Araz ve Cevher
Osmanlıca yazılışı; araz ~ عرض
Osmanlıca yazılışı; cevher جوهر / جَوْهَرْ
Araz Nedir ve Tanımları
Sözlükte : “işaret, belirti, felaket, tesadüf, kaza, felâket. ” gibi anlamlara gelmektedir. Felsefe ve tasavvufta ise: kendi başına var olmayan, başka bir şey ile birlikte var olan; var olmasına sebep olan şeyin yok olması ile yok olan şey “ anlamındadır. Diğer tanımlarına bakacak olursak “ Araz, devamlılığı ve kalıcılığı olmayan, kendi başına bir varlığı bulunmayan ve var olmak için dayanacak bir cevhere muhtaç olan şey “ [1] “Kendi kendine vücut bulamayıp varlığı başka bir cevhere ihtiyaç duyan hâl ve keyfiyet. “ , [2] "iki zaman içinde durmayan" , “Cevherin zıddı olup bizzat var olmayan, ancak herhangi bir konuya (mevzu) dayanan ve onunla birlikte var olabilen, onun yok olmasıyla ortadan kalkan şey” (Resâil, I, 62).[3] şeklinde tarifler bulmaktadır.
Cevher Nedir
cevher جوهر ise sözlük anlamı ile “ Bir şeyin özü, esası” manasındadır.
Araza ve Cevher Alakası
Kısaca Cevher, bir şeyin maddesi Araz ise, o maddenin varlığına bağlı olarak ortaya çıkan bir özellik olarak düşünülür. Örneğin su bir madde veya cevherdir ama buharlaşması, konduğu kabın şeklini alması vb suyun arazlarındandır. Demir bir cevherdir ve sert oluşu demirin arazlarından biridir. Elam bir maddedir, kokusu tadı vb elmanın arazlarındandır
Bazılarına göre ise araz iki çeşittir.
Bir cisimdeki beyazlık, eğrilik, sertlik tad, vb arazlar cisimde bakidir ve cisim durdukça bu arazları da durur.
İkincisi, hareket ve sükûn gibi durmayan ve bir an için vücut bulan arazlardır. Bunlar iki zaman içinde durmazlar. Anîdirler, geçmişte olmadıkları gibi gelecekte de olmazlar. Namaz, oruç vs. gibi. .[4]
Araz eski devrin araza dair bilgileri ve öğretileri ile birlikte cevher ile birlikte kullanılır
Bî-araz bir cevher-i safidir amma muttasıl
Ehl-i tab'ın zîver-i tîğ u sinânıdır söziim Nefî
Cevher-i zâtınla kaim bir arazdır lâmekân
Milmtenî'dir hayyiz-i ilm-i Alîm olmak bana Fehîm[5]
KAYNAKÇA