Bu Eser 20.02.2014 Tarihinde Haftanın Şiiri Seçilmiştir
Uyuyan dev
Bir uyansa
Çalkantıları hissedecek
Sancılanacak Kybele
Desem; yarın
Kıyametler koparırsın acunda
İnanmaz
Bir bilse...
Bilmezdeki yaşarlığım
Düzleştirdiğim duygu
Anadolu
----------------------------------
B-Suda sızan görev
Gölgelerden sıyrılan siluet
Buhtunnasır,
Tekcilliği içte bilip, fısıldayıp
Dışta halkına yayamayan.
Marduk; elli sıfatıyla
Görevce kovboylaşan.
Aton ve Yehova'yla
Tyana'da Kutsal Ruh
Çuval içine sığmayan mızrak.
C-Tufanla deltaya sürüklenen
Dön ne yana dönersen dön
Merkez her tarafa yön.
Ejderin gözleri Assuan'da
Tel-el Amrana da parladı.
Marduk'tan Aton tekliğine.
Önce esirleri beslemektense öldürten Marduk
Köle emeği belirginleşince merhamete geldi
""Bak Aton ne kadar merhametli
sende karınları doyacak kadar onlara ver""
Kölelerin erdemi bu kadardı, çalışma ve doyma.
Toplumsal tedirğinliğin dikleşmesi
Güçlü güçsüz; erdemli erdemsiz ikileşmesi
Zorunlu olarak, iyilik kötülük aratmış
Bu kavramlar din olgusunu yaratmış
Pek açık eşitsizlik ürünü
Mal edinmekten, türünü.
Bre zaman, ötelere saçıl, al dahini
Kayınata Yetro Medyan kahini
Musa ile davarları yazıya salır
Musa Yetro'dan, kızı ile tekliği alır
Hala toplum sınıfı gibi, biçimcidir mabut
Dul yetim öksüzleri savunan, merhametli Aton
Zengin harcı
Kurban, adak, bağış alan, biçimci öç alıcı, Amon
Çıkamazken, işin içinden Mahmut.
İsis ve Osiris'ten, sual olunurken.
Asıl sakalından, yol tutam tutam.
Destek al asandan, bak acı, gözlerle pişti.
Yapacağın çok, ama çok önemli işti
Yaşın kadar uzun ol ey sevgili MUSA
Attın çoban sıbıtı Roma Babil önüne
Seçilmiş kavim, arz-ı mev-ud dedin
İnsanlığı Hitler'in azminde yedin.
Hala daha vaad olunan topraklar
Kanar usa.
Yak ağıdını, dök göz yaşını
Getirdiğin ölçü buysa.
Sağlanan erdem
kavimiyetcilikten öte varmayan
Yahudileşmiş Amon
Yehova Elohim'le saramayan
Yarar ölçüsü
Bir türlü tüm toplumları karamayan.
Acı çeken başka uluslarda vardı Musa
İşte bundandır ölçün, yahudiliği aşmayan
xx
D- Tufan sonrası yeşeren İran'da bir...
Gözbağı açılıyor
Gelişen ruh ve madde ikiciliği
Düşünsel alanda
Ezen ezilen ikiliği eylemsel talanda
Bürünmüştü hırıstiyanlık stoa felsefesini kılıkla
Çoban Amos, İlyaşa, yuşa,Erimya ezilenler adına
Korkutuyordu dinle ezenleri, hemde ezilenleri
Ezilenlere erdemlilik düşüyordu sıklıkla
Eylemsel alan düşünsel alanı komutluyor
Düşünsel alan eylemsel alanı somutluyordu
Ey Mani biliyorsun İnsanlığa
Tek ölçü gerekliydi
Otuzbinden fazla icatlı tanrı
Vermemişti mutluluk erdem
Çatışmadan gayrı
Düzeni töre ile kurma ilkesi
Sende parlayan
Marduk'la Aton'dan çakmıştı
E- Her yol ve mübahın çıktığı Roma
Ezen ezilen; iyilik kötülük çatışması
En derin yaşatılıp, atışması
Faizleri der edip, toprak dağıtımı dayatan
Ezen soylu, ezilen yanlı Katilina
""Borçları silmek ha...
