KategorilerKİTAP ÖZETLERİ VE ELEŞTİRİLERİAsım Bezirci’nin Anısına Bir Kez Daha Bilimden Yana

Asım Bezirci’nin Anısına Bir Kez Daha Bilimden Yana

11.05.2017
BİLİMDEN YANA
Birinci basım: 1963 ( Oluş Yayınevi)
           
             Değerli eleştirmen Asım Bezirci’yi üniversite son sınıftayken tanımıştım. İyi ki tanımışım. O yıllarda amatörce eleştiri yazıları kaleme alıyordum. Onunla tanışıp kitaplarını okuduktan sonra, eleştirinin ne kadar ciddi ve bilimsel bir uğraş olduğunu öğrenmeye başlamıştım. Hâlâ da öğrenmeye devam ediyorum. Nesnel eleştirinin önemini ve eleştirmenin işlevini onun bu çok değerli eseriyle öğrenme fırsatını bulmuştum. Eleştiri türünün ciddiyetini, edebiyattaki ve sanat dünyasındaki önemli yerini yine bu eserle anlamıştım.
            Benim için bir “eleştiri okulu” olmuştu adeta. Emekleyen eleştiri yazılarım sanki yürümeye başlamış gibiydi. Eleştiri yazılarıma eleştirel bir bakış açısıyla bakmaya başladım. Onun eserleri, yürüdüğüm bu yolda, benim için önemli birer kilometre taşı oldu. Bilimsel, nesnel bakışı onunla kazanmaya başlamıştım. Cumhuriyet Gazetesi’nde ilk eleştiri yazımın yayımlanması onun desteğiyle oldu ve eleştiri yolundaki İlk ciddi adımları atmam, onun eserlerini okuduktan sonra gerçekleşti. Çok mütevazıydı ve güleryüzlüydü. Sempatik bir duruşu vardı. Genç yazarları destekleyen ve yol gösteren güzel tutumuyla eleştirmenlik yolunda bana destek olmuştu.
          Türk edebiyatının önemli inceleme yazarlarından ve eleştirmenlerinden olan Asım Bezirci, 2 Temmuz 1993’te, yakın tarihimizin çok acı bir sayfası olan “Sivas Katliamı”nda yaşamını yitirdi. Haberlerde isimler okunurken, Asım Bezirci’nin de ismi geçtiğinde kulaklarıma inanamamıştım. O güleç yüzlü ve mütevazı yazar Asım Bezirci, Madımak Otel’de çıkarılan yangında 37 aydın ve sanatçıyla birlikte yaşama, edebiyata veda etmişti. 37 sanatçının evine, sevenlerinin yüreklerine de bir ateş düşürmüştü. Yüreği edebiyatla, sanatla hemhal olmuş 37 insanımız ne yazık ki o yangında acı bir şekilde hayatlarını kaybettiler. Bu yazı vesilesiyle, Asım Bezirci’nin ve değerli sanatçılarımızın ruhları şad olsun. Allah rahmet eylesin.
           Temmuz ayını beklemeden, değerli eleştirmenimiz Asım Bezirci’yi anmak ve eleştirmenlik yolunda yürüyenlere ışık tutması için, yazarımızın bir eserini tanıtmak istedim: Bilimden Yana.  Eleştirmenlere ışık tutacak değerli eserlerden biri olan Bilimden Yana, benim için ayrı bir anlam taşıyor. Eleştirinin bilimsel ve nesnel yanını bu kitabı okuduktan sonra öğrenmeye başlamış ve en önemlisi de yazarıyla bizzat tanışma şansına sahip olmuştum. Bu yüzden, bir kez daha bu eser hakkında bir yazı kaleme almak istedim. Bu eser, yazarını tanımış olmanın duygusallığıyla, özel bir yere sahip oldu okuduğum kitaplar arasında... Birçok eleştirmenin de okuduğunu düşündüğüm bu kitabı bir kez daha tanıtıyor olmaktan mutluyum. Umarım birçok eleştirmene ışık tutan bir yazı olur.            
         Deneme-eleştiri türündeki “Bilimden Yana”, eleştirinin kendine has disiplinini ve mantığını, anlaşılır bir üslupla ortaya koyan bir eser. Asım Bezirci, edebiyatımızın farklı dönemlerine, sorunlarına, ürünlerine, şair ve yazarlarına ilişkin deneme, eleştiri örnekleri vermiş. Eleştiri- eleştirmen ikilisi üzerinde yoğunlaşmaya bir basamak oluşturmuş.
        “Bilimden Yana” üç bölümden oluşuyor: Birinci bölümde; “eleştirinin kuramı ve yöntemi”, farklı başlıklar altında irdelenmiş. İkinci bölümde; başlıca deneme ve eleştiri yazarlarımız değerlendiriliyor. Üçüncü bölümde ise, Asım Bezirci’nin şiir, edebiyat, eleştiri, gelenek, etkileme ve tanıtma konusunda çeşitli yazarlarla yaptığı konuşmalar yer alıyor. Eleştirme girişimimizi besleyebilecek bir itina ve netlik içinde yazılmış bir eser. Verilen örnekler de eseri daha güçlü kılmış. Nesnel eleştiriden ödün vermeyen Bezirci, eleştiri konusunda yanılgılara düşmememiz için bazı şeyleri tekrarlama ihtiyacı duymuş.
      
          “Sanatın konusu insan, eleştirininse eserdir. Sanat insanı yansıtır, eleştiriyse yaratılanı yargılama. Sanat bir kurmadır, eleştiriyse bir çözümleme vb.” Bezirci bu şekilde, eleştiri türünün ve eleştirmenin konumunu dile getirmiş oluyor. Bu ve benzeri hatırlatma ve uyarılar, içerdikleri önemli mesajlarla, eleştiri konusunda “kulağımıza küpe olacak” nitelikte. Diğer bir anlamda, “Bilimden Yana”, eleştiride dizginleri, izlenimciliğe ve yüzeyselliğe kaptırmama ilkesi üzerine kurulmuş.
           Bilimden Yana’da; eleştirinin kuram ve yöntemi incelendiği gibi, eleştirmenin konumu ve işlevi; sahip olması gereken özellikler üzerinde de durulmuş. Kitabı okurken, kendinizi “boy aynasına tutma” fırsatını bulabileceğiniz gibi, belki de yazdıklarınıza yeniden dönüp bakma eğilimini hissedeceksiniz. Bu kez, eleştirel bakış tarzınız daha olgunlaşmış ve daha yeterli bir düzeyde olacak.
          “ …Eleştirmen hep güzel eserleri tanıtmakla sınırlandırılamaz. Onun ödevi; yalnızca güzeli, yeniyi, değerliyi ortaya çıkarmak, sevdirmek değil, çirkini, eskiyi, değersizi de göstermek ve sevdirmemektir. Başka bir deyimle, beğenileri düzeltmek, geliştirmektir. Okurların edebiyattan anlama, hoşlanma, tat alma ve eserleri değerlendirme yetisini güçlendirmektir. Dolayısıyla, edebiyatın ( sanatın) da gelişmesine yardım etmektir.”
            Bezirci, bir anlamda, eleştiri konusundaki eksikliklerimizle yüzleştiriyor bizleri. Bakış açımızı netleştiriyor. Dile getirmeye çalıştığı doğruları hemen uygulama ihtiyacını hissettiriyor. Olgunlaşmış bir eleştiri anlayışına ulaşma konusunda ödün vermiyor.
         “İyi eleştirmen geniş görüşlü kişidir. Tek başına bir akıma, bir şaire, bir çağa, bir zevke takılıp kalmaz. Çeşitli çığırları, kişileri, dönemleri, güzellikleri kendi ölçüleri ve zamanları içinde kavramaya, değerlendirmeye uğraşır…”
           “Bilimden Yana”, eleştirmen olma yolunda yürüyenlere ve yürüyecek olanlara, ilk adımlarında bir fener gibi ışık tutacak; uyarıcı, eğitici nitelikte bir eser. Asım Bezirci, yanlışların alıp başını gitmesine ve bu yanlışlarla üretken olunmasına yumuşak bir üslupla karşı çıkıyor. Eleştiri ile ilgili bazı ilkeleri yinelemekten yılmıyor.
          “…Eleştirinin görevi, öznelcilerin sandığı gibi, yaratıcılığa özenmek değil; yaratılmış olanı çözümlemek ve değerlendirmektir. Bunu ise, daha çok, nesnel yanı ağır basan bir eleştiri gerçekleştirebilir.”
            Kitabı okuduktan sonra, eleştirel bakış tarzınızda bir değişim, bir gelişim olduğunu hissedecek, kitabı rafa kaldırsanız da bir daha elinizi o kitaba uzatma ihtiyacını duyacaksınız. Asım Bezirci bu eseriyle, bize, eleştirinin öğrenilen ve geliştirilmesi gereken bir yazı türü olduğunu gösteriyor. Kısacası bize eleştiriyi ve eleştirmeyi öğretiyor. Eleştirinin disiplinini, eleştirmenin üstlenmesi gereken rolü bilimsel bir üslupla anlatan bu değerli eseri okumanızı tavsiye ediyorum. Asım Bezirci’ye ve bilimsel eleştiriye öncülük eden tüm değerli eleştirmenlerimize saygılarımı iletiyorum. Kitaptan bir bölümle yazımı noktalamak istiyorum.
           “Eleştirinin görevi güzellik yaratmak değil, yaratılmış güzelliği yargılamak, okurlara tanıtmaktır…”
 
 
11.05.2017
    
            
 
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da