Ayas'ı Hiç Gördünüz mü?

05.05.2012



Ayas Kalesi 

YUMURTALIK'IN  GENEL DURUMU

Ceyhan’a bağlı bir bucak iken 1 Nisan 1959 tarihinde ilçe olmuştur. Yumurtalık’a bağlı 16 köy ve 3 kasaba bulunmaktadır.İlçe merkezi 5296 nüfuslu Yumurtalık’tır (Ayas).  İlçenin yüzölçümü 501 km2 dir. Adana’nın 81 km. güneybatısında İskenderun Körfezi’nin batı kıyılarında yer almaktadır. İlçenin kuzey ve batısı Adana’nın Ceyhan,Karataş ve Yüreğir ilçeleri ile doğu ve güneyi Akdeniz’le çevrili bir sahil yerleşim birimidir. Son dönemde doğrudan Adana’ya ulaşımın sağlanması hem merkezin doğrudan bağlanışını hem de köylerle ile iletişimini olumlu bir şekilde geliştirmiştir. 

AYAS ADI NEREDEN GELMEKTEDİR.

Eski Yunancada "keçi" anlamına gelen AIKS sözcüğünden türetilmiş daha sonraları seslendiriş özelliklerine göre  Ayas şekline dönüşen bir kelimedir. Aigeai, okunuş şekliyle  Araplar'ın hakimiyetinde iken Ayaş halini almıştır., Venedikliler döneminde bu yerleşim birimine Venedikliler Lajazzo adını vermişken,. Osmanlılar döneminden itibaren de Ayas ismi kullanılmaya başlanmıştır. 

AYAS'IN TARİHÇESİ

Aigea (Ayas-Yumurtalık),  M.Ö. 4. yüzyılın son   çeyreğinde Büyük İskender'in Pers İmparatoru Dara'yı bugünkü İskenderun ile Dörtyol arasında kalan ovada yenmesinden sonra Büyük İskender'in halefleri olan Makedonyalı komutanlar, tarafından bir liman şehri olarak kurulmuştur. 
Kente eski Yunancada "keçi" anlamına gelen AIKS sözcüğünden türetilmiş Aigeai adının verilmesi  Büyük İskender’in ordusuyla Dara'ya karşı yürüyüşü sırasında bu bölgeye geldiğinde, karşısında bulduğu Pers garnizonunu geceleyin keçilerin boynuzlarına bağladıkları meşalelerle büyük bir ordunun saldırdığı izlenimini vererek buradan kaçırması ile bağlantılı olduğu bir efsane olarak İskender donemi tarih yazarları tarafından anlatılmaktadır. M.Ö. 1. Yüzyılda tarihin en parlak dönemini yaşamaya başlayan kentin adı Hellenistik dönemde basılan sikkeleri üzerinde keçi kabartması olmasının nedeni bu öyküden kaynaklanmaktadır. ( 
https://www.adanadan.biz/icerik.asp?ICID=173 )
Aigeai’nin tüm Akdeniz ülkelerinde tanınması ise antik dünyanın en önemli üç hastanesinden birinin burada olması ve bu tesisin içindeki sağlık tanrısı Askiepios tapınağının bu kentte bulunmasından kaynaklanmaktadır. Askiepios tapınağı ve çevresindeki hastane, kent için büyük bir gelir kaynağı olmuştur.( https://www.adanadan.biz/icerik.asp?ICID=173 )

Kent, Roma İmparatorluk devri boyunca Anadolu’yu Suriye ye Mezopotamya'ya bağlayan anayolun üzerinde çok önemli bir donanma üssü olduğundan, birçok Roma İmparatoru, doğuya yaptıkları seferlerde buraya uğramışlardır. Kent bu nedenle, Aigeai adının yanı sıra Roma imparatorları tarafından kendisine verilen Hadriane, Kommodiane, Severiane, Aleksandrapolis ve Makrinopolis gibi onurlandırıcı adlar da taşımıştır.  
Böylece Aigeai Doğu Akdeniz'in en önemli limanlarından biri konumuna gelmiştir.( https://www.adanadan.biz/icerik.asp?ICID=173 )
Hıristiyanlık dinini Roma imparatorluğunun tek ve resmi dini yapan imparator büyük Konstantin'in Askiepios tapınaklarında büyücülük yapıldığını öne sürerek tüm sağlık tanrısı tapınaklarının imha edilmesi için verdiği emir üzerine, M.S. 326 yılında Askiepios tapınağı tümüyle yıktırılarak yerine bir kilise inşa edilmiştir.

7-10 yüzyıllarda, Araplarla Bizans arasındaki savaşlarda tamamen tahrip olan kent 11 yüzyıldan itibaren Ayaş adıyla piskoposluk merkezi oldu Bu dönemde de Akdeniz'in ünlü bir ticaret limanı olma özelliğini sürdüren Ayaş'ta biri karada bir de limandaki adada olmak üzere iki kale inşa edildi 1201'de Cenovalılar 1261'de de Venedikliler Ayaş'ta ticari koloni kurma ayrıcalığını elde ettiler.

Kentin asıl gelir kaynağı olan deniz ticaretini ellerinde tutan Venedikliler, kenti Lajazzo olarak adlandırmaktaydılar. 1268 yılında kenti ziyaret eden Marko Polo, limanın Venedikli ve Cenovalı tüccarlarla dolu olduğundan ve bunların ipek, yün, hububat ve baharat ticareti yaptıklarından bahsetmektedir. Marko Polo 1271 yılında da Çin'den dönüşünde ikinci kez kenti ziyaret eder. Venedikli'ye Cenovalı tüccarlar buradan Kilikya içlerine kadar uzanan ticari geziler yapmaktaydı ve kendilerine asıl birer İane kiliseleri vardı. 

Sonraları bir çok defa Ayas kenti, Memluklular, Venedikliler ve Cenovalılar arasında el değiştirmiştir. 1374 yılında Ayas Ermeni Krallığının elinden Memlukların eline geçmiştir. Sultan Baybars zamanınndan itibaren yöreye Kınık boyuna mensup göçer Türkmenler yerleşmeye başlamıştır.  Ramazoğulları döneminde Payas Sancağına bağlı bir kaza ve limanı olarak kullanılmıştır.( Şahamettin Kuzucular, Dörtyol Hatay Çukurova Tarihi ve Türkmenleri Color Ofset, 2012, Shf,65- 87)  sonra da 1517 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi ile de Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altına girmiştir. Osmanlı eğemenliğinin ilk yıllarında körfezin tam karşısındaki Payas limanı ile Körfezin en önemli limanları olarak kabul edilmiş olduğundan İskenderun Körfezi bir aralar Hem Ayas, bazan da Payas Körfesi olarak adlandırılırdı.  Piri Resi'in İskenderun Körfezini çizdiği hatitada Ayas Limanı  ve Ayas kalesi sağlam olarak gösterilmektedir.

Kanuni Sultan Süleyman , kentin tüm surları tamir ettirmiş Ayas’ın batı tarafında günümüzde "Süleyman Kulesi” adı verilen küçük bir kule yaptırmıştır.Yazıdan ebcet hesabı ile kulenin inşa tarihinin H. 943 olduğu ve bu tarihte Miladi takvime göre 1536’ya rastlamaktadır.

Osmanlı Vilayet örgütünde Ayas, (Cebeli Bereket) Osmaniye sancağına bağlı Payas ilçesinin bir bucağı oldu. Doğu ticareti, Akdeniz'den uzaklaştıkça Ayas Limanı da Ortaçağdaki önemini yitirdi. Önceleri Yumurtalık, denize dar bir alan ile açılan bir körfez kenti idi. Geniş ve çok güvenli bir liman olmaya elverişliydi. Pire’de üslenen ingiliz donanması burada kışlardı. ( https://www.yumurtalik.bel.tr/tanyalm.html) Yumurtalık, 19 Temmuz 1926’ya kadar kaza iken, nahiye yapılıp Ceyhan’a, 1 Nisan 1959’da ilçe yapılarak Adana’ya bağlanmıştır. 

Yumurtalik belediyesi (eski adi Ayas) kucuk bir liman, balikci kasabasi. Adana'nin Ceyhan ilcesine yakin. Baku-Ceyhan petrol boru hatti Yumurtalikta sonlanacak. Yani Yumurtaligin limanindan buyuk tanker gemilerine petrol yuklenecek. Bu yuzden Yumurtalik belediyesinin buyuk gelecegi var bence. Ozellikle turistlik acisindanda baya potansiyel var. Ancak suan, ozellikle belediyenin kotu yonetiminden dolayi, bakimsiz biryer ve sadece Ceyhan'dan ve kismen Adana'dan gelen ic turizmle yetiniyor. WorldTurkey'de bu kasabaya ekstra ilgi gostermeyi dusunuyorum cunku Baku-Ceyhan bittikten sonra burasi Alanya gibi olabilir. 

BALIKÇILIK

İlçede balıkçılık ilçe merkezi ile sahilde bulunan köyler olan Gölovası,K.Yumurtalık, Haylazlı ve Deveciuşağı köylerinde yapılmaktadır. Sahil şeridindeki bu yerleşim yerlerinde boyları 3 metre ile 9 metre arasında 150- 200 arasında tekne bulunmaktadır. Ağ ( Karides , barbunya , zide v.b.) barikat ,kaşık , olta ve benzeri usullerle balık avcılığı yapılmaktadır. Denizde avlanma derinliği 42 kulaç (70 Metre) yi bulmaktadır.En çok yakalanan balık cinsleri: Kefal ,lagos, sergoz , karagöz , gargur , melenur , altunkuşak , istavrit , lüfer , levrek , çupra ,kayabalığı ,barbunya,sardelye,gümüş,mırmır,  karİdes , mercan,torik ve arı balığıdır. Ayrıca vatoz ,sapan ,köpek,yengeç,ahtapot, subiye, ve kalamar balık cinsi olmadığı halde tüketilen ve avlanan deniz ürünleridir. Yumurtalık ve civarından çıkarılan King karides dünyaca meşhurdur. 

YUMURTALIK LAGÜNLERİ:

Ceyhan Nehri ağzı ve Yumurtalık Körfezi arasında kalan lagünler: tuzcul bataklıklar, tatlı su bataklıkları, çamur düzlükleri, sazlıklar, kumullar ve bir çam ormanından oluşan, dev bir sulak alan sistemidir.
Başlıca sulak alanlar: Yumurtalık Lagünü, Yelkoma Gölü, Ömer Gölü, Yapı Gölü ve Darboğaz Gölüdür. Bu alanda; çeşitli kuş türleri üremektedir. Bunlar: Turaç, Akça cılıbıt ve küçük sumru’dur. Kış boyunca, büyük sayılarda su kuşu bu alanda barınız. Bunların en önemlileri ise: Fiyu, Kılıç gaga, Akça cılıbıt ve küçük kum kuşudur.


TARİHİ MEKANLARI 

ANTİK LİMAN:

Ayas kulesinin koruduğu liman, karanın içine uzanan oldukça geniş bir koyun küçük bir halic'inin kenarına kurulmuştur. Yumurtalık limanı ve minik halicinin içine alan koy karanın içerisine dar bir deniz boğazından girerek kaleye doğru olabildiğince genişleyen bir koy halini alır. Doğal bir dalgakıran,   insan eliyle yapılmışa benzeyen şerit halinde uzanan  koy ile denizi birbirinden koparmakta daracık bir boğaz sayesinde deniz ile koyu birbirine bağlamaktadır. Yumurtalık koyu  doğa eliyle yapılmış olmasına rağmen tıpa tıp  insan aklıyla inşa edilmiş bir mendirek şeklindedir.  Koyun tam ortasında  İstanbul'uda Kız kulesi, Mersindeki Kız kalesine benzeyen küçük bir adacık ve üzerinde Kız kalesi yapılmıştır.  Yumurtalık koyu ile denizi bir birinden koparak sadece güney tarafından deniz yoluyla gelen gemi ve teknelere geçiy verebilecek genişlikte bir su geçiti vardır. Bu bogaza kadar uzanan mendirek duvarları şeklinde uzanan doğal vir set görünmümdeki kayalar hemen hemen deniz ile aynı seviyededir. Dalgalar yüksek geldiğinde en fazla altı yedi metre kalınlığında imiş gibi bir görüntü veren bu kayaların üzerinden bu dalgalar denizden zıplayarak koyun içine düşebilmektedir. Fakat bu doğal setleri Koy'un içerisine gemilerin girmesini engel olması bakımından koyun ve limanın emniyetini ve savunmasını sağlaması yönünden antik çağlarda çok önemli işlevler üstlendiği  muhakkaktır. 

Gemiler için çok güvenli bir ortam sağlayan bu doğal deniz cebi içinde kurulan liman bu doğal ve korunaklı özelliği sayesinde Ayas Limanının önemini arttıran ve denizci ulusları cezbeden Venediklileri ve Cenevizlileri çağıran bir faktör olmuştur. Günümüz açısından ise muhteşem bir görsellik sağlayan bakir bir güzellik sunar.


SÜLEYMAN KULE :

Osmanlı hükümdarı Kanuni Süleyman  zamanında yaptırıldığı için padişahın adını almıştır.Ana gövdesinden kat kat yükselen kule denizden gelebilecek saldırıyı erken haber alabilmek için yapılmıştır.Kule içerisinde dar gözlem pencereleri Bulunmaktadır.Askeri amaçlarda kullanılmak için yapıldığından “silahlı ayas kulesi” olarak bilinmektedir.1536 yılında inşa edildiği tahmin edilmektedir.


AYAS KULE (ASUR) :

Ortaçağdan kalmadır.7. ve 10. yüzyılar arasında arap ve bizanslılarla olan savaşta tamamen tahrip olan kent 11. yüzyıldan itibaren ayas adıyla piskoposluk merkezi oldu.bu dönemde ünlü bir ticaret limanı olma özelliğini sürdüren ayasta biri karada biride limandaki ada olmak üzere iki kale inşa edildi. 1266 yılından 1337 yılına kadar defalarca melüklülerin saldırısına uğradı ve tahrip edildi.sıkça yıkılıp yeniden yapılmasından dolayı devşirme yapı olduğu görülmektedir.

KIZ KALESİ (ATLAS) :

Ayas limanında yanaşan gemilere ek hizmet binası olarak tasarlanmıştır. İtalyan mimarisi ile inşa edilmiştir. Kalenin içerisindeki salonlar , odalar ile yapılan araştırmalar sonucunda  buranın bir gümrük kontrol merkezi , zahire, su sarnıcı ,silah ve önemli bürokratik işlemlerin yürütüldüğü bir yer olduğu düşünülmektedir.

MARKO POLO İSKELESİ :

 Marko Polo 1268 yılında  batıdan deniz yolu ile ayas’a  ayak bastığı iskeledir. Bundan dolayı da adı markopolo iskelesi adlandırılır. Gemilerin yanaştığı bu iskele , Makro Polo’nun  Asya’ya  buradan  çıkmasıyla tarihi değer kazanmıştır. 1271 yılında Çin dönüşünde yine buraya gelmiştir. 11.yy. da yapıldığı sanılmaktadır.

Ayas (Aigaiai - Yumurtalık) Ören Yeri 

Kurulduğu tarih tam olarak bilinmeyen Ayas (Aigaiai) antik kenti Helenistik devirde Bergama’daki gibi dünyanın üç asklepieion tapınağından biri ile ünlü idi. Roma imparatorluk döneminde gelişmesini devam ettiren Ayas, Ortaçağ’da doğunun Akdeniz’e açılan en önemli liman kentlerinden biri olmuştur.

