06.01.2022
AKICILIK
Akıcılığın eski dildeki karşılığı Aheng-i selasettir ( Bkz ( Selaset)
Akıcılık bir cümlenin veya metnin takılmadan, kolaylıkla söylenecek, kulağa hoş gelecek, kolayca anlaşılacak şekilde yazılmalı ve okunuyor olmasıdır.
Kelimelerin veya cümlelerin pürüzsüz, kolay ve engele uğramadan okunabilmesi, anlatılmak istenen düşüncenin kolay anlaşılır şekilde anlatılmış olmasıdır. Bir yazıdaki tutuk ifadeler, kelimelerin zor okunur olması veya zor okunanlardan seçilmesi, ard arda gelen kelimelerin telaffuz güçlüğü oluşturması akıcılığa muhalif olan unsurlardır.
Anlamın belirsiz olması, düşüncelerin kapalı olması net olmaması, zor okunur olması, anlam belirsizliği akıcılığa aykırıdır. Yazarın düşüncelerini iyi tartmadan yazması, gereksiz sözcükler ifade bozuklukları, anlatım bozuklukları veya ifade yetersizlikleri de akıcılığı bozan unsurlardır.
Cümlelerin akıcı olabilmesi için kelimelerin pürüz yaratmayacak şekilde yerleşmesi, cümlelerin mantıksal gelişim, anlamsal tamamlayıcılığa göre ilerlemesi, mantıksal, düşünsel aşamalara uygun bir nizam ile bir birlerini izlemesi gerekir.
Akıcı anlatım daha ziyade üslupla ilgili olduğundan kelimeler arasındaki uyum da önemlidir. Ara arda getirilen kelimelerin arasındaki ses akışı ve pürüzsüz okunabilmesi akıcılığı destekleyen bir özelliktir. Düşüncenin iyi bir şekilde sıralanması, herkes tarafından bilinen kelimelerin kullanılması, cümlelerin kısa ve cümle yapısı bakımından doğru olması ifadenin akıcı olmasını temin eder.
Akıcı üslup ile basitliği bir birine karıştırmamak gerekir. Akıcılık basitlik değil , basitmiş gibi anlatmayı ve okunmayı sağlamaktır.
İfadede akıcılık düşüncenin yukarıda anlatılan bir düzen içinde sıralanması, bu düşüncenin herkes tarafından kolay anlaşılabilir, kolay pürüzsüz okunabilir olması, yapı bakımından doğru, anlatım bakımından yeterli, ifade bakımından net, ses akışı bakımından pürüzsüz olmasıdır.
Kısa cümleler kurmak, ifadeyi gereksiz kelimelerden kurtarmak, düşünceyi en kısa ve en net haliyle vermeye gayret etmek, ard arda gelen kelimelerin kolay ve pürüzsüz olanlarını ve rahat telaffuz edilebilir olanlarından seçmek, kulağa hoş gelmesini sağlamak, akıcılığı sağlayacak yollardır. Sık tekrarlanan sözcükler, uzun cümleler, anlamdaki belirsizlik, arda arda geldiklerinde söylemeyi zorlaştıran kelimler akıcılığı engelleyen unsurlardır.
ÖRNEK METİN
“Mart çıkıp nisan gelince, karlar erim erim erir; yağız toprağın yanağı yaş ve çamur sıvanırdı. Ölmüş otlar, torun gelen dölleriyle filiz verir, kar bürülü bayırların kalbinden kardelen çıkar; yavaş yavaş türlü nebat, boz dağlarda gönenirdi. Gevşeyen yağız toprağın döl yatağı ıslanınca rahminde kaynaşıp duran nebatları salıverir, toprağın nemli yüzünden yeşil otlar fışkırırdı. Allı güllü, morlu fistan giyinmek isteyen otlar, yeşil saçlı başlarına ak beyaz taçlar takınır, mayıs başına varmadan çiçeklerle şenlenirdi.
Toprak vıcık vıcık çamur, sarı balçık kesilince Ağcaören yamaçları şenliğe hazır gelirdi. Kurdun, kuşun, çakalların, inlerdeki ayıların, sarı tarla faresinin, kırda uçan böceklerin cennetti bu vakitlerdi. Söğütleri yeşerirken, kavakları yaşarırken, gökten yağmur boşanırken, diriliş bu mevsimdeydi. Hayvanın, otun, insanın ürediği mevsim buydu. Umutlar da çoğalıyor, açan tomurcuklar gibi sevdalar gül açıyordu.”
( Şahamettin Kuzucular, Alaçıktan Gökdelene- roman)
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın