Barak Havası ve Baraklar
Barak kelimesinin sözlük anlamları: Tüylü, kıllı çuha. Bir cins tüylü av köpeği. Çok kıllı insan. Çok tüylü köpek. Beyaz çilli siyah köpek. Küçük köpek, fino. Köpek, iri köpek. Gözünün etrafında beyaz damga olan köpek. Kır bekçisi, koğucu, eğri, mendilin üzerine konulan sembolik işaret, işleme, çiçek bozuğu yüz ... şekillerindedir.
Bu kadar çok anlamı olmasına karşın barak sözcüğü Türkmen boyları içinde Antep civarlarındaki büyük bir cemaati de ifade etmektedir. “Barak Türkmenleri, Oğuzhan'ın 24 boyunun sağ kolu olarak Bozuk Yıldızhan Oğullarına bağlı Beğdilli boyuyla bir araya gelerek iç içe yaşayan Aşiret oymaklarındandır.” Barak adı Oğuz Kağan destanında Ve Ebu’l Gazi Bahadır Han’ın Secer-i Terakime’sinde de geçmektedir. Barakların Horasandan Macaristan'a kadar yayıldıkları, Barakların, Çağatay Hanlığını başına oturan Barak Han, Kirman’da bir hanedan kuran Barak Hacip, Uluğ Bey’e kafa tutan Barak Han,[1] Suriye’den Anadolu'ya gelen meşhur Kalenderi Türkmen dervişi Barak Baba gibi meşhur isimler de çıkaran bir Türkmen aşiretidir.
Basit yapılan yayla damı – evi- veya ölen kişinin mezarı üstüne yapılan dam anlamındaki Bark sözcüğü ile Barak kelimesi arasında bu yolla da irtibat kurmak mümkündür. Eski Türklerde bir insan öldüğü zaman mezarına evvela üzeri yazılı büyük bir taş dikilirdi. Anadolu’nun pek çok eski Türk mezarlarında halen görülmeye devam edilen bu taşlara balbal da denilirdi.
Sonra ölenin hayatta öldürdüğü düşman adedi kadar taş koyarlardı. Mezarın gözükmesi için büyük bir sırık dikilir ve yanı başına ahşap, ya da taştan yapılmış mabet inşa edilir, bu mabede “Bark” denirdi. “Bark” sırıklar üzerine kurulur ve içerisine merdivenle inilirdi. Barkların içine ölenin eşyası, silahları da konulurdu. Duvarlara hayatında yaptığı kahramanlıklar resimlenir, kendisi için yazılan mersiyeler övgüler asılırdı. “ [2] Kurgan adı verilen bu barkların içine ölen kişinin atı ile de gömüldüğü oluyordu. Bark kelimesi ölen kişi için yapılan ev anlamına geldiği gibi sırıklarla, dallarla yapılan basit yaylak evlerine de bark dendiği hepimizin malumudur. Bark sözcüğü dilimizde “ Evini barkını yitirdi “ deyimi ile yaşamaya devam etmektedir.
Şu halde Barak Türkmenlerine Barak denmesinin diğer bir nedeni de anlaşılmış olur. Mezarlara yapılan barklarda oturan Türkmenlere barak dendiği bir varsayım olarak ortaya atılabilir. "Şamanlar Barkta otururlardı. Odalarında bir ocakla, tahtadan yapılmış birkaç basamaklı merdiven bulunurdu. Bu merdiven göğe çıkmaları için bir vasıta idi. Acemlerin Burak’ı, Şamanların da Barak’ı vardı. Şaman üzerine biner ve Allah’la görüşmeye giderdi". (sayfa 57)[4]
Nitekim Barakların sosyal hayatlarında göçerlik alametleri, inançlarında ise hala Şamanist Türkmenlerin pek çok inancı yaşamaya devam etmektedir. “Baraklar İslamiyet’i Türk dini haline getirmiş, Hz Ali’yi, Türk Gök Tanrısı'na dönüştürmüş bir Türkmen oymağıdır. “[3]
Eski Türk boylarının alıcı kuşlar denilen yırtıcı kuşlar veya büyük kuşları kendilerine bir işaret, im, damga veya ongun seçtikleri bilinmektedir. Barakların ise Turnayı im veya kendilerini işaret eden bir sembol olarak seçmiş olmaları, totemlerinin de köpek veya kurt olması kuvvetle muhtemeldir.
