ATTİLA İLHAN BÜTÜN ŞİİRLERİ : 2 "SİSLER BULVARI"NA DAİR İNCELEME

13.10.2023

“aklımdan sen geçiyorsun bir bulut gibi geçiyorsun

  dün gece ezberimden çehreni defterime çizdim

  sen belki hakikaten bir bulut gibi yolcusun”  (“kaptan”, 52.s.)

Sisler Bulvarı - Bütün Şiirleri: 2

 

Kitabın Adı: Attila İlhan

                     Bütün Şiirleri:2

                       Sisler Bulvarı

Bilgi Yayınevi, 12. Basım Aralık 2001

Birinci Basım 1954

173 sayfa

Okuma tarihi: 02-12 Ekim 2023

Yazar Hakkında Kısa Bilgi:

Attilâ İlhan, tam adıyla Attilâ Hamdi İlhan,(15 Haziran 1925, İzmir - 10 Ekim 2005, İstanbul), Türk şairromancıdüşünürdeneme yazarıgazetecisenarist ve eleştirmen. Entelektüel çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur.

Film Senaryoları

  • 1959: Yalnızlar Rıhtımı
  • 1960: Ateşten Damla
  • 1960: Şoför Nebahat
  • 1960: Devlerin Öfkesi
  • 1962: Rıfat Diye Biri
  • 1962: Ver Elini İstanbul

TV Dizi-Film Senaryoları

  • 1979: Paranın Kiri
  • 1982: Sekiz Sütuna Manşet
  • 1984: Kartallar Yüksek Uçar
  • 1986: Yarın Artık Bugündür
  • 1991: Yıldızlar Gece Büyür
  • 1992: Teleflaş
  • 2000: Baykuşların Saltanatı

Şiir Kitapları

 

Şiir albümleri

  • 1999: Ben Sana Mecburum(Folk Müzik Center)]
  • 2001: Ne Kadınlar Sevdim(Folk Müzik Center)
  • 2006: An Gelir(Selçuklu Müzik)

Romanları

Aynanın İçindekiler Serisi

Öykü

  • 1999: Yengecin Kıskacı

Gezi

Anılar ve Acılar Serisi

Attilâ İlhan'ın Defteri Serisi

  • 1975: Faşizmin Ayak Sesleri
  • 1980: Gerçekçilik Savaşı
  • 1981: Batı'nın Deli Gömleği
  • 1983: "İkinci Yeni" Savaşı
  • 1985: Sağım Solum Sobe
  • 1985: Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler
  • 1986: Ulusal Kültür Savaşı
  • 1991: Sosyalizm Asıl Şimdi
  • 1991: Aydınlar Savaşı
  • 1992: Kadınlar Savaşı

 

Cumhuriyet söyleşileri

Çevirileri

  • 1967: Kanton'da İsyan (Andre Malraux)
  • 1968: Umut (Andre Malraux)
  • 1969: Basel'in Çanları (Louis Aragon)

Kaynak: VİKİPEDİ

 

      ATTİLA İLHAN’IN ŞİİR DÜNYASINA BİR YOLCULUK: “SİSLER BULVARI”

      Her şair; hem kendi duygu, düşünce dünyasıyla hem de farklı insan portrelerinin duygu ve düşünceleriyle buluşturur dizelerinde okurlarını. Yaşadıkları, gözlemleri, umutlarıyla besler şiirlerini. Biz okurlar da o şiirleri okurken ruhumuzun bir yolculuğa çıktığını hissederiz. Aşkla, ayrılıkla, acıyla, umutla,  emekle, eşitlikle, mücadeleyle ve daha birçok duyguyla kesişir yolumuz.

     Attila İlhan’ın Sisler Bulvarı’nda an geliyor şiirsellikle bezeniyor ruhunuz, an geliyor derinleşiyor bakışınız, duyuşunuz. Günlük dilde söylemekten sakındığınız ifadelerle karşılaşıyorsunuz kimi şiirlerinde. Şiirsellikle bağdaştıramadığınız sözcüklere, ifadelere rast geliyorsunuz bazen. Ama nedense şiirin öyle kocaman bir yüreği var ki “neyse bunlar da hayatın içinden” diyor ve o sözcüklere takılmamayı tercih edebiliyorsunuz. Şiir, hayatı her yanıyla kucaklayan, ona her yönüyle sahiplenen bir tür diye düşünüyorum. Attila İlhan da hayatı her yanıyla sahiplenmiş ve şiirde kimi zaman şu “aykırı” olur diye düşünmemiş. Öyle ya, şair, sanatçı özgürlükle beslenir ve yeşerir. Biz okurların dünya görüşüne, dili kullanma biçimine göre şekillendirmez mısralarını, satırlarını. Özgürce yol alır. Aslında bir bakıma hayatın tümünün sesidir sanatçı. Sadece kendi sesini duyurmaz.

       “ellerim me….nde kaldı yoksul türkân’ın” (liman)

        “Üç or…pu üstüne gülmüşlerdi”

        “midyelerin gözbebeğinde or…pu maviler”(eski deniz halkı)

       

       Şairimiz bazen yan yana gelmeyeceğini düşündüğümüz kelimeleri buluşturmuş dizelerinde. Bazı kelimeler arasında kurduğu ilişki dikkat çekici:

 

      “dostu yoktu yalnızlığı vardı”

      “üç gün dua ettim küfrettim”

      “bunun çaresine bakmalıydık

        yoksa yüzümüz olmazdı

       doğru dürüst ölemezdik

      ölüler bizi ayıplardı” (30.s. tatyos’un kahrı)

 

       İçtenliği, etkileyiciliği, güçlü bir söyleyişi var şiirlerinin. Samimiyetini, dobralığını, özgünlüğünü, özgünlüğünü hissettiriyor. İmgelerle hayal gücünü, bakışındaki zenginliği ortaya koymuş. Öyle güzel ve özgün bir anlam bütünlüğü sağlamış ki çoğu şiirinde ikinci bir kez okumak istiyorsunuz.

 

      “kalbinde dünyayı taşır bu çocuk

        dünya kalbimizde taşınmaya değer”

 

“köylüleri severdik

  sahi çerkezdiniz

 efkârınız sığmazdı kaşık kadar yüzünüze”(40,41.s. mırç)

 

“yanımda olduğun zaman her zamankinden yalnızım”(46.s. kaptan)

 

“paris’in göklerinden uzanıp bir yıldız kopardım

 kırmızı bir karanfilmiş gibi yıldızı saçlarına taktım”(47.s. kaptan)

 

     Ancak zarif bir duygu ve özgün bir hayal dünyası olan bir şair, “paris’in göklerinden uzanıp bir yıldız” koparabilir. Tıpkı yukarıdaki mısralarda olduğu gibi. Ancak Attila İlhan gibi zengin bir duygu dünyasını yüreklerinde taşıyanlar, “çarmıhta bir isa gibi ben ıstırap çektim” der.

     Bütün bunları söylerken biçimsel olarak da farklı bir yol tercih etmiş. Büyük, küçük harf ayrımına gitmeme, çoğu noktalama işaretini kullanmama gibi. Bir müddet sonra bu tarz yazıma da alışıyorsunuz. Çünkü şiirde bir anlam yolculuğunda olduğunuz için standart olanı aramıyor gözünüz. Neden küçük harf, neden noktalama işaretlerinin çoğunu kullanmamış dememeye başlıyorsunuz. Sonuçta bu da sanat anlayışının bir yansıması.

       Elbette bazı şiirleri de sizi sarmayabilir, hitap etmeyebilir ruhunuza. Ama hangi şairi okursanız okuyun bu durumla karşılaşmanız mümkün. Bu durum diğer türler için de geçerli. Her eser okurun beğenisini aynı ölçüde kazanamayabilir. Bu gerçeği göz ardı etmemeliyiz. Aslolan okuduğunuz eser duygu ve düşünce dünyanızda belli bir iz bırakabilmiş mi? Bir nebze iz bırakmışsa iyi duygularla, belli bir hoşnutlukla kapatırsınız kitabın kapağını. Kitaplarla olan yolculuğunuzdan bir Attila İlhan geçti dersiniz.

      

       “benim acılarım ilâhlar gibi şiirlerini doğuruyorlar”

       “aklımdan sen geçiyorsun bir bulut gibi geçiyorsun

         dün gece ezberimden çehreni defterime çizdim

         sen belki hakikaten bir bulut gibi yolcusun”(52.s. kaptan)

 

      “ben ki yaşadıklarımı büyük dinler gibi yaşıyorum

       Sen artık bir din değilsin bunu biliyorsun”(54.s. kaptan)

 

        Kitabın adı olan “sisler bulvarı” şöyle bir yer bulmuş şiirinde:

      

      “sisler bulvarı’ndan geçmediğim gün

       sisler bulvarı öksüz ben öksüzüm

       yağmurun altında yalnızım”(62.s. sisler bulvarı)

 

     Etkilenerek okuyacağınızı düşündüğüm pek çok şiiri var. Bunlardan biri de Atatürk için yazdığı ve çok da sevilen, popüler bir şiiri.

 

    “dağ başını efkâr almış

     gümüş dere durmaz ağlar

    gözyaşından kana kesmiş gözlerim

   ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar

  ağlar ağlar cihan ağlar

 mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür

 altmış üç ilimiz almış üç yetim

 yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer

her geçen seni bizden parça parça götürür

mustafa’m Mustafa kemal’im”

…                                             (141.s. mustafa kemal)

 

 

 “Hayır” adlı şiirini de o kadar yürekten yazmış ki yüreğini nakşetmiş şiire adeta.

 

“bu döşeği sen mi serdin elin dert görmesin ana

 ana uyuyacağım ninni çağır danalar girsin bostana

çetin bir yörük kızı hoyrat murat dağı’ndan

bir papatya getirsin bir gelincik getirsin”(144.s. hayır)

 

       Alıntı yapılmaya ve üstünde konuşulmaya değer birçok şiiri var Attila İlhan’ın Sisler Bulvarı’nda. Ancak yazı biter ama şiirlerdeki keyifli, duygulu yolculuklar bitmez. Anlam derinliğini ve güzelliğini satırlara sığdırmak zor hatta mümkün değil. Elinize bir Attila İlhan eseri alıp okursanız sizler de o yolculuğun bir yolcusu olabilirsiniz.”Ümitten ümit kesilmez”, “ter dökmesi bizden bereketi topraktan”, “ya gâzi ya şehid diye geldik şehid olduk”, “şol derecikviran çayı akar ekmek deyu deyu” mısraları yankılanır gönül dünyanızda. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Kitabın sonunda yer alan ve şiirlerine dair notlarına yer verdiği”meraklısı için notlar” bölümünü okumayı ihmal etmeyin. Hem Attila İlhan’a hem de şiirlerinin arka planına dair önemli, çarpıcı bilgiler edineceksiniz.

       Şairimizin şu dizeleriyle noktayı koymak istiyorum:

 

         “ezan sesleri dağıldı kanat kanat minarelerden

          hiç bir müezzinin hiçbir surette şüphesi yoktur

         bilirim bildiririm tanrının elçisi muhamet’ten”(108.s. bursa’dan yaylım ateş)

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar