Av Şikar
Divan şiirinde av ve avcı, kelimeleri şikar, sayyad , ceylan, ahu, hub , huban, dam, tuzak, tir, vb sözcükleri ile beraber oldukça sık olarak karşımıza çıkar. Ayrıca tard ve “hile ile tuzakla, av aletleri ve av hayvanlarıyla av avlamak bahsi de konuyla ilgilidir. Kementle, okla, avlanmak tuzak kurmak, tuzağa düşürmek bu mazmunun geniş kapsamları içindedir.
Divan ve halk şiirimizde av ve avcılıkla ilgili eski devre ait pek çok gelenek bu şiirlerde işlenmiştir. Örneğin ava çıkana rast getire, uğur ola denmesi, avın ok veya tuzak ile avlanması, yolcunun önüne tavşan çıkmasının, av sırasında bir softanın olmasının, ava veya yola çıkılınca bir papazın veya kadının rast gelmesi uğursuzluk getirdiği vb inançları da karşımıza çıkmaktadır.
Avlamağa güzelleri mani olur fakih
Molların şikârda olur likası şum ( Necati)
Fakihler güzelleri avlamaya mani olurlar ( Günah derler) , Mollar avda uğursuzluk getirir
Garaz şikâr ise hınzırı öldürüp gömelim
Rakip gibi uğursuzla beyim olmaz av ( Sabit)
Maksat av ise şu rakip denen hınzırı hemen öldürüp gömelim beyim, rakip ile av bize uğursuzluk getirir.
Bağlanır zülfüne diller nice cadusun sen
Harem i Kâbe’yi dam eyleyen ahusun sen Naili
Divan şiirinde av konusu başlı başına bir kaç tez konusu olabilecek kadar geniştir. Sevgili bir av olabileceği gibi, sevgilinin kaşları, gözleri, kirpikleri de aşığı avlayan bir avcı veya sayyaddır.
Şiirimizde av genellikle gerçek av ve avcılıktan hareketle soyut tahayyülleri ifade etmek için kullanılan somutlaştırmalar şeklinde kullanılmıştır. Buna mukabil gerçek av sahneleri ve konularına da rastlamak mümkündür.
Dağda sayd- gazal etmeğe hasret mi çeker
Hanede gözleri ahusun hemen amade Nedim
Dağda maral avlamaya hasret kalınca evdeki gözleriahu hemen hazırdır. Bu beyitteki ahu evdeki eş anlamındadır. ( bkz : Ahu ve Ahu'yu Felek Terimleri ( Beyit örnekleriyle))
Kaşları yâyı gibi gayriyi kendüye çeker
Gamzesi oku gibi âşıkı yabâna atar Ahmed Paşa
( Kaşları yayı çektiği gibi başkalarını da kendine doğru çeker. Gamzesi oku gibi aşıkı yabana fırlatıp atar)
Bin sayd edince yayını bir pehlevân asar
Kaşın bu resme gün başına bir kemân asar Necâtî
Bin av yaptıktan sonra yayını bir pehlivan alıp asabilir. Kaşı ise her sabah bir keman asar.
Gazal-i afitab olsa nigâh-ı iltifat itmem
Gözüm deşt-i melahatde bir ahu-yı Hoten tutdı (Mezakî, Gazel 411/2
( Gazalların en güzeli bile olsan bakışındaki iltifata aldırmam. Gözüm ahuların gezdiği bir ovadaki bir ahuya kapıldı)
Sevgili genellikle erişilmesi, tutulması avlanması çok zor olan bir av hayvanına benzetilir, ahu, maral, ceylan vb. Fakat özellikle divan şiirinde av ile avcı yer değiştirmiştir. Ahu, maral, gazal veya ceylana benzetilen sevgili avcı haline gelirken avcı ise av haline dönüşür. Böyle olunca avcı haline dönüşen sevgilinin saçları kement, gözleri ok, kaşları ya, kirpikleri ok, gamzesi, dam tuzak, haline dönüşmüştür. Bakışları hileli ve tuzağa çekecek şekildedir. ( bkz Ahu ve Ahu'yu Felek Terimleri ( Beyit örnekleriyle)
Etmiyor bizden yana ol çeşm-i ahu iltifat
Biz de saydından o vahşinin feragat eyleriz (Âsaf, Gazel 62/2
O gözleri güzel olan ahu bizden yana bakıp bize iltifat etmiyor, Bizde o vahşiyi avlamaktan vaz geçer gideriz.
Gönül ders-i gamın çokdan unutdu hâtırın hoş tut
O mürgü başka bir sayyâd tutdu hâtırın hoş tut
Galib Dede
Sevgili veya avlanacak olan hayvan sadece ahu veya ceylan, kuşlar için de söz konusudur. Kuşların da avlanması veya alıcı kuşlar ile avlanmak veya sevgiliyi alıcı kuşa benzetmek de söz konusudur. (Alıcı Kuşlar Mazmunu ( Şiirimizde)
Gezme ey gönlüm kuşı gâfil fezâ-yı ışkda
Kim bu sahrânun güzer-gehlerde çok sayyâdı var. ( Fuzuli)
Av – avcı- sayyad, maral, ahu ceylan vb motifleri halk şiirimizde hatta çağdaş şiirimizde de benzer hayaller ve tasavvurlar ile karşımıza çıkmaktadır. Bu düşünceler ve tasavvurlar anonim halk şiiri, ozan şiiri ve çağdaş şiirimizde de bol bol ve sık sık işlenmiştir.
Aman avcı vurma beni
Ben bu dağın maralıyam
Hem maralı hem yaralı
Avcı vurmuş yaralıym
Bu dağlarda ceylan gezer
Tırnakları taşlar ezer
Ben o yara neylemişem
O yar benden kenar gezer (Iğdır Türküsü
Bende gittim bir geyiğin avına
GeyikçÇekti beni kendi dağına
Tövbeler tövbesi geyik avına
Siz gidin kardaşlar kaldım burada /
Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
/ Köpektir zevk alan sayyad-i bi-insafa hizmetten (Namık kemal
Ey şanlı avcı damını bihude kurmadın,
Attın fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın!" ( Tevfik Fikret )
Avcılar duyarlar çağrışup ötmen
Sağ esen menzile inin durnalar” (Kuloğlu)
Seherde bir suna ile yar oldum
Değdi hançer ile sineme benim
Bülbül-ü şeydâya ah u zar oldum
Vurdu hançer de sineme benim” (Hürremî 20. yy)