Bu devleti temelinden sarsmak"" diye bayatan
Ezilen soylu, ezen savunucusu Çiçeron
Şarap içerek Roma'yı yakacak Neron
Köle gücünün varlaştırdığı Roma
İkili sarmalda iken çelişen bir balçık
Katilina ve Spartaküs, Çiçeron
Boğazımıza hala kılçık
Önce kavrayamayıp, sonra
Aşırtmayla, İsa'yı yurttaşlara dayatan
Roma'nın başarıdaki attığı sattığı
Fetihlerini yönetmek için
Eldeki, her halkın Tanrı'sını seçin
Hoş görü, müsamaha ise
Bütün yol, ilen Roma'ya geçin
Yeni bela almaktansa
Belayı uygunlaştırmıştı
Tüm Tanrı'lara tapmış uygarlık
Mutluluk arayan insanlar yılgın
Şaşkınlıkla biçarelikle buluyordu
Özgür düşünmeye kapanmayı, çılgın!
Toplumsal sınıfların tedirginliği
Düzenci çevre vargısı erekliyordu
Bu da, düzeni, erdemi, gerekliyordu
Erdem artık, Tanrı buyurduğu için, erdemdi
Musa'nın yarar ölçüsüne karşı
Erdem Yoksulluktu
Yoksullukta düzeni sağlama arşı
İsa'da bir ağ
Ebonist fırtınalar esti tüm orta çağ
Anadolu verim ve yaratımın ihracı
Ot biter gibi tanrıların bittiği toprak
Ben Anadoluyum, bir memeden diğerine
Yemeğimde tuzumu çaldın Bizans
Götürdün Erehe yolunda tozdurdun
Şekem yaylasında gezdirdin
Davacıyım julia Domna'yla
Bak keten cüppesi ile, Ihlara'da öke us
Pağan Tyana'lı *Apollonius
Marduktan gelir, Gılgamış suretli Apollonius**
Adı batasıca intihalci birinci Konstantin***
Profesörlerimin aşırması senden
Seni hatırlatan ne bilir misin Bizans?
Arenaların... sonraya armağan
Kral çıplak görülmeye görülsün
Önüne atılacak aslanların! çok
Hem de boyunları şişik şişik
Adcılık (Nomalisme) Gerçekçilik gözlere ışık
Sudaki yansıya bakıp, irdeleyenler
Gözbağını iyice aralıyordu
Bu, gözleri, iyice oğuş
Hazırlanıyordu yeniden doğuş
""Tanrı tüm iyilikse, bu kötülükler neden?""
Diyordu Lactantıus!
""Genel kavramlar, havada uçan sözdür""
Diyen Rescelin, yıkıyordu tabuları daha çok
Bu demekti ki; Tanrı ve kilisenin gerçekliği yoktu!
Buna karşın, ""tümeller gerçektir"" demesi
Diğer Papaz Guelleme'ın, üzerindeki bir şoktu!
Açılan Göze İlizyon
Geniş topluluklarda tutunan
Tedirginlikleri tevekkülle unutulan
Sofrasındaki yoku sadaka kılıp
Erdemliliği:
Birilerine göre almak
Birilerine göre vermek
Olan yirmisekizinci dinle
Var olan açık anlamalar
Mutluluk ve erdemi sağlamayınca
Açığın ardındaki gerçeği, zanlamalar!
Nesimi'nin özü, Hallac'ın sözü
Muhiddin Arabi ile korkuttu gözü
Açık seçiklik; oldu sır
Açıklar bir bir, sayı ile izlendi
Pythagoras'tan Hurfiliğe
Sayı ardına gizlendi
Aydınlık birden bire üzer
Gök karanlığın içinde yavaşça süzer
Bu yol alışta kim haklıydı?
Oysa gelişen İNSAN AKLIYDI!
Anlamların yolu
Ruhban ve rehbere uzanır kolu!
Teville anlam, dolu dolu!
Kıy ki ziyanlık sağı solu
Eşit olunamıyorsa özgür olunamaz mıydı?
Özgürlük eşitlikle, gerektirme
İyilik kötülük; erdem erdemsizlik
Güçlü güçsüzlük; mutlu mutsuzluk
Bunlarla bağıl gerektirme.
Sudaki yansısına bakan insanlar akil
Şehabettin Sühreverdi; İbni Tufeyl
Işıkçı ruh beden tekciliği ile nakil
Tanrı'nın oğlu Hay'la Defoe'nun önceli
İnsanı, toplumu düzenleyip
Mutlu kılan Seyh Bedrettin
""Hangi şekilde tapınılırsa
Tanrı isteğine uygun olurdu"" tüzenleyip.
Sen Anadolu, bebeğin kucağında
Kucak tutan koca bebek
Mutluluğu taşırsın
Kahirce deneyimle haşirsin
Her şeye malik ola
Bir şeye malik olmaya
Börklüce Mustafa
Torlak Kemal toz estirmekte
İki göğüs arası muazam
Gezerim birinden diğerine
Biri evvel biri ahirdi
Birine ulaştınmı tutunamazdın diğerine
Verimlilik Enlil'in hüneri
Hangisinden emsem ANADOLU çıkar
Gümrah gümrah
Mezepotamya; temeldeki yapı
Kültürce aşırılan
Ön Asya'ya, ön oluştaki envanter
Bir çekildinmi mazallah paldır küldür
Baştan sona gezinen kimlik
Kavak ağacından tüysük pamuk
Kabuslardan daralmış sıkletim
Eytişimden buyurun,derdim ama
Ansızın buyurdu
Gece geldi oturdu rüyama.
09.10.2007
Bayram KAYA
Tyana : Niğde/ Kemerhisar
İmparator Domitia'nın eşi-Domna
** Marduktan gelir, Gılgamış suretli Apollonius*: Tanrı suretli ve tanrının oğlu sayılmış. Marduktan amaç tek tanrıcı olması
Ebonist : Dilenci, Dilenciler sürüsü Avrupa'yı tüm orta çağ boyunca sarmıştır.
Planlanıpta çalışmaya katılmayan konular:
1-ibrahim peygamber, aile tanrısını klan tanrısı yapması ve tektanrıya yol alış.
2-Elalılar: Değişme kuruntu, değişmezlik esastır diyen ekol
3-Stoa Okulu: Duyumcu ve adcı ve doğa tanrıcı doğaya uygun davranımı yeğler (İsa'yı olduran düşünce ""bakın kır zambakları ne eğirir ne dokur. baba onları giydirmekte. kuşlara bakın ne eker ne biçerler baba onları doyurmakta"")
4-Logos : Oluş herşey diyen çağımızı yakalayan sezgi
5-Ptagoras :Evren bir sayı uyumudur diyen tüm dinlerdeki sayı
mistizminin kökeni
Nus: Ölmek ayrılmak, oluş birleşme diyen öğreti
Sofizim : Duyumcu, hakikat size nasıl geliyorsa öyledier diyen okul
Meğara okulu : Var olan bir olandır diyen öğreti
Kinimizim : Doğal ve köpeksi yaşayış. İslamdaki melami-(liğin) yaşayışın köken.
Bayram KAYA
Gözbağı; bugünkü düzlem de, bugünkü anlayış ve tanımlılıklarla M.ö'sine bakıp; M.Ö eski ittifak toplumlarının her birinin farklı yerde; bin bir farklı belirmeli sosyal aidiyeti olan inanç girişmeli; çekey anlayşlı oluşmaların, sürecini anlayamamaktır. Daha eşler eş, babalar bugünkü anlamla, baba; kardeşler bugünkü anlamla, kardeş; çocuklar velayeti bu günkü anlamla ailenin velayeti, değilken o günün olgu olay ve anlatımlarına bugünkü gözlükle bakarsınız.
Daha oluşmamış ve oluşmakta olan; sosyal ve toplumsal ilişkilerle belirecek olan kurumsak ve organize tanımlar olmakla, isim almalarını; kendi sosyal aidiyetçi isim tanımlılığını almaışken, hatta ittifaklar öncesi amuleti şekilsek oluşla boynunda taşıdığı o çevredeki hayvan, bitki özelliği gibi olanın sembol ve ayırt redici özelliğini taşıyan totem sembolizmini, biz bu günkü anlamla o isanları tapım ilahı sanırız.
Halbuki insanlar anlayışında daha o hayvanların, süret belirimleri, kişiye dek haz elem belirmeli duygular dışında, bitki ve hayvanı isim isim tanımları bile yokur. “Daha hiç bir şeyin adı yokken” diye başlayan, eski aktarımlar olan Sümer yaratılış ilahisini anımsayın lütfen.
Avcılık, toplayıcılık, talan gibi sağlayışlar yerine, emek yoğun oluşla ve giderekten de sosyal yapıya göre, eşitsiz bir mülk edinmenin araçlı üretim ilişkilenme biçimini girişecek olan insanın; toplumsal yapısı, tarihte ilk kez belirip; ilk kez de şekilleniyordu.
Bir araya gelememenin ayırt edici ve temel belirleyici özelliği olan sosyal birlikti (etnik) yapının bu tabusal özelliğinin aşılması gerekiyordu. Bu baskın sosyal aidiyerin aşılması ve yeni ilişki biçimleriin sık sık yaz boz olacakla düzenleşilenaşılması adeta t ve tıpkı sosyal feleket ve sosyal tufanları insan ve sosyal yapılar bünyesinde infilak etirmenin kişisel, sosyal travmaları yaşanıyordu. Dehşet bir, bin yıllar sürecek olan, öznel anlama ve sosyal anlayış, kaosu ile baş başa idiler.
Amuleti totemleri ve sosyal birlikti sağlayıştı alışmaların düzenleşilmesi dışında, birini diğerinden ayırt edici, kimlik olucu (renkti olurla, açık, kapalı, uzun kısa gibi oluşlarla, sosyal kültürel aideti olan totemsek inanaç giysi tanımlılığı da daha ortada yoktu!
Toplumsal yapının bu oluşma doğun arefsinde sosyal yapıda çokköklü fırtınalar estiren baskılarla yeniden oluşma ve düzenleşmesini toplumsal yapıdan yansıyışlarla girişmesini sürdürmeye ve hızla gelişmeye başladı. Deta şekilden şekile kılıktan kılığa girdiler. Etnik yapı sosyal birliğin sağlayıştı girişmeleri ve kendi kişi ilişkierinin, iç girişmesi ile düzenleşilirken; şimdi dışta, hemen yanı başıda; başka sosyal ilişkilerle ve tolusal girişmelerin ilişkileri ile şekil alıp, hızlı bir reaksiyona girmişti!
Ve ittifakı girişme hiç tanımadığı bilmediği davranış ve duygu tatmaları ile dış yapı içinde ve kişi özelinde fırtınalar tufanlar estiriyordu. Kişiler sosyal yapılar ve toplumlar önce bu içlerinde kopan fırtına ve tufanların taımlamasını yaptılar. Doğada olup bitenle benzerlik ve parelellik buldular. Böylece sosyal toplumsal yapı veiç dünyalarına dek tufan ve fırtına tanımlamaları dış dünyaya göçerek benzer anolojik, andırımlı anlatımlara dönüştü.
Ve sıklıkla değişen dönüşen sosyal ve toplumsal düzenleşmelerin ortada kalkmasıyla, bu ortada kalkan tutumların gerisinde gerisinde onlarla ilişkin biriktirilen adet ve inançları vardı. Her değişme bu biriken inanç bağını destek ve dayanaktan yoksun kılıyordu. Gelenek ve inanaçlarınsosyal yaşamca altını doldurduklar toplumsal üretim ve paylaşım girişmeleri yok oldukça bu adet ve inançlar sırıtıer oldu ve şimdiki sosyal toplumsal ilişkileri açıklayamaz oldular.
Somut dayanak ve desteğinden yoksun anlatımlar olarak kalmakla, giderek soyut sembolik anlatımlarına dönüştü. Adeta bir giz perdesini temsil eder bilgi yerne bilinmezliğin perdesini aralar anlatım ve yorumlamalara dönüşle iyice dinleri ve din adamları sosyal (toplumsal oluşum değil) sınıf oluşmasını belirlediler.
Sosyal sınıf adet, inanç gelenek etnik yapı ve bireylerin toplumda sağladığı (sonraki adıyla ücret) getirilerle harmanlan bir tüketme ve yaşam alanıdır. Oysa toplumsal sınıf üretim alanına değin emeğin sömürüsüne ilişkin siyasi mücadeleler oluşmasıdır.
İnsanların toplumsal ve sosyal temaslarını ve giderekten de hem kendilerini hem sosyal temasların oluşturan; ilişkisel organize olma süreci, sürekli değişen dönüşen süreçlerdi. Ve bu her bir değişm her bir yerde arklı ilişkilerle başka başka anlamalarla altı dolduruldu. Böylelikle tutum edinildi. Ancak M.ö 2000'ler den bu yana sosyal tanımlılıklar değişe oluşa, bu günküne yakın şekli almıştır.
Bugün bile sosyal yapının topluma armağan ettiği; anne, baba, evlat, aile, miras gibi tanım ve olayların anlamı bunlar tam tanımlar olayıp, hala veraset intikal gibi konular, güncel hali ile tartışma ve düzenleşmeler konusudur.