KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarAsalet Hasâset Edebi Kelam Hüsnü Tabir Mümtaziyet

Asalet Hasâset Edebi Kelam Hüsnü Tabir Mümtaziyet

25.06.2015

ASALET VE EDEBİ KELAM NEDİR

 

Asalet’in  eş anlamlısı edebiyatta Edebi Kelamdır. Edebi kelamın sözlük anlamı ise: Söz güzelliği, söz zarifliği  şeklindedir. Edebi kelama  eski dilde hüsn-ü tabir ve asalet de denmiştir. Hüsnü tabir ” tabir etmede yapılan güzellik “ anlamındadır. Hüsnü tabir (güzel ifade),  “kaba, çirkin ve sakıncalı nesneleri veya kavramları, başka sözcüklerle daha uygun bir biçimde ifade etme ” olarak tarif edilebilir.. Edebi kelam: Ayıp, çirkin, kaba , acı , hoş olmayan veya uğursuz anlamları ve ifadeleri kendi adları veya anlamları ile söylemeyip daha nazik ve daha  ehven sözler ile ifade etmektir. Bu tip ifadelere “asalet” ve “mümtaziyet” ve hüsü tabir de denmiştir. Edeb-i kelâm  kaba, çirkin hoş olmayan bir düşünceyi, bir olayı incelik, asaletli ve nezaketli, seçkin ve daha güzel bir şekilde  ifade edebilmek inceliğidir.

TDK Edebi kelam, asalet veya hüsn-ü tabir kelimelerinin  yerine “örtmece”  kelimesini önermiş ve bu tabirleri örtmece olarak açıklamıştır.  Örtmece kelimesini ise : “1. ed. Söylenmesi kaba, çirkin veya sakıncalı görülen nesnelerin, kavramların, başka kelimelerle daha uygun ve edepli bir biçimde anlatılması, edebikelam. 2. Kandırma, gizleme.”[1]  şekillerinde tanımlamıştır. 

Asalet ve Edebi Kelam:

Bir ifadeyi ayıp, çirkin, kaba, uğursuz, hoş olmayan  kelimeler  kullanmadan  edebi sözlerle ifade etmek olarak kabul etmek gerekmektedir.   Sözleri çirkin, kaba, hoşa gitmeyecek sözlerden arındırarak söylemeye veya yazmaya  asâlet, mümtaziyet, hüsnü tabir  veya edebi kelam   sıfatları verilmiş, zıddına da hasâset ( kem ifade )  denmiştir.

Daha basit  bir  tarif ile  asalet veya edebi kelam içinde  kötü ve kaba söz olmayan ifadedir.  Tahir’ül Mevlevi, asalet veya edebi kelamı  “ İfadenin bayağı kelimelerden veya tabirlerden arınmış olmasıdır “ diye tarif eder. [2]  “ Başka ve diğer  güzel bir tarifi “ Doğrudan anlatılması uygun görülmeyen bir duygu düşünce yada olayı, fikre, daha ziyade incelik, asalet ve genişlik verecek bir ifade ile örterek anlatma tarzıdır.”

Bir ifadenin asalete sahip olması  veya edebi bir lafız sayılması için  şu üç özelliği içinde barındırmalıdır. Bununla birlikte Edebi kelam fasih yani açıkça da anlaşılır olmalıdır. Fasih olmasının ölçüsü ise “Avamın anladığı, havassın da meziyetini takdir ettiği ifadeler”  olmasıdır. Yani halkın anladığı, seçkin ediplerin de  meziyetlerini takdir ettiği şekilde söylenmelidir. Yani edebşi kelam, hem katü ve kaba tariflerden arınmış olacak hem fasih olacak hem de beliğ olunca kat kat değer kazanır. Belâgat  ise bir ilimdir. Bu ilme göre “, fesâhati sağlamak için kelimede, kelâmda ve mütekellimde kusur bulunmamalıdır.

1.Sözü  kabalıktan Kurtarmak İçin güzel adlandırmalara  başvurulmalıdır. Ölen birisi  için “Ölüm” Yerine “Rahmet-İ Rahman’a Kavuştu”, “Sizlere Ömür”,  işten atılan birisine “affedildiniz”  zenci yerine siyahi, rakı yerine aslan sütü, ayıya orman kibarı, papağan için “ belâgat şekeristânının tûtîsi ve fesâhat gülistânının bülbülü”  vb demek edebi sayılmıştır.

Anlamı kötü olan sözcükleri  Ta’zim etmek veya ifadeyi süslemek gerekir. . Şeyh Galib’in Aşağıdaki İki Beyitten İlki “ta’zim”, İkincisi “tezyine “(Süslemeye) Örnektir:

Bir şeb ki sarâ-yı ümmehânî olmuşdu o  mâhın Âsumânî
Giydikleri âftâb-I temmûz İçtikleri şûle-i cihan-sûz

İfadeyi fesahat Yönünden bozacak ses, kelime terkip ve  tekrarlardan kaçınmak  gerekir.

Kat kat düşüp ol peri hicaba
Gark oldu gülab ı ızdıraba

Nabi bu beytinde kaba tabirden kaçınarak terlemiş olan bir güzeli tarif ederken ter- pis koku kelimelerini kullanmadan, ifadesini kaba tabirden kurtarmak için   güzel adlandırma yapmış, ter yerine  gülab – ızdırap  tabirini kullanmıştır.

Edebi kelam veya asaletin zıddı  ise hasasettir.  Hasaset kaba ve iğrenç ifade tiksindirecek kadar kaba, edep dışı veya kötü hisler uyandıran ifade demektir. Edebiyat edepli söz söyleme sanatı olduğu için  hasasetten kaçınmak gerekir.
Hasâset ise
. Edebi kelamın zıddıdır. Sözlük anlamı olarak

  1. İhtiyaç. Yoksulluk. Züğürtlük. Rahne. Kalbur ve elek gibi şeylerdeki küçük delik, gedik.

  2. Tamahkârlık. Cimrilik. Alçaklık. Hasislik.

  3. Yoksulluk, düşkünlük.[3]

Anlamlarına gelmektedir. Bir cümlede veya şiirde bunlara benzer özelliklerin olması hoş görülmez.

KAYNAKÇA

 

[1]https://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.558b93470f90e8.19413092

[2] Tahir’ ül Mevlevi Edebiyat Lüğati, Enderun Yayınları,  ( İst. 1973, shf 20

[3] https://www.osmanlicaturkce.net/35601/hasaset

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da