13.10.2023
“aklımdan sen geçiyorsun bir bulut gibi geçiyorsun
dün gece ezberimden çehreni defterime çizdim
sen belki hakikaten bir bulut gibi yolcusun” (“kaptan”, 52.s.)
Kitabın Adı: Attila İlhan
Bütün Şiirleri:2
Sisler Bulvarı
Bilgi Yayınevi, 12. Basım Aralık 2001
Birinci Basım 1954
173 sayfa
Okuma tarihi: 02-12 Ekim 2023
Yazar Hakkında Kısa Bilgi:
Attilâ İlhan, tam adıyla Attilâ Hamdi İlhan,(15 Haziran 1925, İzmir - 10 Ekim 2005, İstanbul), Türk şair, romancı, düşünür, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen. Entelektüel çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur.
Film Senaryoları
TV Dizi-Film Senaryoları
Şiir Kitapları
Şiir albümleri
Romanları
Aynanın İçindekiler Serisi
Öykü
Gezi
Anılar ve Acılar Serisi
Attilâ İlhan'ın Defteri Serisi
Cumhuriyet söyleşileri
Çevirileri
Kaynak: VİKİPEDİ
ATTİLA İLHAN’IN ŞİİR DÜNYASINA BİR YOLCULUK: “SİSLER BULVARI”
Her şair; hem kendi duygu, düşünce dünyasıyla hem de farklı insan portrelerinin duygu ve düşünceleriyle buluşturur dizelerinde okurlarını. Yaşadıkları, gözlemleri, umutlarıyla besler şiirlerini. Biz okurlar da o şiirleri okurken ruhumuzun bir yolculuğa çıktığını hissederiz. Aşkla, ayrılıkla, acıyla, umutla, emekle, eşitlikle, mücadeleyle ve daha birçok duyguyla kesişir yolumuz.
Attila İlhan’ın Sisler Bulvarı’nda an geliyor şiirsellikle bezeniyor ruhunuz, an geliyor derinleşiyor bakışınız, duyuşunuz. Günlük dilde söylemekten sakındığınız ifadelerle karşılaşıyorsunuz kimi şiirlerinde. Şiirsellikle bağdaştıramadığınız sözcüklere, ifadelere rast geliyorsunuz bazen. Ama nedense şiirin öyle kocaman bir yüreği var ki “neyse bunlar da hayatın içinden” diyor ve o sözcüklere takılmamayı tercih edebiliyorsunuz. Şiir, hayatı her yanıyla kucaklayan, ona her yönüyle sahiplenen bir tür diye düşünüyorum. Attila İlhan da hayatı her yanıyla sahiplenmiş ve şiirde kimi zaman şu “aykırı” olur diye düşünmemiş. Öyle ya, şair, sanatçı özgürlükle beslenir ve yeşerir. Biz okurların dünya görüşüne, dili kullanma biçimine göre şekillendirmez mısralarını, satırlarını. Özgürce yol alır. Aslında bir bakıma hayatın tümünün sesidir sanatçı. Sadece kendi sesini duyurmaz.
“ellerim me….nde kaldı yoksul türkân’ın” (liman)
“Üç or…pu üstüne gülmüşlerdi”
“midyelerin gözbebeğinde or…pu maviler”(eski deniz halkı)
Şairimiz bazen yan yana gelmeyeceğini düşündüğümüz kelimeleri buluşturmuş dizelerinde. Bazı kelimeler arasında kurduğu ilişki dikkat çekici:
“dostu yoktu yalnızlığı vardı”
“üç gün dua ettim küfrettim”
“bunun çaresine bakmalıydık
yoksa yüzümüz olmazdı
doğru dürüst ölemezdik
ölüler bizi ayıplardı” (30.s. tatyos’un kahrı)
İçtenliği, etkileyiciliği, güçlü bir söyleyişi var şiirlerinin. Samimiyetini, dobralığını, özgünlüğünü, özgünlüğünü hissettiriyor. İmgelerle hayal gücünü, bakışındaki zenginliği ortaya koymuş. Öyle güzel ve özgün bir anlam bütünlüğü sağlamış ki çoğu şiirinde ikinci bir kez okumak istiyorsunuz.
“kalbinde dünyayı taşır bu çocuk
dünya kalbimizde taşınmaya değer”
“köylüleri severdik
sahi çerkezdiniz
efkârınız sığmazdı kaşık kadar yüzünüze”(40,41.s. mırç)
“yanımda olduğun zaman her zamankinden yalnızım”(46.s. kaptan)
“paris’in göklerinden uzanıp bir yıldız kopardım
kırmızı bir karanfilmiş gibi yıldızı saçlarına taktım”(47.s. kaptan)
Ancak zarif bir duygu ve özgün bir hayal dünyası olan bir şair, “paris’in göklerinden uzanıp bir yıldız” koparabilir. Tıpkı yukarıdaki mısralarda olduğu gibi. Ancak Attila İlhan gibi zengin bir duygu dünyasını yüreklerinde taşıyanlar, “çarmıhta bir isa gibi ben ıstırap çektim” der.
Bütün bunları söylerken biçimsel olarak da farklı bir yol tercih etmiş. Büyük, küçük harf ayrımına gitmeme, çoğu noktalama işaretini kullanmama gibi. Bir müddet sonra bu tarz yazıma da alışıyorsunuz. Çünkü şiirde bir anlam yolculuğunda olduğunuz için standart olanı aramıyor gözünüz. Neden küçük harf, neden noktalama işaretlerinin çoğunu kullanmamış dememeye başlıyorsunuz. Sonuçta bu da sanat anlayışının bir yansıması.
Elbette bazı şiirleri de sizi sarmayabilir, hitap etmeyebilir ruhunuza. Ama hangi şairi okursanız okuyun bu durumla karşılaşmanız mümkün. Bu durum diğer türler için de geçerli. Her eser okurun beğenisini aynı ölçüde kazanamayabilir. Bu gerçeği göz ardı etmemeliyiz. Aslolan okuduğunuz eser duygu ve düşünce dünyanızda belli bir iz bırakabilmiş mi? Bir nebze iz bırakmışsa iyi duygularla, belli bir hoşnutlukla kapatırsınız kitabın kapağını. Kitaplarla olan yolculuğunuzdan bir Attila İlhan geçti dersiniz.
“benim acılarım ilâhlar gibi şiirlerini doğuruyorlar”
“aklımdan sen geçiyorsun bir bulut gibi geçiyorsun
dün gece ezberimden çehreni defterime çizdim
sen belki hakikaten bir bulut gibi yolcusun”(52.s. kaptan)
“ben ki yaşadıklarımı büyük dinler gibi yaşıyorum
Sen artık bir din değilsin bunu biliyorsun”(54.s. kaptan)
Kitabın adı olan “sisler bulvarı” şöyle bir yer bulmuş şiirinde:
“sisler bulvarı’ndan geçmediğim gün
sisler bulvarı öksüz ben öksüzüm
yağmurun altında yalnızım”(62.s. sisler bulvarı)
Etkilenerek okuyacağınızı düşündüğüm pek çok şiiri var. Bunlardan biri de Atatürk için yazdığı ve çok da sevilen, popüler bir şiiri.
“dağ başını efkâr almış
gümüş dere durmaz ağlar
gözyaşından kana kesmiş gözlerim
ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
ağlar ağlar cihan ağlar
mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
altmış üç ilimiz almış üç yetim
yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
her geçen seni bizden parça parça götürür
mustafa’m Mustafa kemal’im”
… (141.s. mustafa kemal)
“Hayır” adlı şiirini de o kadar yürekten yazmış ki yüreğini nakşetmiş şiire adeta.
“bu döşeği sen mi serdin elin dert görmesin ana
ana uyuyacağım ninni çağır danalar girsin bostana
çetin bir yörük kızı hoyrat murat dağı’ndan
bir papatya getirsin bir gelincik getirsin”(144.s. hayır)
Alıntı yapılmaya ve üstünde konuşulmaya değer birçok şiiri var Attila İlhan’ın Sisler Bulvarı’nda. Ancak yazı biter ama şiirlerdeki keyifli, duygulu yolculuklar bitmez. Anlam derinliğini ve güzelliğini satırlara sığdırmak zor hatta mümkün değil. Elinize bir Attila İlhan eseri alıp okursanız sizler de o yolculuğun bir yolcusu olabilirsiniz.”Ümitten ümit kesilmez”, “ter dökmesi bizden bereketi topraktan”, “ya gâzi ya şehid diye geldik şehid olduk”, “şol derecikviran çayı akar ekmek deyu deyu” mısraları yankılanır gönül dünyanızda. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Kitabın sonunda yer alan ve şiirlerine dair notlarına yer verdiği”meraklısı için notlar” bölümünü okumayı ihmal etmeyin. Hem Attila İlhan’a hem de şiirlerinin arka planına dair önemli, çarpıcı bilgiler edineceksiniz.
Şairimizin şu dizeleriyle noktayı koymak istiyorum:
“ezan sesleri dağıldı kanat kanat minarelerden
hiç bir müezzinin hiçbir surette şüphesi yoktur
bilirim bildiririm tanrının elçisi muhamet’ten”(108.s. bursa’dan yaylım ateş)
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın