Gecelerin yoğun sessizliğinde
Gözyaşım suluyor uykularımı
İp oldum eğrildim zaman iğinde
Kâbuslar bölüyor uykularımı
Başımı yastığa koyduğum anda
Sabaha dek su döverim havanda
Ecinniler sinsin oynar tavanda
Korkular yalıyor uykularımı
Baktığım noktada neler var neler
Gördüğüm her cisim beni inceler
Tuhaf vesveseler, kem düşünceler
Cımbızla yoluyor uykularımı
Sanki sağım solum hep dikenli tel
Özel muhafızım devasa heykel
Göğsümün üstünde bir sihirli el
Burguyla deliyor uykularımı
Aynada yüzümü dişleyen biri
Yaralı sinemi şişleyen biri
İliğime kadar işleyen biri
Askıya alıyor uykularımı
Kaç kez “mâvera”ya gider gelirim
Yorulur da bir gün düşer ölürüm
Beynimi zonklatan “firkat” bilirim
Taşlara çalıyor uykularımı
Ahmet Süreyya DURNA