Akalissos( Kumluca Asar
Önü)Antalya Körfezi
Kumluca’ya 23 km. uzaklıkta Idebessos antik kentine 2 km. güney-doğusu
İncir ağacı köyündedir. Kentin Hellenistik dönem öncesinden beri var olduğu
sanılmaktadır. Kent, Roma
döneminde İdebessos (Yenikışla-Bademağacı) ve Kormos (Karabük) ile üç kent
birliğini (Sympoliteia) kurmuşlardır. İmparator III. Gordianus döneminde
(M.S.238-244) sikke bastırmıştır. Bu sikkelerin üzerinde kentin ismi yazılıdır.
Bizans devrinde ise Myra metropolitliğine bağlı bir piskoposluk merkezi olmuştur.
Akalissos’da,
sur parçaları, Bizans devrine ait iki kilise kalıntısı, İmparator Commodos’un
(M.S.180-192) heykelinin kaidesi ve otuza yakın lahit görünür durumdadır.
Lahitler klasik Likya lâhitlerinden biraz farklı olarak sade üçgen alınlıklara
ve cephe girişlerine sahiptir. ALANYA(Coracesium, Alaiye, Kolonoros) ALANYA’nın ilk
kez ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu henüz bilinmemektedir. Kentin
bilinen en eski adı Korakesium dur. Bizans döneminde ise Kalanoros ismi
verilmiştir. 13, YY da Anadolu Selçuklu Hükümdarlarından 1, Allaaddin
Keykubat’ın (1200-1237) kaleyi alması ile şehrin ismini Alaiye olarak
değiştirmiştir. 1935 yılında Kenti ziyaret eden Atatürk ise Alanya adını
vermiştir. (Korekesium’dan İlk kez bahseden M.Ö.4, Yüzyıl antik
coğrafyacılarından Scylax’dır Bu dönemde bölge Anadolu’nun önemli bir bölümünü
istila eden Perslerin egemenliği altındadır. Daha sonra ünlü antik çağ yazarı Strabon,
Piri Reis, Seyyep, İbn-i Batuta ve Evliya çelebi bölgeyi gezen seyyahlar olup
eserlerinde kentten bahsetmektedirler…. Yazının Devamı için tıkla: ALANYA
ANTİPELOS( Kaş)Antiphellos
kenti Likya'nın kentlerinden birisidir. Bu antik kent Likya'nın Orta Likya
denilen bölgesinde yer alır. Likya veya Lisiya,Teke Yarımadası'nı kapsayan
antik bir bölgedir ve bu bölgedeki antik kentlerin oluşturduğu bir federasyonun
bölgesel adıdıır. Likya Roma döneminde Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti
haline gelmiştir. Likya "Işık Ülkesi" anlamına gelmektedir…. Yazının devamı için Tıkla ANTİPELOS Aperlai
(Aprilla) Sıçak Yarımadası Aperlai
kenti Sıçak Yarımadası'ndaki, Sıçak İskelesi'nin olduğu yerde bulunan bir antik
kenttir. Aperlai
, Kaş ile Kekova arasında bulunan Sıçak Yarımadasında
uzun ve dar bir koyun başlangıcında yer alır. Bu antik kente Kaş 'tan
tekne ya da Üçağız'dan kayıkla gitmek ulaşım yönünden en kolay yolculuk
şeklidir. Karadan ise Kılıçlı'da bulunan Apollonia' antik kentinden buraya
uzanan 7 km lik bir antik yoldan yürüyerek gitmek gerekecektir.
Kent adının orijinali Luwi dilinde “Aprillai” olup “Akarsu Boğazı” anlamına
gelmektedir.(1)……. Yazının Devamı için tıkla: Aperlai Apollonia ( Kaş)
Kaş'ın
etrafında Istlada, Apollonia, İsinda, Kyaenai gibi antik kentler yanında ismi
bilinmeyen birçok harabe yeri vardır.Bunlar irili ufaklı antik yerleşimlerdir.
Örneğin Tüse Köyü'nün yakınındaki alçak bir tepe üzerinde Tysse adında küçük
bir yerleşme bulunur.
Bu antik kent Likya'nın Orta Likya denilen bölgesinde yer alır...Yazının devamı için tıkla Apollonia
ARIASSOS(ANTALYA - BURDUR – Bucak ) Ariassos (veya
Ariasos) Toros dağları üzerinde 900 – 1100 metre yükseklikte yer alan
taşlık bir vadide kurulmuş Psidya yerleşim yerlerinden birisi olan bir antk
kentimizdir. Ariassos, Antalya’nın 50 km. kuzeyinde, bugünkü Antalya -Burdur -
Bucak karayolunun Çubuk boğazından sonra 1 km. batısında Akkoç köyüne l
km. mesafede yer almaktadır. Bu yolun üzerindeki Akkoç köyü sapağından
dönerek antik kente ulaşılmaktadır. Kente ulaşan antik yol da bazı bölümleriyle
günümüze kadar ulaşmıştır…Yazının devamı için tıkla: ARIASSOS (
Arykanda
: (Arycanda) Elmalı Finike Elmalı- Finike Karayolunun
tam yarısında, Arif Köyü yakınında, Aykırıçay'ın (antik Arykandos Nehri) batı
yamacında yer alır. Teraslar halinde bir yerleşim gösteren şehrin, en üst
terasında stadyum yer almaktadır. Tek uzun kenarlarında oturma sıraları yer
almakta, diğer uzun kenar yamaca açılmaktadır. Bu alttaki terasta, bölgenin
ufak fakat en iyi korunmuş tiyatrosu, en alttaki terasta ise agora ve meclis
binası yer alır...Yazının devamı için tıkla: Arykanda
Aspendos
(Belkıs)Aspendos veya
Belkıs Antalya ili Serik ilçesinde bulunan Belkıs köyünde yer alan anfi
tiyatrosuyla meşhur Pamphylia bölgesinin (1) önemli
kentlerindendir. Antalya'nın 48 km. doğusunda ,Antalya -Alanya karayolundan,
Serik geçildikten sonra kuzeye dönülerek 4 km.'lik Aspendos yolundan
ulaşılmaktadır. Serik ilçesinin 8 kilometre doğusunda Köprüçayı'nın dağlık
bölgesinden düzlüğe ulaştığı yerde M.Ö. 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulmuş
olduğu sanılan ve antik tiyatrosu ile dünyaca meşhur bir ören yeri ve antik
kentidir… Devamı: Aspendos
Attaleia ( Antalya
)Antalya'nın
Tarihöncesi çağlarda Pam-filya (Pamphylia) diye anılırdı. M.Ö. 159-138
yılları arasında BERGAMA
kralı Attalos II kendi adını taşıyacak olan Antalya şehrini kurdu. BERGAMAKrallığı’nın
sona ermesiyle (M.Ö. 133) bir süre bağımsız kalan kent, daha sonra korsanların
eline geçmiştir. M.Ö. 77’de Komutan Servilius Isauricus tarafından Roma
topraklarına katılmıştır. Roma
lılar döneminde Antonius şehri sevgilisi Kleopatra'ya armağan etmişti….Devamı: Antalya
Didyma,
DidimDidyma, Aydın’a
103 km uzaklıkta, Söke ilçesinin Yenihisar köyü yakınlarında Didim ilçesinde
Miletos'un 18 km. güneyindedir. Kentin
adlarından birisi Didiyma diğeri ise Brankos tur. Ddiyma adı eski Yunanca
da İki ikiz kardeş anlamına gelirken, Brankhos kelimesi ise “ Biliciler, kahinler”
anlamına gelmektedir. Didiyma İkiz kardeş anlamı Efes şehri ile kardeş şehir
olduğunu ifade ederken “ Kâhinler “ anlamı ise kentin kurucusu sayılan
Brankos’un kâhin olması ile ilgilidir.....
