KategorilerYAZILARSöyleşiAtatürk ve misyoner Avar

Atatürk ve misyoner Avar

13.04.2012
Bu Eser 23.01.2014 Tarihinde Günün Yazısı Seçilmiştir

Atatürk ve misyoner Avar.
> >
> > Yıllar önce İzmir Kadınlar Hapishanesi' ndeki mahkûm kadınlara akşam
> > dersleri verilmesi kararlaştırılmıştı. Bir gün milli eğitim müdürünün
> > odasına zayıf, ufak-tefek bir genç kız girdi.
> > "Ben bu dersleri memnuniyetle kabul ederim, efendim," dedi.
> > Müdür şaşırmıştı. Karşısındaki genç kız, okuldan yeni çıkmış, üstelik
> > son derece de hassas bir insana benziyordu.
> > Müdür bir kez daha hapishanedeki tipleri gözünün önüne getirdi. Olacak
> > şey değildi! Lakin düşüncesini belli etmedi.
> > "Peki, hoca hanım," dedi. "Bu işle meşgul olacağım."
> > İki hafta geçmeden, genç kız, soğuk ışıklar altında hapishane
> > koğuşundaki akşam derslerine başlamıştı.
> > İşi bittikten sonra, ince pardösüsünün yakasını kaldırıyor, süngülü
> > nöbetçilerin, zincirli kapıların arasından geçerek sokağa çıkıyor ve
> > hızlı adımlarla evine koşuyordu. Hapishane müdürü de, milli eğitim
> > müdürü gibi, hayretler içinde idi.
> > O kavgacı, o geçimsiz mahlûklar, genç öğretmeni hem sevmeye, hem
> > saymaya başlamışlardı. Kadınlar hapishanesinde ilk defa böyle bir hava
> > esiyordu.
> > Fakat işinde inanılmaz bir başarı gösteren kızın, bir süre sonra acayip
> > bir suçla adliyeye götürüldüğünü görüyoruz.
> > Hakkındaki isnat: Misyonerlik...
> > Gittikçe kabaran dosyalar, hep misyoner öğretmenden bahsediyordu.
> > Neler de neler yapmamıştı ki:
> > Kadınlar hapishanesi derken, Kinder Garten Teşkilatında çalışmalar,
> > çocuklara iyi insan olmak etrafında birtakım telkinler.
> > Bütün bunlar misyonerlik denilen şeyden başka ne idi?
> > İş o kadar dallanıp budaklandı ki, Atatürk meseleyi merak etmişti.
> > - "Bana misyoner öğretmenin dosyasını getiriniz," dedi.
> > Bütün bir gece o dosyayı inceledikten sonra, ertesi günü öğretmen
> > [Sıdıka] Avar'ı yanına çağırttı.
> > Genç öğretmen Atatürk'ün karşısına çıktığı vakit bir yaprak gibi
> titriyordu.
> > Atatürk, bu ufak-tefek kıza hayretle baktı.
> > - "Misyoner öğretmen sensin, öyle mi?" diye sordu.
> > Avar şaşırmıştı. Yavaşça, "Efendim, ben öğretmen Avar," diye fısıldadı.
> > Atatürk, o zaman genç öğretmene doğru parmağını uzatarak yüksek sesle
> > şunları söyledi:
> > - "Hayır. Sen misyoner Avar'sın. Bana, senin gibi misyonerler lazım."
> > Ondan sonra da Atatürk fikirlerini açıkladı:
> > Bir toplum, daha ziyade aile yoluyla, bilhassa kadın yoluyla
> > kazanılabilirdi. Genç öğretmen Doğu'ya gidecekti. Oradaki genç kızları,
> > hatta bunların arasında hiç Türkçe bilmeyenleri bile toplayacaktı.
> > Onları, bu toplumun potasında yetiştirecekti; sonra bu çocuklan birer
> > ışık huzmesi altında köylere gönderecekti.
> > Sözlerinin sonunda:
> > - "Git, memleketin içine gir, dağ köylerine uzan; orada bizden ışık
> > bekleyen yarının annelerini göreceksin, dedi.
> > Genç öğretmen, içi içine sığmaz bir hâlde Atatürk'ün yanından çıktı.
> > İşte yıllar ve yıllardır Avar, doğu illerinden birinde Kız Enstitüsü
> > Müdürlüğünde bu inanılmaz işle meşguldür.
> > Şimdi Elazığ, Tunceli, Bingöl çevrelerindeki halk, bu ufacık-tefecik
> > kadından bir azize gibi bahseder.
> > Onun hakkında iki yüze yakın mani, masal ve çocukların dilinde sayısız
> > Avar şarkıları vardır.
> > O, yol vermez, geçit tanımaz dağlara at sırtında tırmanır, dağ
> > köylerinden, çoğu esmer köy kızlarını toplar, onları kendi ceketine
> > sarıp okuluna götürür.
> > Avar, Doğu'da gerçekten inanılmaz bir isimdir.
> > Dağ tepesindeki köylere bu masal kadının, öğrenci toplamak için gittiği
> > zaman köylüler:
> > "Kızımı da götür, Avar!" diye atın üzengisine yapışıyorlar.
> > Şehre, Avar'ın okuluna gelen kızı, bir kere de üç-dört yıl sonra görünüz.
> > Ben, bir insan yaratma mucizesini orada gözlerimle gördüm
> > Hikmet Feridun Es
> > Hayat Dergisi 1957
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da
ezgikuzucular869
Ezgi KUZUCULAR6 yıl önce
Okurken gözlerim doldu,keşke Atamızı görmek bize de nasip olsaydı...