Özellikle Ceneviz ve Venedikli tüccarlar Aigaiai Limanı’nda koloniler kurmuşlardır. Ünlü seyyah Marco Polo Çin seyahati için 1268 yılında bu limandan karaya çıkmış, seyahatini tamamladıktan sonra yine bu limandan gemiye binip Venedik’e dönmüştür. Ayrıca Ayas ve Atlas kaleleri, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılan üç katlı gözetleme kulesi, Osmanlı ve Roma hamamları kentin tarihi zenginliğini artırmaktadır. ( https://www.adanakultur.gov.tr/belge/1-27259/muzeler-ve-oren-yerleri.html) 

Ören mahallesi antik Aigaiai kentinin olduğu yerdir.  Bu kente ait kalıntılar arasında mermer sutun parçaları, temel taşları, tarihi eser parçaları sağa sola dağılmış durumdadır.  Antik çağadaki meşhur hastahanesi Romalıların hıristiyanlık döneminde yıktırıldığı ve bu hastaneye ait taş ve sutunların kalenin tamirinde ve kilise yapımında kullanıldığı anlaşılmaktadır.  Ayastaki ören yerlerinde çok sayıda eşya ele geçirilmiş ve müzelere yollanmıştır. Kalıntılar kaymakamlık binası önünde toplanmıştır. Kentin önemi dünyanın ilk hastaneleri, hatta tıp eğitimi de verildiği için ilk tıp okulları sayılan Asklepion’lardan birisinin burada kurulmuş   olmasından ileri geliyor. Ne yazık ki Bizans İmparatoru Konstantin tarafından yıktırıldığı için günümüze gelememiş olan yapının kalıntıları kentin farklı noktalarına dağılmış durumda. Kentin içinden geçen derenin suları arasında serpiştirilmiş veya hemen deniz kıyısında kaderine terk edilmiş olan sütunlar antik dünyanın bilinen en büyük üç Asklepion’dan birisi olan bu yapıya ait.

AYAS HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ

Bir sahil ilçesi olan Yumurtalık'ta nüfus yaz aylarında 30+40 bin civarına yükselmektedir. Henüz yerli turistler açısından da tam olarak keşfedildiğini söyleyemeyeceğimiz Yumurtalık ilçesi Turizm bakımından çok ilerde olmayı hak eden çok bakir bir ilçemizdir.  Adana, Gazi Antep ve Hatay'a çok yakın olmasına, turizm açısından çok değerli niteliklere, çok güzel kumsallara sahip olmasına rağmen Ayas, hakkettiği itibardan hala hala çok çok uzaktadır. Yeterli önem verilince Ayas ilçemizin turistik açıdan Doğu Akdeniz'in en gözde Tursitik alanı olacağı muhakkaktır. Fakat Ayas, İskenderun körfezindeki Arsuz, Payas ve Samandağ  ile birlikte hiçte hak etmedikleri halde Turrizim açısından Akdeniz kıyılarındaki en göz ardı edilmiş, çok geride kalmış ama Turistik bölge olmayı çoktan haketmiş bir yerdir. 

Ayas kültürel ve tarihi değerleri, antik koyu, kaleleri, kuleleri, görkemli manzaraları,, temiz ve berrak denizi, güneşlenmeye uygun geniş plajı ve kumsalllarıyla cazip bir tatil merkezi özeliği taşımaktadır. Son yıllarda pansiyonculuk açısından bir gelişme görülse de bir turizim merkezi olmaktan çok çok uzaktır. Gereken ilgi gösterildiği takdirde bir Alanya olamazsa bile Kızkalesi kadar cazip bir yer olmaya aday bir ilçemizdir.


KAYNAKÇA
  1. https://www.adanadan.biz/icerik.asp?ICID=173
  2. https://www.yumurtalik.bel.tr/tanyalm.html
  3. Şahamettin Kuzucular, Dörtyol Hatay Çukurova Tarihi ve Türkmenleri Color Ofset, 2012, Shf,65- 87
  4. https://www.yumurtalik.gov.tr/
  5. https://www.adanakultur.gov.tr/belge/1-27259/muzeler-ve-oren-yerleri.html
  6. https://www.1tatil.net/Adana_Yumurtalik_Ayas

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar