacettepe Camii, Hacı Arap Camii, Hacı Bayram Camii, İbadullah Cami Karacabey Camii, Kocatepe Camii, Kurşunlu Camii, Tabakhane Camii, Tacettin Camii ve Zincirli Cami'dir.Ankara'da, Ahi Şerafettin Türbesi,Azimi (İsmail Paşazade Hacı Esad) Türbesi, Cenab-ı Ahmet Paşa Türbesi, Hacı Bayram Veli Türbesi, İsmail Fazıl Paşa Türbesi, Karacabey Türbesi, Karyağdı Türbesi, Kesikbaş Türbesi, Yörük Dede (Doğan Bey) Türbesi  bulunmaktadır.

Ankara Cami ve Kiliseleri (İnanç Turizmi)

Hanlar

Kale altında ve Atpazarı Meydanı Sefa Sokakta bulunmaktadır. Kitabesinin 1522 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Ankara Kalesine giden yol üzerinde bulunan ve Fatih'in sadrazamlarından Mahmut Paşa tarafından 1421 yılında yaptırılmış olan eser, tipik Osmanlı şehir içi hanlarındandır. Kale yolu üzerinde ve Kurşunlu Hanın bitişiğindedir. 1421 - 1459 yılları arasında han ile birlikte Sadrazam Mahmut Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Doğu - Batı istikametinde boyuna uzanan büyük ve muntazam dikdörtgen plânda olup, on adet büyük kubbe ile  örtülü bedesten ve bedesten dışında meydana gelmiş olan arasta ile birlikte iki kısımdan ibarettir. Anılan bedesten bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi teşhir salonu olarak kullanılmaktadır. Hacı Doğan Mahallesi Tekneciler Sokağı ile Sulu Han Sokağı arasında bulunmaktadır. 1685 tarihinde Şeyhülislâm Cevvar Zade Mehmet Emin Bey tarafından Zincirli Camiye vakıf olarak yaptırılmış olduğu ileri sürülen Sulu Hana Hasan Paşa Hanı da denilmektedir. Fakat 1141 tarihli vakfiyede, Hanın Abdülkerimzade Mehmet Emin Bey tarafından vakfedildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır. At Pazarındadır. Aslen Kayserili olup, Ankara'ya yerleşen Hacı İbrahim Bin Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Vakfiyesi 1512 tarihlerinde düzenlendiğine göre bu tarihlerde yapılmış olmalıdır. Hanın yarısı mülk, yansı vakıfın ruhuna cüz-i şerif okumak, Lütfi Han kapısındaki musluğa bakmak için vakfedilmiştir. İçinde bir mescit yer almaktadır.

Hamamlar

Eski Hamam, Gazi Lisesinin tam karşısında yer almaktadır. Oldukça harap durumda olan hamamın soyunmalığı tamamen yıkılmış olmasına mukabil, soğukluk ve sıcaklık, külhan dahil olmak üzere ayakta durmaktadır. Eserin mimari yapısı ve tekniği itibariyle XV. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir. Karacabey Hamamı Talat Paşa Bulvarı üzerinde olup 1444 tarihinde yapılmıştır. Çifte hamam olarak teşkil olunmuş Karacabey Hamamı batı kısmında birbirine bitişik soyunmalıkları, doğu kısmında ise batıdakilere göre daha değişik inşa tarzı gösteren sıcaklık ve halvetleriyle birlikte bütünü kareye yakın büyük bir dikdörtgen meydana getirmektedir, birleşmektedir. İstiklâl Mahallesi Acı Çeşme sokakta bulunmaktadır. Kadınlar ve erkekler kısmı olmak üzere çifte hamam halinde yapılmış olan Şengül Hamamının bugün İstiklâl Caddesi üzerindeki erkekler kısmı evvelce kadınlara ait idi. Yan yana olan iki kısmın da soyunmalıklarının inşa tekniği ve malzemesinden, XIX. yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.

Anıtlar

Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin önündedir. 1956 yılında Türkiye Emlâk Kredi Bankası tarafından heykeltıraş Hüseyin Anka'ya yaptırılmıştır. En büyük mimarımız Mimar Sinan (1409-1588)'ın ayakta duran, kendine has giysileriyle mermer heykeli bulunmaktadır. Kızılay'da Güven Park içerisindedir. 1935 yılında Ankara taşından yapılmıştır. Türk Ulusunun polis ve jandarmaya bir armağanı olduğundan dolayı Emniyet Anıtı da denilmektedir. Ulus'ta T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü binasının yanındadır. 1966 yılında T.C. Ziraat Bankası tarafından İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi öğretim üyelerinden Heykeltıraş Prof. Hüseyin Anka'ya yaptırılmıştır. Ulus Meydanındadır. Anıt, Kurtuluş Savaşı kahramanlarına Türk Ulusu' nun bir armağanı olarak 1927 yılında dikilmiştir. Yenişehir'de Atatürk Bulvarı üzerinde, Ordu Evi önündedir. Atatürk'ün ayakta ve kılıcına dayanmış halde üniformalı, tunçtan yapılmış bir heykelidir. İsmet Paşa Kız Enstitüsü binasının önündedir. Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım' ın büstü Türk Kadınlar Birliği Merkezi tarafından Türk analarının en büyüğüne armağan olmak üzere 31 Mart 1964 tarihinde dikilmiştir

ANKARA MEDRESELERİ:

 Selçuklu devrinde ilim merkezi olan Ankara, Osmanlı devrinde de bu durumunu muhafaza etmiştir. Özellikle Fatih devrinde Ankarada ilim en yüksek noktasına ulaştı. Melike Hatunun yaptırdığı Kara Medrese meşhurdur. Hacı Bayram, Zincirli, İpekçioğlu, Kağnı Pazar, Mermerzade, Aliağa, Sevdediye, İbadullah, Doğanbey, Minharoğlu, Seyfeddin, Karabey, Kethüda, Saz Abdullah, Taşköprüzade, Sarı Hatip, Mustafa Paşa, Sarı Kadın, Ayazade, Seyfiye, Yeğenbey, Yeşil İlahi, Saraç Sinan ve Sultan Alaaddin Ankarada bulunan medreselerin önde gelenlerini teşkil ederler.

Beypazarı Evleri : Ankara'nın 100 km. batısında yer alan Beypazarı’nın dik yamaçlar ve vadilere kurulmuş olan eski kesimi, çarşı ve geleneksel konutlardan oluşan karakteristik dokusuyla ve doğal peyzaj özellikleriyle tarihi ve görsel karakteri zengin olan bir yerleşimdir. 100 yıllık geçmişi olan bu evler, Osmanlı ve geleneksel Türk evlerinin tipik özelliklerini taşımaktadır.

Ankara’daki  Camiler

Ahi Elvan Camii : Samanpazarı Ahi Arap Mahallesi’nde bulunan ve çok sade bir dış görünüşe sahip olan cami, 1832 yılında Ahi Elvan Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır.

Hacı Bayram Camii : Ulus'ta Augustus Tapınağı'nın bitişiğinde yer alan cami, 1427-1428 yıllarında Hacı Bayram Veli tarafından yaptırılmıştır. Doğu duvarı Augustus Tapınağı’na, güney duvarı Hacı Bayram Türbesi’ne dayanır. Selçuklu mimarisi stilinde inşa edilmiş olan cami Mimar Sinan tarafından onarılmıştır.

  • Aslanhane (Ahi Şerafettin) Camii :
  • Alaaddin Camii :
  • Ahi Yakup Camii :
  • Ağaç Ayak Camii :
  • Abdulhari Camii
  • Ağaçoğlu Camii
  • Balaban Camii
  • Cenab-ı Ahmet Camii : İ
  • Çeşme Camii
  • Çiçekçioğlu Camii :
  • Hacı Musa Camii
  • Hacı İlyas Camii
  • Hacı İvaz Camii
  • Hamidiye Camii
  • Hatuniye Camii
  • İki Şerefeli Cami
  • Karacabey Camii :
  • Leblebicioğlu Camii
  • Maltepe Camii
  • Molla Büyük Camii
  • Şeyh İzzeddin Camii
  • Tacettin Camii
  • Yeğen Bey Camii
  • Yeni Cami
  • Yeşil Ahi Camii

MÜZELER

Çankaya Atatürk Müzesi: Atatürkün oturduğu köşk olup, içinde Atatürkün kullandığı eşya ve mobilyalar muhfaza edilmektedir. Cumhurbaşkanlığı köşkünün bahçesindedir. Eski bir bağ evidir.

Anıtkabir Müzesi: Atatürkün yattığı bu yer, müze haline getirilmiştir. Atatürkün eşyaları, 3113 kitabı ve belgeleri, kendisine hediye edilen kılıç ve şiltler burada bulunmaktadır. Projesini Ord. Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda hazırlamıştır. 1944 - 1953 yılları arasında yapılmıştır. Büyük lahdin mermeri tek parça ve 42 ton ağırlığındadır.

II. Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet Müzesi: 23 Nisan 1920-1923de ilk Büyük Millet Meclisinin bulunduğu binada bu devre ait eşyalar sergilenmektedir

Anadolu Medeniyetleri Müzesi,: Cumhuriyetin ilk senelerinde Hitit Müzesi olarak kurulan bu müze daha sonra Arkeoloji Medeniyetleri Müzesi oldu. 1967de zenginleştirilerek Anadolu Medeniyetleri Müzesi, olmuştur. Anadolunun muhtelif bölgelerindeki kazılarda ele geçen eserler burada sergilenmektedir.

Kurşunlu Han ve Mahmud Paşa Bedesteni tamir edilerek müze haline getirilmiştir. Alacahöyük, Kargamış, Aslantepe ve Sakargözü kabartmaları bulunmaktadır. Yontma taş ve cilalı taş devrine ait eserler de bulunmaktadır.

Etnografya Müzesi: 1928de kurulmuştur. Atatürkün naşı 1938den 1953e kadar 15 sene burada kalmıştır. Bu müze, Türk-İslam eserleri bakımından çok zengindir. İşlemeler, dokumalar, altın ve gümüş işlemeli elbiseler, 17. asırda Ankara evlerinin döşenmiş hali, Selçuklu ve Osmanlı ahşap işçiliği, folklor, tarihi zengin kolleksiyonlar, bakır eşyalar, Türk yazı sanatına ait eserler, tarikat mensuplarına ait eşyalar bu müzeyi süslemektedir.

Diğer müzeler: Ankara müzeler bakımından çok zengindir. Devlet Demiryolları Müzesi, Sağlık Müzesi, Hayvanat Müzesi, Tabiat Tarihi Müzesi, bu müzelerden bazılarıdır

Gezi ve Mesire Yerleri

Altınpark, İrfan Baştuğ Caddesi Aydınlıkevler'de, 640 bin m2'lik alanda hizmet vermektedir. Park alanında Uluslararası Fuar Merkezi, Bilim Merkezi, Kültür Merkezi, Kapalı ve Açık Spor Alanları, Açık ve Yan Açık Gösteri Anfileri, Türk, İtalyan ve  Çin  Lokantaları, Türk Sokağı ve Tepe hanından oluşan bölüm, Gölet ve bahçeler, Üretim seraları, Olimpik Yüzme Havuzu, Mini Golf Sahası ve At Tavlası halkın ziyaretine sunulmuştur.

Atakule: Yüksekliği 125 metre olan kulenin tepe rakımı 118.2 metredir. 115.6 metredeki görsel ve işitsel cihazların kullanımına uygun çok amaçlı kokteyl salonu (nikâh töreni, seminer, konferans vb.) 600 metrekarelik bir alana sahiptir.

Moğan Gölü:  Ankara'nın 25 kilometre güneybatısında ve Konya Yolu üzerinde olan Mogan Gölü'nün kıyısında plaj ve gazinoların yanı sıra restoran ve kahveler vardır. . Kıyısında bir  yüzme havuzu olan göl, kayık gezileri için elverişlidir. Ulaşım, belediye otobüsü ile sağlanmaktadır. MTA Gül Bahçesi, Kurtboğazı arajı, Sarıyar Barajı, Beynam Orman İçi Dinlenme Yeri, Çamkoru Orman İçi Dinlenme Yeri, Güven - Karagöl Orman İçi Dinlenme Yeri, Hoşebe Orman İçi Dinlenme Yeri, Karagöl Orman İçi Dinlenme Yeri , Sorgun Orman İçi Dinlenme Yeri, Söğütözü Orman İçi Dinlenme Yeri , Tekkedağı Orman İçi Dinlenme Yeri , Uluhan Orman İçi Dinlenme Yeridir.

       

Atatürk Çiftliği: Atatürk tarafından kurulan çiftlik, günümüzde gazinoları, parkları, piknik yerleri, hayvanat bahçesi, çeşitli ürünleri ve doğası ile Ankaralılar tarafından çok ziyaret edilen bir gezi ve mesire yeridir.

Çubuk Barajı: Cumhuriyet döneminin ilk barajıdır. Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla 1930 yılında yapımına başlanmış 1936 yılında tamamlanarak 3 Kasım 1936 tarihinde Atatürk tarafından açılmıştır. Çubuk barajı etrafında mesire yerleri vardır.

Gölbaşı: Özellikle antik çağlara ait Höyükler, Kaleler, Ören Yerleri ve Mağaraların bulunduğu ilçede“Tuluntaş Mağarası” ile “Sulakiye Göl Yatağı” önemli kültür ve tabiat varlıklarındandır. İlçemize verilen isimde de etkili olan, 644.979 metrekare alana sahip Mogan Gölü ile çevresi 13,5 km. olan Eymir Gölü bir çok kültürel ve sportif faaliyetin yapıldığı rekreasyon alanlarıdır

Elmadağ: Ankara'ya 25 km uzaklıkta bulunan ve kışın devamlı karla örtülü olan Elmadağdaki Elmadağ Dağ Evi ve Elmadağ Kayak Merkez kışın Ankaralıların en çok uğradığı yerlerden biridir. Burada kış sporları çok yapılır.

Spor Aktiviteleri

Ankara'ya 26 Km. uzaklıktaki Elmadağ Kayak Merkezinde , Kar kalınlığı 30-40 cm' yi bulan kış aylarında kayak yapma imkanı mevcuttur. Elmadağ Kayak Merkezinde bulunan tesisler hizmet vermektedir. Ayrıca, Ankara'da biri kurtuluş Parkı içinde, diğeri  Bahçelievler Sondurakta olmak üzere iki adet buz pateni sahası bulunmaktadır.Elmadağ Kayak Merkezi (Kış Turizmi) Gölbaşı, Ankara'daki Hava sporlarının yapıldığı alanlardan biridir.

KÜLTÜR, SANAT VE EĞLENCE

Ankara siyasal açıdan olduğu gibi kültürel ve sanatsal açıdan da Türkiye'nin başkenti durumundadır. Devlet Tiyatroları, özel ve amatör tiyatrolar, Devlet Opera ve Balesi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, çok sayıda resim galerisi, amatör müzik grupları, kültür merkezleri başkentlilerin yararlandıkları etkinliklerdirTürkiye Cumhuriyeti'nin yarım yüzyılı aşan Devlet Tiyatrosu, Ankara'da en güzel oyunları sergilemekle kalmamış, bilinçli ve son derece ince zevkli bir tiyatro seyircisi de yetiştirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin 40 yılı aşan balesi Ankara'da filizlenmiştir. Bu sanat dalı da, tıpkı tiyatro gibi seyircisini de birlikte yaratmış ve geliştirmiştir. Her yıl ekim ayında perdelerini açan tiyatro, opera ve bale sahneleri mayıs sonuna kadar yerli ve yabancı eserlerin seçkin örneklerini sunar. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası da konserleri ile Ankara kültür sanat yaşamına renk katar.1988'de başlayan "Ankara Uluslararası Film Festivali", 1984'ten bu yana süregelen "Uluslararası Ankara Sanat Festivali", Ankara'da yapılan önemli etkinliklerdendir. Ayrıca, Ankara Uluslararası Çizgi Film Festivali, Ankara Uluslararası Müzik Festivali ve Asya - Avrupa Sanat Bienali ilgi çekici sanatsal etkinliklerdir

Kaplıcalar

İlin önemli kaplıcaları Kızılcahamam-Sey Hamamı Kaplıcası, Ayaş İçmesi ve Kaplıcası, Ayaş Karakaya Kaplıcası, Beypazarı-Dutlu-Tahtalı Kaplıca ve İçmeleri, Kapullu Kaplıcası, Çubuk Melikşah Kaplıcası ve Haymana Kaplıcasıdır.

KAYNAKLAR

  • https://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/ankara
  • r.wikipedia.org/wiki/Ankara
  • https://www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr/belge/1-55049/eski2yeni.html
  • https://www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr/belge/1-55026/eski2yeni.html

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar