BAKIL
Bakıl sözcüğü Arapçada sözlük anlamı ile sakalı belirmiş kişi anlamındadır.
Fakat muhtemelen sözcük anlamı ile alakadar olarak divan ve Arap edebiyatlarının meşhur cahili salağının da adı olmuştur. B akıl en tanınmış hali ile Divan şiirinde kullanılan meşhur bir Arap salağıdır.[1]
Bakıl sözcüğü hakkında pek çok hikâye oluşturulmuş, cehaleti gerzekliği, alıklığı ve konuşma kabiliyetinin yetersizliği ile cahil kişilerin örneği olarak hakkında birçok mesel oluşturulmuş bir karakterdir. Hakkında oluşan hikayelerin hepsinde cehaleti ve cehaletinden kaynaklı ortaya çıkan komik olaylardan söz edilir.
Bakıl’ı Nasrettin Hoca gibi bir fıkra kahramanı olarak düşünmemek gerekir. Bakıl bir fıkra karakterinden daha ziyade, cehaletin simgesi kıssa karakteri olarak düşünmek gerekir. Akılsızlığı kadar, cehaleti ve hiçbir eğitim almamış olmasından dolayı ortaya çıkan beceriksizliği ile öne çıkartılan bir mesel karakteridir.
bu meşhur Arap salağının adı olmaktan da çıkmış, sözcük yaygınlaşarak söz söylemekten aciz, kimseler için kullanılmış, ağzı lafa yapamayanlara bakıl benzetmesi yapılmıştır.
A. Talat Onay adı geçen eserinde bununla ilgili bir de mesel anlatmıştır. Bakıl, pazardan bir ahu satın alıp kucağına koymuş yolda gelirken komşusu onları görmüş ve Bakıl'a" Bu ahuyu kaça aldın" diye sormuş. Bakıl ise komşusunun sorusuna diliyle cevap veremediğinden eliyle koluya anlatmaya çalışınca Bakıl'ın kollarından kurtulan ahu da Bakıl'ın kucağından kurtulup kaçmıştır.
Bakıl tiplemesi divan şairleri tarafından sık sık kullanılmış, söz söylemekten aciz kişilere Bakıl denmiştir. Bakıl bazı âlimlerimize yapılan imalı benzetmeler için sık sık karşımıza çıkar.
Bezm – cühhalde Hassan ile Bakıl birdir. Ayni
Ra’y-i Bakıl geçiyor akl-ı Felatun yerine Süleyman Fehim
KAYNAKÇA
[1] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996, shf 129