"İyilikten maraz doğar" atasözüne bir türlü ısınamamışımdır oldum olası. İyilikten maraz doğduğuna inanırsak yeryüzünde iyilik yapan kişi kalmayacaktı.
Elbette iyilik yaparken sadece duygularımızın izinden gitmemeliyiz. Aklımızı da kullanmalıyız. Zaten her atasözünü onaylamak ve uygulamak da doğru değildir. Bir örnek daha vererek devam etmek istiyorum. "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın." Sizce ne derece doğru olabilir bu atasözü. Bencilliği sadece kendi güvenliğini düşünmeyi, hatta umursamazlığı telkin etmiyor mu sizce de?
Atalarımız da yanılmış olamazlar mı? Her söyledikleri elbette bir tecrübeye dayanıyordur. Ama yine de üstünde bir düşünmek gerekir. Örneğin "damlaya damlaya göl olur " atasözünü kabul etmemek mümkün değil. Biriktirmenin önemini ve kişiye sağlayacağı kazancı çok sade ve somut bir şekilde dile getirmişlerdir. Kimi atasözleri de birbiriyle çelişebilir.
"Azıcık aşım, ağrısız başım. "
"Fazla mal göz çıkarmaz. "
"Öfke baldan tatlıdır. "
"Öfke ile kalkan zararla oturur. "
"Aklı başa yaş getirir."
"Akıl yaşta değil, baştadır. "
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Özetlemek gerekirse, atalarımıza ve onların özlü sözlerine saygımız var ama bu, her söyledikleri sözü kabul edip davranışa dönüştüreceğiz anlamına gelmemeli.
Her sözü, akıl ve vicdan terazisinde tartmalıyız. Atasözleri sözlü kültürün ürünleridir. İslamiyet öncesinde atasozlerinin karşılığı olarak savlar vardı:
"Aç ne yimes, tok ne timez."
(Eski Türkçe)
"Aç ne yemez, tok ne yemez."
(Türkiye Türkçesi)
"Ermegüke bulıt yük bolır."
( Tembele bulut yük olur.)
Geçmişten günümüze dilimizden düşmemiştir atasözleri. Değerlidir bizim için atasözleri. Ama bu, eleştirilemeyeceği anlamına gelmez. Her ülkenin kültüründe atasözleri yer alır. Onlar da bir tecrübenin ve hayata bakış açısının özlü ifadesidir. Kimi yol gösterir kimi bir davranış modelini telkin eder. Şuna dikkat edelim: Vicdanımız ve aklımızla çelişiyor mu? Doğru bir davranış mı telkin ediyor? Ölçümüz bu olmalıdır.
Başka ülkelerin atasözleriyle noktalayayım yazımı:
"Dünyada kusursuz iki insan vardır. Biri ölmüştür, biri de doğmamıştır. "