Yazının devamı: Didyma,
Didim Demre tarihi geçmişi ve coğrafi konumu itibari ile Antalya ilinin turistik
ilçelerinden birisidir. İlçe, Noel Baba Kilisesi, Myra Antik Kenti ve
Tiyatrosu, Andreake Antik Kenti, Kaya Mezarları, Simena Antik Kenti ile turizm
açısından ülkemizin ve Antalya'nın başlıca cazibe merkezlerinden
birisidir. Kekova adaları, tertemiz denizi, iklimi, coğrafik
güzellikleri açısından şanslı bir yerleşim yeridir……Yazının Devamı: Demre
Gagai- Antalya- Kumluca- Kumluca,
Mavikent'e (Yeniceköy) yaklaşık 1.5 km uzaklıkta 180 m. yüksekliğinde bir
tepe üzerindedir. Günümüzde 750 m genişliğinde kum bir düzlükle deniz
kıyısından ayrılmaktadır. Şehir; yukarı ve aşağı akropolis ve aşağı kent olarak
üç kısımdan oluşur.Şehrin kuruluşu
ile ilgili iki değişik hikâye anlatılmaktadır. İlk öyküye göre Likya'da
yerleşecek toprak arayan bazı Rodoslular, söz konusu isteklerini buranın yerli
halkına 'ga , 'ga ( toprak, toprak ) diye seslenerek anlatmışlardır. Diğer
hikâyeye göre ise Rodos'lu bir komutan Likya ve Klikya'lı korsanlara karşı bir
savaş kazandıktan sonra bir fırtınanın içine dalar ve gemisi de tehlikeye
düşer; geminin tayfası karayı görünce 'ga, 'ga diye bağırır ve kıyıya çıkarak
kurtulurlar. Günümüzde
şehirden kalanlar yok denecek kadar azdır. Su kemeri kalıntıları, kilise
kalıntıları, tiyatroya ait bir çukurluk ve birkaç işlenmiş taş blok geriye
kalabilenlerdir. (https://finike.8m.com/gagai.htm
)
Hamaxia Abtik Kenti
ALANYA’nın6 km. kuzey
batısındaki Elikesik Köy yolu üzerindedir. Yol
bir çiftlikte biter Bundan sonraki 1 kilometrelik mesafeyi yürümeniz gerekir. Hamaxia
yaklaşık olarak 450 metre yükseklikte bir yükselti üzerindedir. Kent’in,
İsa’dan sonra 2. ve 3. yüzyıllarda Korakesion’a (ALANYA) bağlı olarak varlığını
sürdüren küçük yerleşim yeri olarak kurulduğu Roma ve Bizans dönemlerine kadar
varlığını sürdürdüğü sanılmaktadır.Devamı Hamaxia Antik Kenti
Isında ( Kaş) İsinda, Antalya
ili Kaş ilçesi yakınlarında bulunan antik Likya kenti.İsinda
(Belenli) Kaş'a 13 km mesafede Belenli köyünün hemen yakınındaki tepe üzerinde
kurulmuştur. Isında küçük bir Lykia şehridir ve etrafı surlarla çevrilidir.
Kentte yer alan akropolün ortasında Lykia yazıtlı iki ev tipi mezar ilgi
çekicidir. Ayrıca birçok kaya mezarı ile Roma devrine ait Lykia tipi lahitler
günümüze kadar varlığını sürdürmüştür....
Istlada (Kaş
ve Kekova ) Lykia Bölgesi, antik kentidir. Finike - Kaş
karayolu üzerindeki Davazlar Köyü'nden Doğuya ayrılan 4 km'yoldan Kapaklı
Köyü'nün Hoyran mevki ve MÖ 4. yüzyıla ait Hoyran Anıtına ulaşılır.
Hoyran Mezar
Anıtı bir kayadan kesilen ev tipi mezardır. Anıtının alınlığında üç kişi ayakta
durmaktadır. Alttaki geniş frizde ise ortada bir sedir üzerine uzanmış erkek
figürü ve bu figürün önünde bir masa ile dört silahlı adam figürü yer alır. Akropolün doğu
ve kuzey yönünde kaya mezarları, lahitler ve stel şeklindeki mezarlar ile
sarnıçlar görülür. Mezarların tümü Roma Devri'ne aittir. Bu lahitlerin
arkasında kayaya oyulmuş Lykia ev tipi mezarlardan biri Güvercinli mezar olarak
anılır. Mezarın üzerinde horoz, sfenks ve güvercin tasvirleri bugün de
görülebilir. Mezarın kuzey yönünde ise mezar sahibinin ve yakınlarının tasvir
edildiği bir friz yer almıştır. Mezar MÖ 4. yüzyıla aittir. (https://tr.wikipedia.org/wiki/Istlada)
İotape ( Antalya- Gazipaşa) İotape, ALANYA 'nın 33 kilometre doğusu, Gazipaşa yolu üzerindedır. Bir Kilikya kıyı
şehri olan İotape'nin adı M.S. 38-72 yılları arasında yaşamış Kommagene Kralı
IV. Antiochus'un karısı Iotape'den gelmektedir.Denize doğru
uzanan yüksek bir burun, kentin akropolüdür. Sular, bu bölüme bir kale
görüntüsü vermektedir. Kentin yapıları büyük ölçüde tahrip olmuştur. Akropolün
Liman Caddesinde üç basamaktan oluşan krepis, bunların arasında heykellerin
olduğu kaidelerden anlaşılmaktadır. Heykellerin yazıtları, kentin başarılı
sporcularından ve hayırsever insanlarından söz etmektedir. Kentin ayakta
kalabilen en belirgin yapısı hamamdır. Hamama ait kanalizasyon sistemi günümüze
kadar korunmuştur. Antalya -Mersin karayolunun güneyinde bir tapınak kalıntısı
vardır. Kentin doğu ve kuzey tepelerindeki nekropolde anıt mezarların yanı sıra
tonoz örtülü küçük mezar yapıları da yer almaktadır. ( Geniş Bilgi için https://tr.wikipedia.org/wiki/Iotape)
Kandyba- ( Kaş Çataloluk Köyü) Antalya ilinin Kaş ilçesine bağlı Çataloluk Köyü'nde yer alır. Kandyba’nın antik Likya kentlerinden biri olduğu sanılmaktadır. Kekova
(Dolichiste) Batık ŞehirKekova tarihle
iç içe inanılmaz güzellikler sergileyen güzel bir yurt köşemizdir. Doğal
güzelliklerinin yanı sıra çok sayıda antik kente sahip olan Kekova'nın her
yerinden bir tarih fışkırmaktadır. Kekova, Mavi yolculuk yapanların ve yatların
uğrak yeridir. Kekova'ya denizden ulaşım Kale Çayağzı'ndan kiralanan kayıklarla
da yapılabilir. Kekova 'nın etrafında çok sayıda antik kent bulunur. Aperlaikenti 'de bu antik kentler içinde sadece bir tanesidir. Sıcak İskelesindeki Aperlai, Batık Kent, Kaleköy'deki Simena, Üçağız'da bulunan Theimussa, Gökkaya
koyu üzerindeki Istlada birbirine çok yakın olan antik kentlerin bazılarıdır. (
Bkz.ANTİPELOS VE NİSA ANTİK KENTLERİ ( Kaş) _)
Khoma (Antalya - Elmalı- Hacı
Musalar Köyü ) Antalya
-
Elmalı’ya 13 km. uzaklıkta Hacı Musalar ve Sarılar köyleri yakınındadır. Khoma Hellencede
“tepe, yığın, tümsek” anlamına gelir.
Kent, Beyler Höyük olarak da bilinmektedir. Tepe, 350 x 300 metre
boyutlarında olup 13 metre yüksekliktedir. Kazılarda saptanan tabakalar Erken
Tunç Çağı, Roma ve Bizans Demir Çağı'dır. Khoma, Lykia
birliğinden gelişmiş olan Koinon’un (eyalet birliği) yer aldığı otuz altı kent
ve kentçikten biri olduğu sanılmaktadır.Bu kesimde yapılan kazılarda kırmızı ve siyah açkılı
çanak çömlek parçaları ile pişmiş toprak figürler, bir mühür, ağırşaklar,
tezgah ağırlıkları ve tunç iğneler ele geçmiştir.[https://tr.wikipedia.org/wiki/Hacımusalar] Korydalla—Kumluca_Kumluca ilçe merkezinin 1 km
batısında, Myra’nın 29 km kuzeydoğusundadır. Yunanca “Korydos” (tarlakuşu)
kelimesinden türetilmiştir. İ. Ö. 500 yılında Miletli Hekataios tarafından
Rhodos Kenti olarak belirtilmiştir. kent, iki tepe üzerinde ve eteklerinde
kurulmuştur. Antik kentte bugün göze çarpan belli başlı eserler hamam, su yolu,
ile Büyük ve Küçük Asar Tepeler üzerinde bulunan sarnıçlar, kaya mezarları ve
özenle yapılmış bir duvar işçiliği gösteren büyük mozaikli bir yapıdır. Suyolu
Kumluca ilçesinin, Şeyhköy’e giden toprak yolun kenarında ve yol boyunca
yaklaşık 500 m. kadar devam etmektedir. Küçük Asar tepesinin batı yamacında 6
adet kaya mezarına rastlanır. Kentte tiyatro bulunmakta ise de bugün toprak
üzerinde hiçbir iz kalmamıştır. Tepeye ulaşan kayaya oyulmuş merdivenlerden çok
az bir kısmı ünümüze kadar korunabilmiştir. Tepede sarnıçlar ulunmaktadır.
Sarnıçların bir kısmı kayaya oyularak e kayaların şekline uydurularak yapılmış
olup sıvalıdır. ( Geniş Bilgi : antalya.batiakdeniz.com/genelbilgi.php?)
Kyaneai Cyaneae- ( Kaş, Yavi veya Yuva Köyü) Kaş 'a 23 km uzaklıktaki
Yavı Köyü'ndeki sarp kayalıklar üzerinde bir kenttir. Araba ile tiyatronun
yanına kadar çıkılabilir.
Tiyatro Tepenin güney eteğinde ise tabii meyile oturtulmuş ve günümüze kadar
sağlam gelebilmiştir. Kyaenai 240 m kadar yükseklikteki sarp kayalıkların
üzerine kurulmuştur. Şehrin etrafını 450 m uzunlukta bir sur çevirir. Surların
Bizans döneminde de kullanıldığı sanılmaktadır.. Surların un batı ve kuzey
kısımlarında üç kapı görülür. Kyaenai ismi koyu mavi anlamına gelmekte,
ayrıca "Çınlayan Kayalar" adıyla da anılmaktadır. Bunun nedeni rüzgârın
buradaki kayalara çarparak çınlaması olsa gerektir.
Tiyatro ile akropol arasında nekropol sahası yer alır. Ağaçlar arasında Roma
Devri'ne ait irili ufaklı birçok lahit bulunmaktadır. Kyaenai, Lykia Bölgesi'nde
en çok lahit görülen şehir niteliğinde olduğundan buraya lahitler kenti de
denir. Batı taraftakiler sade, doğu yamaçtakiler daha değişik ve bazıları
kabartmalıdır. Bu kabartmalı lahitler M.Ö. 350'ye tarihlenir. Diğer lahitlerin
hepsi Roma dönemine aittir. (http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44856/cyaneae---kyaneae-yavi-veya-yuva-koyu.html)
Laertes Antik Kenti (ALANYA ) ALANYA'nın 25 kilometre doğusunda
Toroslar'da bir vadi ağzında yükselen yamacın eteğinde kuruludur. Kent, Antik
Çağ'da Dağlık Kilikya olarak bilinen bölgenin içindedir. İç kesimde olmasına
karşın kentin limanı da vardır. Laertes'te bulunan MÖ 7. yüzyıla ait ve üç yanı
Fenike dilindeki yazıt, ALANYA Müzesi'nde sergilenmektedir.Kentten günümüze
kalan ve Roma dönemine ait kalıntılar arasında gözetleme kuleleri, halkın
agorada sohbet için kullandığı yarım daire biçiminde oturma birimi,
İmparatorlar caddesi, odeon veya tiyatro; Zeus, Apollon ve Sezar adına yapılmış
tapınaklar, agora, hamam ve nekropol sayılabilir.
Limyra (Zemuri ,Turunçova,
Zengerler) Fenike Finike İlçesi,
Turunçova Beldesi, Yuvalılar Köyü sınırları içinde yer alır. Limyra,1970
yılından beri Avusturyalı arkeologlarca kazılmaktadır. Değişik dönemlere ait
buluntular, hem bölge tarihini aydınlatmış hem de Antalya Müzesine çok önemli
buluntular kazandırmıştır. Limyra, Likya Bölgesinin en çok kaya mezarına sahip
kentlerinden biridir. Özellikle şehrin kuzeyindeki Toçak Dağında gün ışığına
çıkarılan İ.Ö. 4. yy.a ait Kral Perikles'in anıt mezarı mimarisinin Xanthos'taki
Nereidler Anıtına benzemesi ve önemli parçalarının Antalya Müzesinde
sergilenmesi ile ayrı bir önem arz eder. Günümüz köy yerleşimi ve kalıntılara
ulaşan asfaltın hemen kenarında, İ.S. 141 yılında büyük bir onarım geçiren
tiyatro binası yer alır.
Lissa (Lissai) - KariaLissa, Lykia
ile Karia bölgeleri arasında, Kapıkargın koyunun 3 km. güney-doğusunda, Kargın
gölü ucundadır.Lissa ,Luwi
dilinde “kayalık” anlamına gelen bir sözcüktür. Günümüze yalnızca Akropol
tepesindeki şehir surundan kalan duvar parçaları ve bunların üzerinde Hellence
yazılı birkaç yazıt ve çevreye dağılmış haldeki mimari parçalar gelebilmiştir.
Sur duvarının üzerindeki onurlandırma yazıtları M.Ö. III. yüzyıla aittir ve
Ptolemaios II ve Ptolemaios III’ün idaresinde olduğu yıllara tarihlenmektedir.
Kentin bulunduğu yer ile deniz arasında basit, sarnıç tipi birkaç mezar
görülmektedir.
Lyrbe (Seleukeia):Üç tarafı derin
yarlarla çevrili olduğu için kentin sadece güney yönünde surlar vardır.
Duvarları kesme taştan yapılmış surun ortalara rastlayan bir bölümünde giriş
çıkışı sağlayan bugün yıkık durumdaki Anıtsal Kapısı vardır. Sadece güneyden
ulaşabilen bir tepe üzerine kurulmuş olan kent merkezinin doğu yamacındadır.
Çeşitli yapı kalıntılarıyla çevrili olan Agora, ören yerinin en sağlam kalmış
kısmını oluşturur. Plan bakımından Hellenistik devirde gelişen İon tarzındaki
agoralara benzer.6 kapılı Agora'nın doğu ve batısında galeri ve dükkânlar yer
alır. Batı tarafına bakıldığında 2 katlı, çift galerili portikten geriye kalan
iki paralel duvar görülür. (4)
NİSA
– Kaş
Gömbe'de Komba
antik kenti, buradan 13 km uzaklıkta Sütleğen yakınındaki Meryemlik'te Nisa
antik kenti vardır. Burada da mezarlar, agora ve tiyatro kalıntıları
izlenebilir. Kasaba yakınında da Kandyba antik kenti yer almıştır. Kaş,'a
12 km uzaklıktaki Phellos harabeleri Çukurbağ ve Pınarbaşı köylerinin hemen
üzerindedir. (4)….. Yazının devamı: Nisa, Kaş)
Myra_Demre Bugünkü Demreİlçe merkezinde ve civarında yer alan Myra Antik Kenti, özellikle Likya Dönemi
kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Müzesi
(Noel Baba) ile ünlüdür. Kaya mezarları, Likce yazıtları ve sikkeler, Myra'nın
en azından İ.Ö. 5. yy.dan itibaren varlığını sürdürdüğünü gösterirler.Roma
Dönemi surlarının dışında, Hellenistik hatta İ.Ö. 5. yy.a tarihlenen sur
kalıntılarına akropol tepesi ve çevresinde rastlamak mümkündür. Akropolün güney
eteğinde yer alan tiyatro, gerek oturma sıraları gerekse sahne binası ile iyi
korunmuş bir Roma Dönemi tiyatrosunun özelliklerini yansıtır.
Olympos Chimaira:
( Antalya- Çıralı -Cirali) Antalya
'nın
güney sahillerinde Phaselis'ten sonra ikinci önemli liman kenti Olympos'tur.
Şehir adını, 16. km. kuzeyindeki Torosların batı uzantılarından biri olan 2375
m. yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı'ndan alır. (4) Henüz yeri bulunmamış
Athena Tapınağı ve diğer önemli yapıların, bugün ormanla kaplı akropol
tepesinde yer aldıkları düşünülmektedir. Beydağları-Olympos Milli Parkı sınırları
içinde yer alan şehre ulaşım, Antalya - Kumluca karayolundan sağlanmaktadır.
Nehir ağzına yakın bir yerde küçük ve dik akropolde geç dönemlerden kalan ve
özellikleri anlaşılamayan yapı kalıntıları yer alır. Irmağın güney kıyısındaki
Hellenistik temelli ve Roma onarımlı küçük tiyatro oldukça harap olup, girişin
bir yanı iyi korunmuş durumdadır. Şehrin görülebilir diğer önemli yapısı ise
ırmak ağzının 150. m.sinde yer alan tapınak kapısıdır. İon düzeninde küçük bir
tapınağa ait olduğu mimari parçalardan, Roma İmparatoru Markus Aurellius (İ.S.
161–160) adına yapıldığı da kapı önündeki heykel kaidesinden anlaşılmaktadır. Patara:Fethiye
- Kalkan Fethiye- Kalkan arasındaki bereketli Xanthos vadisinin güneybatı ucunda yer alır.Akdeniz
kaplumbağaları Caretta-Carettaların milyonlarca yıldır yumurtalarını bırakıp
yavruladıkları ender sahillerden biri olması ile de ayrı bir öneme
sahiptir. Bugün ayakta kalan yapıların çoğu Roma-Bizans ve hatta Ortaçağ'a aittir.
Şehre ve günümüz kalıntılarına giriş görkemli ve çok iyi korunmuş bir Roma
zafer takından yapılmaktadır. İ.S. 100 yıllarında bölge valisi adına inşa
edildiği, kitabelerinden anlaşılmaktadır. Takın batısındaki tepenin
yamaçlarında, Likya tipi lahitlerin bulunduğu mezarlık alanı uzanır. Kentin en
güney ucundaki Kurşunlu Tepeye yaslanmış olan Tiyatro, Hellenistik Dönem (İ.Ö.
2. yy.) özellikleri gösterir. Ancak İ.S. 1. yy.ın ortalarında birçok Likya
kentinde etkisini gösteren depremle yıkılmış ve yeniden inşa edilmiş olup,
bugün büyük ölçüde sahilden gelen kumla doludur. Doğu girişindeki mükemmel
kitabe İ.S. 147'deki onarım ve ekleri anlatmaktadır. Tiyatronun yaslandığı
Kurşunlu Tepe şehrin genel görünümünün ve yörenin seyredildiği en güzel
köşedir. Buradan şehrin diğer kalıntıları; Vespasian Hamamları, Korinth
Tapınağı, ana cadde, liman ve Hadrian Dönemi Ambarı rahatlıkla izlenebilir.
Phaselis (Tekirova),
ANTALYA - Kemer
Karayolunun 44. km.nden sola dönen yol, geniş ölçüde orman alanı içinde bulunan
Phaselis Antik Kentine ulaşır. Phaselis, gerek plaj ve piknik alanları gerekse
tarihi dokusuyla bölgenin en ilgi çeken ören yerlerinden biridir. Örenyerinin
girişinden sonraki virajın sağında, şehrin en eski surlarıyla (İ.Ö. 3.yy),
tapınak veya anıtsal bir mezara ait olabilecek temel kalıntılarına rastlanır.
Kuzey limanının arkasındaki yamaçsa şehrin mezarlık alanıdır. Günümüzün en
anıtsal kalıntıları ise otoparkın önündeki su kemerleridir. Şehrin ihtiyacı
olan su, kuzeydeki tepede yer alan kaynaktan getirilmekteydi. Biri tiyatronun
karşısında, diğer ikisi güney limana giden ana caddenin sağında olmak üzere
şehirde üç agora bulunmaktadır. Tiyatronun karşısındaki agoranın içinde, bugün
Bizans dönemine ait küçük bir bazilikanın kalıntıları yer alır (2)
PERGE
ANTALYA 'nın 18 km doğusunda, Aksu
ilçesi sınırları içinde bulunan bir antik kenttir.1947 yılından beri İstanbul
Üniversitesince yürütülen kazılar sonucu şehir merkezinin önemli anıtsal
yapıları gün ışığına çıkarılmış, ele geçen heykel buluntuları sayesinde Antalya
Müzesi dünyanın en zengin Roma heykel müzelerinden birisi olma özelliğini
kazanmıştır. M.Ö 12. yüzyılda kuzey Anadolu'dan güney kıyılara büyük bir Yunan
göçü oldu.(4)…….Yazının devamı : Antalya
Podalia (Podala) ( Elmalı-
Avlan Gölü- Kramik Köyü) Podalia,
Elmalı’ya 25 km. uzaklıkta eski Avlan Gölünden arta kalan ovada, Keramik köyü
yakınındadır. Podalia sözcüğü Luwi dilinden türetilmiş olup ”Göllücek”
anlamındadır. Podalia’nın
tarihi çağlarına ait bilgilerimiz çok yetersizdir. Lykia eyalet birliğine dahil
olan kentler arasında burasının da ismi geçmektedir. Ayrıca yörede bilimsel
araştırma da yapılmamıştır. Yalnızca Romalıların buraya egemen oldukları
yıllarda kendi adına sikke bastığı bilinmektedir. Bizans döneminde ise Myra
metropolitliğine bağlı bir piskoposluk merkezi olmuştur. Günümüzde,
Karemık köyü yakınındaki tepede bazı kalıntılarla karşılaşılmıştır. Bunlar
rektogonal tekniğinde yapılmış duvarlara ait parçalardır. Ayrıca Hellenistik
çağ ve sonrasına tarihlenen keramik parçaları da yüzeyde çok sayıda
bulunmuştur. Bunlar arasında erken Tunç çağına ait keramik parçalarının oluşu
Podalia’daki yerleşimin oldukça eskiye indiğini bizlere göstermektedir. (
Alıntı: w.kenthaber.com/akdeniz/antalya/elmali/)
Rhodiapolis (Eskihisar, Sarıcasu)Antalya’nın
Kumluca ilçesinin 3 km. kuzey-batısındadır. Halk arasında buraya Eskihisar demekte,
yanı başında Sarıcasu Köyü bulunmaktadır. Prof.Bilge Umar
Rhodiapolis’in Hellen dilindeki Rhodon (gül) sözcüğünden türetilmiş olup, “gül
şehri” anlamına geldiğini söylemektedir. George Bean ise bu “Rodosluların
kenti” anlamına gelen bir kelime olduğunu iddia eder. M.Ö. 168/67 ‘de kurulan
23 kentten oluşan Lykia Birliğine Rhoodiapolis de katılmış ve basılan ilk
birlik sikkelerinde bu kentin de adı vardır. Daha sohra Koinon (Lykia eyalet
birliği) ‘a da katılmıştır. Kalıntılara dayanarak kentin Roma çağında önem
kazandığı söylenebilir.Kentin
ortasındaki tiyatronun kalıntıları günümüze gelebilmiştir. Bu tiyatroda diazoma
bulunmayıp 16 oturma sırası mevcuttur. Cavea yarım daireden biraz daha kapalı
olup paradosların daima açık olduğu anlaşılmaktadır.Tiyatronun
güney-doğusunda Agora ile Stadium’un kalıntıları dağınık durumdadır. Burada bir
de Hellenistik dönemde yapılmış bir kule ile karşılaşılmaktadır. Kentin oldukça
yayılmış nekropol alanları kuzey, kuzey-doğu ve güneydedir. Kentin ormanlık
alanda bulunuşundan ötürü de kalıntıların incelemek s-bugün için kolay
değildir. ( Geniş bilgi için Bkz: .kenthaber.com/akdeniz/antalya/kumluca/Rehber/antik-kentler/rhodi)
Side : Antalya
Antalya Manavgatİlçesi'ne bağlı Side
Beldesi'ndedir. Manavgat'a 8 km. uzaklıktadır. Roma Devrine ait agoranın
karşısında bulunan, M.S 5-6.yüzyıldan kalma antik agoranın hamamı 1960/61
yıllarında restore edilerek müze haline getirilmiştirİ.Ö. 7.
yüzyılda Batı Anadolu'da yaşayan Kymeliler (Bugünkü Aliağa) tarafından
kurulduğu söylenir Side; 'Nar' anlamına gelmektedir ki 'Nar' Anadolu'nun
bereket sembollerinden olup Roma İmparatorluğu dönemine dek şehrin sembolü
olarak Side sikkelerinde kullanılmıştır. Side Antik
Kenti, İ.Ö. 6. yy'da Lydia, 5.yy.'da Pers, 4. yy'da İskender, ardından da
Hellenistik krallıkların egemenliklerine girdiği gözlenir. Şehrin en parlak
dönemi İ.Ö. 1.yy.'da Roma ile ilişkilerin kurulmasıyla başlar. Bu parlak dönem
İ.S. 3. yy'a kadar sürer. Side Antik Kenti bu dönemde hem Akdeniz'in en önemli
liman kenti ve en işlek esir pazarı, hem de kültür ve eğitim merkezi olmuş,
bugün dahi ayakta olan görkemli yapılar bu dönemde inşa edilmiştir.... Devamı: Antalya
Selinus (Sellinous) Antalya- Gazipaşa
Gazipaşa’nın 3
km güneybatısında, ALANYA’nın 40 km güneydoğusundadır. Yüksek bir ada üzerinde
olan yerleşim yeri, kayalık güneyde sarp denize inmektedir. Selinus
(Hacımusa) Çayı’nın denize döküldüğü yerde beşik tonozlu iki odalı hamama ait
kalıntıları görmek mümkündür. Deniz kenarındaki agoranın sütunları kaybolmuşsa
da stylobat izleri görülebilir. Agoradan doğuya doğru gidildiğinde apsisli bir
yapıya (kilise) rastlanır. Bu yapının eski bir mabet üzerine kurulmuş olması
olasılığı büyüktür. Kilisenin doğusunda anıtsal bir yapı vardır. Kentin tek
İslamî yapısı olup giriş kapısının çevresi Selçuklu Dönemi motifleri ile
süslüdür. Bu kalıntının bir köşke ait olduğu sanılmaktadır. Kentin
nekropolündeki mezar yapıları arkasollü, beşik tonozlu, anıt mezarlar olup,
Kilikya Bölgesi’nin ölü gömme adetlerini en güzel biçimde ortaya koymaktadır. Kente ait su
kemerlerinin bir bölümü günümüze ulaşabilmiştir. Bugüne kadar gelmiş olan
yapılar, sokaklar, evler ve sarnıçlar kısmen Erken Osmanlı dönemine kadar
uzanmaktadır. Ovada dağ ve dere arasında büyük bir hamam, bir odeion ve Roma
dönemi büyük bir alan yer alır. Küçük bir nekropol dışında sadece bir Aquadukt
(su kemeri), bir tiyatro ve bir bazilika kalmıştır. Kalıntıların güneybatısında
imparatorluk dönemi nekropolün kenarında, Erken Bizans dönemine ait üç nefli
bir bazilika yer alır. Kimisi kapılarında yazıtlarıyla, sayısız imparatorluk
dönemi mezar evleri, düzensiz bir şekilde çay yatağında bulunmaktadırlar.
Nekropolde orta Bizans döneminden küçük bir kilise vardır. Kayalık tepenin en
yukarısında bugünkü durumu muhtemelen erken Osmanlı dönemine uzanan bir kale
bulunmaktadır. (kenthaber.com/akdeniz/antalya/gazipasa/Rehber/antik-kentler/Selinus)
Selge: Antalya Selge önemli
bir Pisidia şehridir. Toros dağlarının güney eteklerinde ulaşılması güç doğal
korunaklı bir yerde bulunur. Selge’ye, uçurumların, nehirlerin ve küçük
şelalelerin bulunduğu ormanlık yoldan tırmandıktan sonra bir Roma köprüsünden
geçilerek ulaşılır. Doğal ve tarihi zenginlikleri nedeniyle Köprülü Kanyon
Milli Parkı kapsamına alınmıştır.Selge, madeni para basan ilk Pisidia şehridir.
Selge istihkâm duvarlarıyla çevrili üç tepenin üzerinde uzanır. Bugün halen bir
kısmı duran bu duvarların yedi ana kapısı ve ortalama 100 metre aralıklarla
dizilmiş kuleleri vardı. Bugün görünebilen ilk kalıntı günümüz Zerk köyünün bir
kısmını oluşturan Yunan-Roma tarzı tiyatrodur. Güneydoğudaki tepede üç tarafı
kapalı geniş kare bir agoranın kalıntıları vardır. Bunun yanında daha sonraki
dönemlere ait olan apsidli bazilika vardır. Çoğunlukla Roma dönemine
tarihlendirilen Selge harabeleri, özellikle M.S. ikinci yüzyılda Selge’nin ne
kadar zengin ve güçlü bir şehir olduğunu gösterir.(4)( Bkz: Antalya) Simena, Samaona (Kale)
Simena,Kaş-Finike arasında, Kekova (Dolikhiste), Kale köyünün bulunduğu yerdedir. Kent
Roma döneminde önemli bir yerleşim yeridir. Lykia Birliği'nin bir üyesi olan
Simena'da da Theimiussa gibi hem karada hem su altında kalıntılar
bulunmaktadır.Simena’nın
surları son derece düzgün işlenmiş, ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber
üzerinde Bizans devrine ait yapı izleri ve tamirler vardır. Deniz kıyısında,
kitabeli bir hamam yer alır. Akropol’ün kayalıklarına açılmış çok sayıda kaya
mezarından başka etrafa dağılmış bir halde lahit ve lahit parçaları çoktur.
Akropolün kuzeyindeki bu nekropol sahasında kayalara oyulmuş ev tipi mezarlar olup
bazılarının üzerinde kitabeleri vardır. Akropolde 300 kişilik, yedi oturma
sıralı minik bir tiyatro kayaların içine oyularak yapılmıştır. Simena’da hamam,
Lykia tipi kaya mezarları ve lahitleri, Roma dönemi duvar kalıntılar da
günümüze gelebilen kalıntılardır. Soura (Sourai-Sura)Demre - Kaş Demre ’den Kaş’a
giderken 5 km.de, batıya doğru 5 dakikalık mesafededir. Sura’nın önemi bir
kehanet merkezi olmasındandır. Bugün, Apollon Surias mabedi, kehanetin
yapıldığı su kaynağı, Bizans Kilisesi, Akropol, Sur, rahip evi ve gözetleme
kulesi kalıntıları görülebilecek durumdadır.
Syedra ALANYA
ALANYA
’nın 20
km. güneydoğusunda Seki Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Alanya Müze
Müdürlüğünce 1994–1999 yılları arasında yapılan Arkeolojik kazı ve araştırmalar
kentte yerleşimin İ.Ö.7.yy’dan başladığı ve 12. yy’a kadar devam ettiğini
ortaya koymuştur. Kentin önemli yapıları arasında; Sütunlu cadde, Hamam,
Kilise, Akropol, Vaftis mağarası, sarnıç ve surları sayabiliriz.
SyllionANTALYA -
ALANYA
ANTALYA -
ALANYAkarayolunun yaklaşık olarak 35.km’sinden kuzeye 8 Km. sonra Sillyon’a ulaşılır. Kent düz bir ovada, elips
şeklinde bir plato üzerinde çevreye hâkim bir konumda kurulmuştur. Kentte Helen,
Roma ve Bizans ve Selçuklu izleri vardırŞehir üzerinde
bulunduğu yassı tepenin batı yönündeki meyilli arazi üzerinde genişlemiştir. , Aşağıda,
bugün çok harap bir durumda bulunan bir stadyum ve bunun doğusunda büyükçe bir
hamam kalıntısı vardır. Stadyum, Gymnasium, kuleler, Selçuklu Mescidi, sahne
kısmı kayaların çökmesiyle tamamen kaybolmuş Tiyatro ve spor tesisleri ilginç
yapılardan bazılarıdır.
Stadyumun güneyinde surlar başlar. Bu surun ortasındaki burç çok büyük ve
korunaklıdır. Bunların içinde nereye gittikleri belli olmayan gizli yollar,
dehlizler vardır. Surun sona erdiği yerde bulunan platform açıklarında bir de
cami vardır.Tiyatro
çevresindeki Hellenistik döneme ait taştan yapılmış binalarla büyük su sarnıçları
dikkat çekmektedir.
Tlos (Tlava)Fethiye-Korkuteli
Fethiye - Korkuteli ve Fethiye - Kaş yolundan
güneye ayrılan yoldan yaklaşık 25 km. sonra Tlos'a ulaşılır. Kent Eşen Çayı(Sıyanda/
Xantos) vadisine egemen konumu, zengin ve eşsiz kalıntılarıyla antik Lykia'nın
en ilginç antik yerleşkelerinden birisidir. Tlos kenti ülkemizde en sağlam kalmış antik
şehirlerden biridir. Kentin batısında Telmesos (Fethiye) , güneyinde Pınara kuzeyinde
ise Kadyanda ve Araxa isimli Likya kentleri vardır. Tlos, kuzey-doğusunda son derece dik
uçurumların bulunduğu oldukça yüksek, kayalık bir tepenin üzerinde kurulmuştur.
Bu kalenin biraz atında, özellikle doğu yamaçlarında Lykia’lılardan kalan duvar
kalıntıları, güneyde ise Roma dönemine tarihlenen son derece güzel duvarlarla
karşılaşılmaktadır. Akropolü çevreleyen sur duvarlarında yapı malzemesi olarak
kullanılmış devşirme malzemelerin içinde Lykçe yazılı kitabe parçaları dikkati
çekmektedir. Tiyatrosu düz bir zemin üzerinde
yarım daire şeklindedir, Caveası tamamiyle Roma tarzındadır. Akropolün
eteklerine kadar uzanan Agora’nın doğu yönündeki portiklerin arka duvarlarının
hemen hemen bütünü ayakta durmaktadır. Agora’nın doğu yönünde ve
oldukça uzakta,tepe üzerinde gruplar halinde kaya mezarları bulunmaktadır.(.kenthaber.com/akdeniz/antalya/kemer/Rehber/antal)
Tlos Antik Kenti kazılarında,
Fethiye'nin Arsa Köyü'nde dış duvarında tarih öncesinden figürler barındıran bir
mağara da bulunmuştur. (erkmensenan.blogspot.com/2011/06/tlostlavaduver-)
TrysaTrysa, Kaş - Demre Kaş - Demre yolu Davazlar Köyündedir.. M.Ö. 2. yüzyılda oluşan Likya Birliği’ndeki
kentlerden biri olarak görünmektedir. Trysa antik kenti kalıntıları 550m. Uzunluğunda ve 150 m
genişliğinde bir alanı kaplar. Kuzey ve batı tarafı surla çevrilidir. Sur
dışında Trysa’da bugün kalıntı olarak Heroon’un duvarları, tapınağa ait ufak
kalıntı ve çok sayıda lahit bulunmaktadır. Lahitlerin çoğu sadedir ya da büst
veya hayvan başı şeklinde tepeliklere sahiptir.
Akropol’ün güneybatı eteğinde ileri derece de tahrip olmuş tapınak
kalıntısı da vardır.Trysa’nın en büyük eseri kentin
kuzey-doğu ucunda yer alan ve 18m²’lik kapalı bir alan içinde duran, M.Ö.
4.yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenen Heroon’dur. Dört yandan bir duvarla
çevrilidir. Trysa kentindeki bir lahit ile Heroon’un frizleri Avusturyalılar
tarafından 1882/83 yılında Viyana’ya götürülmüştür. Kaş - Demre yolu Çevreli Köyü Kaş ile Demre arasındaki Çevreli Köyü’nün (Tirmisi) 2 km.
doğusundadır.
Tepe üzerine yayılan kentin kuzeydeki doruğu daha yüksek olduğundan burasının
akropol olduğu sanılmaktadır. Ayrıca burada iç kaleye ait olduğu sanılan
kalıntılarvardır.
Çevrede lahit formunda, Lykia dilinde yazıtlı ve ev tipinde iki kaya mezarı
dikkati çekmektedir. Lahitlerin üzerinde erkek ve kadın figürü bulunmaktadır.