Barak adı Anadolu da pek çok yerde rastlanılabilecek yerleşim yeri adıdır. Kırıkkale, Keskin’de, Çorum ili, Bayat ilçesi, merkez bucağına bağlı bir köy, Yozgat'ta,Niğde'de (Barak Köyü ), Çorum'da (Barak Köyü/Bayat), Nevşehir'de (Aşağıbarak Köyü/Hacıbektaş), Trabzon'da(Bozdoğan/Akçaabat) Afyon (Sandıklı) Çankırı(boyalca) da Antep Urfa arasında bir bucak ismi Barak Bucağı vb bunlardan bazılarıdır. Barak Aşireti Oğuzeli Urfa arasında mukim ve büyük bir Türkmen Aşiret’idir. Barak Türkmen köyleri Gaziantep'in Oğuzeli ilçesiyle Urfa'nın Akçakale ilçesi arasındadır. Bu ovaya Barak Ovası denir. Bu ova 1865 yıllarına kadar hatta daha sonraki yıllarda dahi Barakların kışlak ve yazlık olarak kullandıkları göç ve iskân illeridir.
BARAK HAVALARI
Barak Aşireti dğişik adet gelenek ve görenekleri ile hala detaylı bir kültürel analizden geçmemiş ilginç bir Türkmen Aşiretidir. Barak havaları Tahtacı denilen Alevilerle irtibatlı oldukları sanılan bu aşiretle ilgili olarak ortaya çıkmış olmalıdır. Barak Havalarının söylendiği yöreler ile Aşiretin yerleşim kışlık ve yazlık illeri arasında önemli bir ilgi vardır. Kısaca Barak Havaları bu Türkmen Aşiretinden dolayı bu adı almıştır. Barak havası denilen bu ezgi türü ile bozlaklar arasında çok yakın benzerlikler vardır. Bu benzerliklere yöresel yakınlığı ve konularını da dahil etmek gerekir. Barak havaları da Bozlaklar gibi Çukurova ve yakınlarında oluşan bir Türkü ve Ezgi türüdür.
Barak havaları, Barakların yaşadığı yörelerde yaygındır. Bu havalar Oğuzeli, Kilis, Nizip, Adana ve Kahramanmaraş'ın kimi kesimlerinde hala canlılığını korumaktadır. Sözlüklerde çok sayıda anlamı olmasına rağmen Barak sözcüğünün daha ziyade kır, kıllı adam, kıllı köpek , avcı, kılllı çadır anlamları civarında yoğunlaştığı dikkat çeker. Çok yakın zamanlara kadar Barak Aşireti ve Güneydeki diğer Türkmen aşiretlerinin göçer olarak yaşadığı düşünülürse kelimenin kıl, avcı, çadır anlamları ile Barak Aşireti arasındaki ilişki ortaya çıkmış olur.
Barak havaları kırsal adamlarının havaları dır. Dağlarda , yaylalarda , göç yollarında , çadırlarda söylenerek ortaya çıkmıştır.
Barak havası denilen türkülerin sözleriyle Bozlaklara konuları bir birine çok yakın hatta aynıdır. Baraklarda iskân (göç), doğa, sevda, ölüm, halk hikâyelerinden alınan konular vb bulunur. Barak havalarında "aman", "yavrum", "yandım", "gine", "yet miyecise" gibi nidalar ve katma sözler sık sık geçer. Barak havaları bir tür uzun havadır. Barak havası uzun havaya giriş mahiyetinde hazırlayıcı bir açılışla başlar. Bu açılış bir bağlama ya da zurna ile olur. “Çalgının yaptığı açışta en önemli ve belirgin tür özelliği, çok sık sekilemelerin yapılmasıdır. Barak havalan Hicaz, Hüseyni, Rast, Saba makamlarının kullanıldığı uzun havalardır. Kimi Barak havalarında Hüseyni başlanır, sözlerin bağlandığı kısımlarda Hicaz makamına geçki yapılır, sonra, Hüseyni'ye dönülür”.[5] Uzun havalar genellikle tiz seslerden başlayarak inici bir yapı gösterir. “Türü belirleyen diğer öğeler, trillerin ve zaman zaman ters glisandoların yapılması, motif ve küme sekilemeleridir. “[6]
Barakla ın en ünlü ozanları Dedemoğlu, Kılınçoğlu ve Garip’tir buna rağmen Baraklar , Dadaloğlu ve Karacaoğlan’a da sahip çıkmaktadırlar.
Kalktı sökün etti piri dedeler,
Çan çalar mayalar bozlaşır gider.
Arap ata binmiş gelinler kızlar,
Onlar hup dilinden söyleşir gider.
Bizim beylerimiz düştüler yola. .
Ala gözlerine ben olam köle.
Abbasi beşiği, maafe bile
Atlarda çöl deyi sızlaşır gider. [7] Aşık Dedemoğlu
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın