Arif Erşad'ın DEDEMİN HALISI Adlı Kitabı Hakkında

20.08.2023

DEDEMİN HALISI TANITIMI

Günümüz Azerbaycan Edebiyatının güçlü kalemlerinden Arif Erşad’ın hikâye kitabı...

Hikâyeler Azerbaycan’ın SSCB dönemine ışık tuttuğu gibi günümüz hakkında da fikir veriyor.

Köy hayatı, şehir hayatı, ikisi arasında geçen git-gel’ler ile aile ilişkileri, evlilik kararları, iş ve meslek seçimi gibi hayatın içinden örnekler verilmiş.

Konular, kişilerin hareketleri, konuşmaları, davranışları ile detaylı anlatılırken hikâyelerin sonu, bir hayat dersi vererek bitiyor. Bazen de okuyucunun derin düşünceye dalıp sonucu tahmin etmesi bekleniyor.

Köyde geçen konularda, evin bahçesi, bahçedeki çeşme ve dut ağacı değişmeyen dekor olarak karşımıza çıkıyor. Bu ipuçları bize yazarın, hayal dünyasını oluşturan çocukluğu hakkında fikir de veriyor.

Kitaba da adını veren Dedemin Halısı hikâyesinde, küçük bir çocuğun dede ve nine sevgisi, onların ölmelerini hiç istememesi ve ölümü hatırlatacak şeyleri yok etmeye çalışmasını görüyoruz.

Köy hayatı, devamlı çalışmayla ve yoklukla sürerken şehirde, insanların ortak banyolu, ortak mutfaklı evlerde yaşamak zorunda olması, köyün cazibesini daha da arttırmış.

Hikâyelerin genelinde baş karakter sevgi, saygı, anlayış... Hem aile fertlerinin hem arkadaş ve komşuların birbirlerine davranışları, yardımlaşmaları, acıda, sevinçte birlikte hareket etmeleri hayatı güzelleştiren unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.

Azerbaycan kültürüyle ilgili ufak kayıtlara da rastlıyoruz. Özel günler için hazırlanan özel yemekler, sofra süsleme âdetleri, dualar, beddualar, sevgi hitapları yanında kalın kaşlı kızların, bekar olma ihtimalini görüyor, genç kızların, evlenmeden önce kaşlarını almadıklarını öğreniyoruz.

Arif Erşad, hikâyelerindeki karakterlerin tamamına isim de vermiştir. Bir komşudan, arkadaştan, arkadaşın ninesinden, dairedeki memurlardan bahsederken, her birinin adlarını da belirtmiş. Sebep olarak; Azerbaycan’da kullanılan özel isimlerin unutulmaması, isim kültürünün devam etmesi isteğini veya tarihin bu devresinde ne tür isimlerin kullanıldığına kayıt düşme amacını görebiliriz. İslam’ın etkisiyle Arapça, Farsça isimlerle birlikte Türkçe isimleri de görmek mümkün. Teymur, Elnur, Sona, Elman, Perviz, Nağı, Tağı, Güler, Erestun, Tavat, Sayad, Sayalı, Sevinç, Elşen, Elhan, Eldar, Hanlar, Şahlar, Mihriban, Bahar, Şarkiye, Şule, Şefaket, Şerebanı, Seriyye, Senem, Sabir, Mehrali, Zernişan, Humay, Narınç, Nargile, Şirhan, Zemine, Niyaz, Nazar, Zaur yanı sıra Rüstem, Muzaffer, Ömer, Ali, Tevfik, Hudaverdi, Zübeyde, Cevat, Talip, Feride, Mürvet, Sadık gibi isimlere de rastlıyoruz.

Kaderde yazılanın başa geleceğini, aşkın yollar ayrılsa, yıllar geçse de bitmeyeceğini, en azından sevgililerin isimlerinin çocuklarda yaşayabileceğini görüyoruz.

Ayrıca topraklarını müdafaa eden, savaş görmüş bir milletin eserlerinde mutlaka bir de şehit hikâyesi olur. Evin tek oğlunun döneceği güne hazırlanan benekli kuzunun, oğlanın şehit haberi gelince âzâd edilmesi hikâyesiyle, kuzuyla şehit genç arasında bağ kurulmuş. Yine adak olarak ayrılan koçun Ermenilerin kanını dökememek pahasına, kesmekten vazgeçilmesi, bu konudaki yürek yangınını bize de hissettiriyor.

Bir insanın yaşı ne olursa olsun, bilgisi, tecrübesi, yol göstericiliği ile bütün insanlara “Aksakal” olabileceğine de inanıyoruz. Yol yordam bilmenin önemini anlıyoruz...

Arif Erşad, yaşayan kültürün, dilin, sosyal hayatın, tarihe geçecek olayların, yaşayan edebiyatın değerli bir temsilcisidir. Ellerine, yüreğine sağlık...

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar