AYA KEMENT ATMAK
Boş işlerle uğraşmak manasında kullanılan bir benzetmedir. Eskilerin tasavvurunda ve inançlarında hilal halindeki Ay’a büyücüler okuyup üfürdükten sonra kement atar ak çıkarlarmış. [1]
Divan şiirinde hem bu inanç hem de şehzadelerin ve vezirlerin kementle boğdurulması, hem de Hintlilerin ev Arapların kement kullanmaktaki marifetleri vb kullanılmış bir malzeme olmuştur. Araplar kement atarak hurmanın başına çıkar Hintliler de kementle yükseklere çıkmakta beceri gösterirlermiş. [2] Hindu ve Arap kavram olarak divan şiirinde siyah- kara yani kesreti de çağrıştırmış, buradan hareketle, Hindu, Arap, kement atmak kavramları sevgilinin saçları zülüfler, aşığı kendine bağlaması manalarına atıfta bulunacak şekillerde kullanılmıştır.
Bu yüzden sevgilinin saçı Hindu ve Arap gibi aşığın boynuna kement atan bir benzetmedir. Sevgilinin yüzü Ay olarak tasavvur edildiğinden, kaşları hilal, saçları ve zülüfleri kementtir.
Mah’a kement atar saçı hindusu dilberin
Şir-i şikar eder gözü ahusu dilberin ( Ahmet Paşa)
Sevgilinin Hindu saçı aya kement atar ( Saçlarının kaşına ve yüzüne döker) Ahu bakışları ile de aslanları avlar.
Her lahza gün yüzüne salar saye-i perçemin
Her dem kemend-i naz atar Ay’e perçemin ( Necati )
Her ana gün yüzüne siyah saçlarını salar , her vakit saçları ile Ay’a kement atar.
Erdim fiğan u zar ile ol asitane ben
Çıktım kemend-i nale ile asumane ben ( Baki)
Ağlayıp inleyerek asitaneye erdim ( sadarete) inleme kementleri ile de semaya ulaştım.
AY VE SEFERE ÇIKMAK ALAKASI
Eski hurafelere göre Ay ‘ın Akrep burcuna girdiği zamanlarda sefere çıkmak uğursuzluk getirirmiş. Bu zamanlarda yapılan işlerden uğur da gelmezmiş.
Ey dil ruh u zülfün göreyim terkimiz urma
Çıkma sefer k’ oldu mehin menzili akrep ( Ahmet Paşa)
Zülfünde görüp haddini dil gitmemek ister
Meh varıcağız akrebe olmaz sefer ey dost ( Sa’di Cem )
Yanağındaki siyah tüyleri ve zülüfleri görünce gönül gitmemek ister. Ama ayın akrebe girmesi gibi benim oraya ulaşmak arzumdan da bir bela çıkacak.
Buna mukabil Ay’ın gece yolculuk edenlere yol göstermesi, aşkın kendisinin karanlık sevgilin aya benzeyen yüzünün ışığının ise aşığa rehber olması umut vermesi, tasavvurları da divan şairlerinin bize sundukları tasavvurlar arasındadır.
KAYNAKÇA
[1] Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996- shf 113
[2] Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996- shf 113