Arykanda
Arykanda, Antalya, Finike-Elmalı yolu üzerinde Yaşgöz çayının (Başgöz çayı) doğusundaki Beydağı’nın güney-batı yamacında, Elmalı - Finike karayolunun tam yarısında bulunan [Arif köyünün Aykırıçay] mahallesine yakın bir ören yeridir.
Arykanda sözcüğü Luvi dilinde “sunak yeri” anlamına gelmektedir. Arikanda’nın Luwice’den gelen adının anlamı ‘yüksek kayalığın yanındaki yerdir.[1] Elde edilen buluntulara göre İÖ 11. binin başlarından itibaren iskân edilmiş. İÖ 5. yüzyıldan itibaren kesintisiz bir yerleşime tanık olmuştur. .'Anda' ekinden yola çıkarak, bu kentin İ.Ö.2.000 yılından itibaren var olduğu söylenebilir.
Arykanda, Likya Birliği Kentlerinden birisidir.“ Likya birliğinde üç oy hakkına sahip Xanthos, Tlos, Patara, Pınara, Myra, Olympos kentlerinin arasında olmadığı gibi, iki oy hakkına sahip ve birliğe daha sonra katılan Kibyra, Boubon, Oeonoanda, Balboura arasında da yer almamış. Sürekli olarak tek oyla temsil edilmiş bir kenttir. [2] Kaynaklara göre bu Likya Kentinin en parlak dönemleri Likya’nın Roma İmparatorluğuna bağlı bir eyalet olduktan sonra ilk üç yüzyılda olmuş, daha sonra depremler ve istilalar sebebiyle bir köy ve harabe şekline dönüşmüştür. İS 3. yüzyıl sonlarından itibaren önemini yitirmiş, büyük olasılıkla İS. 8. yüzyıl sonunda artık şehir özelliğini kaybetmiştir.
Zamanın yerlileri Arykanda'ya 'Arykawanda' olarak adlandırdıkları bilinmektedir. Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cevdet Bayburtluğlu’nun arkeolojik çalışmaları sayesinde, Likya (Işık diyarı) bölgesinin en güzel kentleri ortaya çıkmıştır. “Prof. Dr. Bayburtluoğlu’na göre parlak dönemlerdeki zenginliğini sedir kerestesine, av hayvanlarına, şarapçılık ve yol güzergâhındaki ara menzilde olmasına, bu nedenle kervan ve yolculardan elde edilen gelirlere borçludur.”[3]
Likya kentlerinin her birisi özellikle bir tanrı ya da tanrıçaya adanmıştır. Burada tapınılan Tanrılar ve tanrıçalar şunlardır: Apollon, Ares, Artemis (Kombike, Lagbene, Tharsenike ve Eleuthera formları), Athena, Kakasbos (bir Anadolu atlı-tanrısı), Hera, Helios, Mithras, Tykhe, Asklepios , Hygeia, Hercules, Hermes, Afrodit, Somondeus (bir dağ tanrısı), ve Nemesis.[4]
ŞEHRİN GENEL PLANI
Arykanda denizden 800 m. yüksekte, dik bir yamaçta, ormanlık içinde, bir dağ yamacında yükselen beş büyük teraslar üzerine inşa edilmiş benzersiz bir Likya şehridir. Muhteşem bir vadiye bakan teraslar üzerinde kurulmuş olması ve on görünümü en muhteşem Likya sitelerinden biri yapmaktadır. Eğlenceye ve zevkine düşkün bir halka sahip olduğu anlaşılan şehir teraslar halinde yükselen bir yerleşim yeridir.