Akropol yamacında kayalara oyulmuş mezarlar dikkat çeker. Kentin Hellenistik ve
Roma çağlarında kullanıldığı anlaşılmaktadır.Tepenin iki doruğu arasında kalan yerde oldukça iyi durumda blok
taşlardan oluşmuş bir kalıntı vardır.Telmessos,Bugünkü Fethiye
kenti yakınlarındaki Belen'de, M.Ö. 3000'lerde kurulduğu sanılan antik
Telmessos kenti, Likya'nin Karya sınırında yer alıyordu. Işık Yurdunun
insanları” anlamına gelen Likyalılar bu kente sahip olmuş ve şehir Telmessos
adıyla anılmıştır.(3) Uzun bir süre Likya'ya karşı bağımsızlığını koruduktan
sonra, M.Ö. 6. yüzyıl ortalarında Pers egemenliğine girdi.
Theimussa (Kale İskelesi-Üçağız) Theimussa antik
kenti Kekova ’yı bağlayan yer Theimussa'nın bulunduğu Üçağız Köyü'dür. Üçağız
Köyü'nün içinde görülen kalıntılar Theimussa antik kentine aittir. Şehrin tarihinin
M.Ö. IV. yüzyıla kadar indiği anlaşılmaktadır. Burada mezar kalıntıları ile köyün
kıyısında alçak bir kayalık üzerinde kule kalıntısı görülebilir.İskelenin hemen
arkasında bulunan bir mezar M.Ö. IV. yüzyıla ait olup ev tipinde ve üzerinde
çıplak, erkek bir genç tasviri vardır. Kitabesinde Kluwanimi'ye ait olduğu
yazılıdır.Deniz İçinde ve
Doğuda denizin hemen yukarısında birbiri üzerine binmiş hissini veren birçok
lahit görülür. Bu mezarların çoğu Hellenistik ve Roma dönemine aittir.
Mezarların üzerindeki yazıtlar da Kyaenai ve Myra vatandaşı diye yazılıdır.Kaleköy'deki
Simena, Apollonia, İsinda ve Aperlai ile birlik oluşturduğu gibi herhalde
Theimussa'da, Myra ve Kyaenai ile bir birlik oluşturmuş olup o şehirlerden
birisi ile Lykia Birliğinde temsil edilmekteydi. Şehrin doğu ucunda kayaların
kesilmesiyle 28 m uzunlukta 8 m genişlikte bir iskele bulunmaktadır. Kayaların
kesilme izleri bugün de görülebilir. Buradan Kaleköy'de bulunan Simena'ya
geçilir. (.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44863/theimussa-kal) Termessos : ANTALYA
ANTALYA ’nın 22
km. kuzeybatısında, Antalya-Korkuteli karayolunun güneyinde yer alan 1650 m.
Güllük/Solym dağının, 1050 m. yüksekteki yamacında antik Termessos Kenti
kalıntıları bulunmaktadır. Bölge, flora, çiçek ve maki bitki örtüsünün en güzel
örnekleri ile başta yaban keçisi olmak üzere faunasının eşsizliği nedeniyle
`Güllük/Termessos Milli Parkı ve Koruma Alanı` olarak ilan edilmiştir.
Termessos, İskender`in Asya seferinde, Anadolu`da ele geçiremediği tek kenttir.
Daha sonra yöreye gelen Bergamalılar ile iyi ilişkiler içinde bulunan
Termessos, Bergama Krallığı`nın varisi Roma ile de bu ilişkilerini geliştirerek
M.Ö.72`de bir anlaşma imzalamış ve bu anlaşmadan sonra kent, çeşitli yapılar
ile donatılarak, gelişmeye başlamıştır. M.S. 5. ve 9. yy`larda meydana gelen
depremler sonucunda yıkılıp harap olan ve tarihinde hiçbir ordu tarafından zapt
edilemeyen Termossos kenti, tekrar inşa edilme imkanı bulamamış ve kent halkı
kıyıdaki diğer Pamfilya ve Likya kentlerine göç etmişlerdir.(4)( Bkz: Antalya
)
Trebenna: Kentin, Antalya'nın batısında yer alan Beydağları'nın denizden 700 m yükseklikte orman
içerisinde bir Akropol kent tarzında inşa edildiği görülmektedir. Antik kentin
kalıntıları bugünkü GEYİKBAYIRI / ÇAĞLARCA yerleşiminin 2 km. kadar güneyinde
bulunmaktadır. Bir çıkıntı şeklinde tepe üzerine inşa edilmiş olan antik kentin
etrafı kayalıklarla çevrilmiş durumdadır.
Xanthos:Fethiye-Kaş
karayolu üzerinde, Fethiye'ye 46 km. uzaklıktaki Kınık Köyü'nde yer alır. Şehir
Xanthos Nehri (bugün Eşen Çayı) kenarındaki ovaya hakim iki tepe üzerinde
kurulmuştur. Xanthos'un her iki akropolü de değişik örgü sistemlerinin
görüldüğü sur duvarları ile çevrili olup, Likya akropolünü doğudan çevreleyen
poligonal teknikteki sur İ.Ö. 4. yy.a aittir. Güney yönündeki sur ile Eşen çayı
tarafındaki surların bir kısmı, Hellenistik devirde yapılmış, düzgün bloklardan
oluşur. Geri kalan surlar harçlı duvarları ile Bizans dönemine aittir. Bizans
sur kalıntısının kuzeyindeki sahayı Roma devri tiyatrosu kaplar. Xanthos'un en
ilginç kalıntıları, tiyatronun batısında yer alır. bunlardan ilki, yüksek
dikdörtgen yekpare kaide üzerindeki ölü ailesi ile yanındaki kadın gövdeli, kuş
kanatlı yaratıklar olan ve ölülerin ruhlarını gökyüzüne taşıdıklarına inanılan
"Harpy" kabartmalarına sahiptir. Bugün orijinal blokları, Biritish
Museum'da sergilenen Harpy Anıtı, İ.Ö. 5. yy.a tarihlenmektedir. Bu anıt
mezarın yanında 4. yy.a ait diğer bir kaideli Likya lahdi yer almaktadır.
Tiyatronun kuzeyindeki kare şekilli alan ise Roma devri agorasıdır. Agoranın
kuzeydoğu köşesinde, yekpare dikdörtgen gövdesinde Likya dilinde yazılmış
kitabeye sahip anıt mezar yükselir. British Museum'a taşınmış olan İ.Ö. 4. yy.a
ait Payava lahdi en ünlü olanıdır. Xanthos'un diğer ünlü anıtı ise yine British
Museum'da sergilenen Nereidler Anıtıdır. ( Bkz: Antalya )