~~AŞK İLE DÖRDÜNCÜ BOYUTA
Akıl fizik kurallarının kölesidir. Gönül ve aşk mekândan münezzehtir. Aklın amentüsü merak, sorgu ve endişedir. Aşkın ise vefa, umut ve sabırdır. Şeyh Sadi "İnsan bir damla kan ve bir sürü endişeden ibarettir" der. Endişe evreninden sekine evrenine yürümek için aşk sandalına binmek gerek. Üstad Fuzuli ne demiş:
“Aşk imiş her ne var âlemde İlim bir kîl u kal imiş ancak.”
Nesimi meşhur beytinde aklın coğrafyasına sırtını döner ve şöyle der:
Kah çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi
Kah inerim yeryüzüne seyreder âlem beni
Gönül iklimi çizgi film dünyasına benzer, orada fizik kuralları yoktur. Karun'a hazineleri ilham vermez ama garibe açlığı huzur ve umut bahşeder bazen. Dördüncü boyutu merak edenlere....
Darbı mesel olarak anlatılan çok meşhur bir hikaye. Fırat nehrinin diğer tarafında yakışıklı bir delikanlı nehrin karşı tarafında bir kral kızına aşık olur. Her gece nehirden yüzerek gelir kimseye görünmeden kız ile sohbet yapar tekrar yüzerek karşıya geçermiş. Bu böyle sürüp gitmiş. Bir gün delikanlı sevgilisine senin bir gözün kör mü diye sormuş. Sevgili kız “sen bu gece yüzerek nehirden geçme, boğulursun” demiş. Ama delikanlı inanmamış ve nehirden gece geçmeye çalışmış ama nehirde boğulmuş ve ölmüş.
Dönemin bilginleri şu yorumu yapmışlar.
Bu genç zaten yüzme bilmezdi. Sevgilisine olan aşkından dolayı nehri geçiyordu. kıza kör olduğunu söyledi aşk bitti büyü bozuldu ve nehirde boğuldu.
Herkese selam