Şehrin, en üst terasında stadyum vardır. Arykanda'nın en üst teraslarından birinde tek taraflı oturma yerine sahip, koşu pisti belirli bir kısımdan sonra trapez şeklini alan bir stadion bulunmaktadır. Uzun kenarlarında oturma sıraları yer almakta, diğer uzun kenar yamaca açılmaktadır. Bu alttaki terasta, bölgenin ufak fakat en iyi korunmuş tiyatrosu, en alttaki terasta ise agora ve meclis binası yer alır. Şehrin özellikle "doğu nekropolü" olarak isimlendirilen mezar alanı, birçoğu ayakta kalmış anıt mezarlarla dikkati çeker. Birbirine teras görevi gören anıt mezarların tümü İ.S. 2 yy.a ait olup bunların altındaki terasta çatı hizasına kadar ayakta kalmış hamam, şehrin iyi koruna gelmiş yapılarından biridir. Şehrin su ihtiyacı, büyük bir beceri ve su mühendisliği örneği gösteren tesislerle sağlanmaktadır. Aykırıçay'ın çıktığı yerde sarp kaya yüzeylerine oyulmuş dört ayrı seviyedeki kanal, şehre su getiren sistemin ana hatlarını oluşturur. [5]
Ortasına yakın yerdeki merdivenle aşağıdaki teraslara bağlanan stadionun bir altındaki terasta ufak, fakat çok iyi korunmuş tiyatro yer almaktadır. Tiyatronun alt terasında odeon ve buna ulaşan merdivenli yol vardır. Odeonun önündeki portiko, köşeli bir U harfi yaparak agorayı çevreler. Arykanda'da resmi ve özel yapıların kapladığı alanın birkaç katını nekropol kaplar.[6]
Nekropoldeki tonoz örtülü mezar odalarının dışında lahitlere de rastlanır. Birbirlerine teras görevi gören mezar binalarının en alt terasında ikinci katına kadar ayakta kalmış büyük bir hamam yer almaktadır.[7]
ŞEHİRDEKİ KALINTILAR VE ÖNEMLİ ESERLER
TİYATRO
Tiyatronun İÖ 1 – İS 1 yüzyıl dolayında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Tiyatro 30 derece eğimle kayalık bir yamaca oyularak yapılmıştır. Roma İmparatorluk mühendisliği öncesi Anadolu yerli halklarının tiyatrolarında görüldüğü üzere izleyici koyağı 180 dereceden büyüktür. Mükemmel durumda olan Amfitiyatrosu,. 7 bölüme ayrılmıştır.
Yatay orta yolu olmayan tiyatro tek kademelidir. Merdiven kenarlarındaki süslemeler stadion’un merdiven kenarlarında da görülmektedir. Orkestra yarıçapı 27 ayaktır. Sahne binasının yüksekliğinin 38 ayak olduğu tahmin edilmektedir. Işınsal merdivenli yol sekiz, oturma sırası toplam 21 sıralıdır. Her satırın kenarında koruyucu tenteleri desteklemek için kullanılmış delikleri vardır.
HAMAM
Bu kentin büyük hamamı üşük teras üzerindedir. Hamam kentin spor salonun hemen yanındadır. Kemerleri ve yapının bazı bölümleri hala neredeyse bozulmamış durumdadır. Büyük hamam , birbirlerine teras görevi gören mezar binalarının en alt terasındadır ve ikinci katına kadar ayakta kalmış şekildedir.
AGORA
Şehrin doğu kısmında bulunan dükkânlarından bazıları hala görülebilmektedir. Şhrin çarşısı olan şehrin agorası odeonun güneyinde bulunmaktadır. Agora bir tarafı revaklı üç tarafı kapalı geniş ve düz bir terasın üstündedir.
ODEON
MS 2. Yüzyılda inşa edildiği sanılan Odeonun ana girişinde ve güney tarafında üçlü portallı ve çok süslü bir bina olarak yapılmıştı. Binanın duvarları, iç ortostatları, orkestra ve koltuklar renkli mermer ile kaplıydı. Portalı üzerinde tanrı başları taşıyan kartuşlar, friz maskeleri ve kabartma ile çevrili İmparator Hadrian'ın bir portresi bulunmaktadır.
STADYUM
Bir koşu parkuru şeklinde yapılmış olan tiyatrosu Helenistik dönemde yapılmıştır. , Stat,106 m uzunluğunda ve 17 m. genişliğindedir.
NEKROPOLLER
Şehrin iki tane nekropolü vardır. Site girişindeki nekropol zengin bezemeli mezar anıtları ile dikkat çeker. Doğu Nekropol ünde beşik tonozlu anıtsal mezarlar, tapınak mezarlar ve lahitler vardır. Batı nekropol kaya ve beşik mezarlar şeklindedir. Nekropoldeki tonoz örtülü mezar odalarının dışında lahitlere de rastlanır
BOULEUTERİON
Bouleuterion, bir 137 metre uzunluğunda stoanın sonunda şehrin kuzeybatı yamacında bulunan konsey binasıdır. Bina canlı kayaya oyulmuş oturma sıraları ile bir dağ yamacının içinde yer almaktadır. [8]
DİĞER LİKYA ANTİK KENTLERİ
İlgili Sayfalar
Edebiyat,
Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez,
yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu
sitede Paylaşabilirsiniz.
BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM veya s_kuzucular@hotmail.com