27.11.2018
katar katar hüzünler götürürken
sözü sırça bir şairin ilk ve son baharını
yaralı yerlerine gül döküyor
her eylülde inci çiçeği
haziranda kan damlası çocuklar
içim dışım kördüğüm
hep çiçektir gördüğüm
''ikr’a'' dedim içimden
gönüller açıldı ak sayfalar içinden
kimi tomurcuk kimi gonca
kiminin yaprakları
bahar sürgünüydü anca
hercai menekşeler cam kenarında
küstüm çiçekleri duvar yanında
mavi kara tahtalarda
atlara binmiş günler geçirdik
tahtalar eskidi biz hep yeni kaldık
bir lalede istanbul’dan isfahan’a
bir gül ile trabzon’dan semerkant’a yol aldık
sadağımda sözleriniz
suda nergis gözleriniz
şu bayrak şu marş
ve o mavi gözlünün duldasında
günleri kül eyledik
ışık dedik bilgi dedik aşk dedik
azı çokla çoğu birle söyledik
sarmaşıktı yollarımız
hep ümitti dallarımız
parmak uçlarınızda
bir şehrayindir şimdi tahtalar
en uzak yıldızların içinize dolduğu
ışık kadar karanlıklar var önünüzde
gidenlerin kaybolduğu
zülfüarus sümbülteber
yol bulalım mı beraber
bir gün ziller çalar
gelecek dünyalara taşırsınız
silikon tahtaların ışığını
ve sonra ziller çalar
sınıflar unutur aşığını
bir kuşun kanadında
buhurumeryem tadında
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın
Mehmet Aluç
6 years ago
Sebahattin Günday
6 years ago