04.01.2023
Rabia el-Adeviyye veya Rabiatü'l Adeviyye, doğumu H. 95 veya 99 ölümü ö. 796 veya 801
Müslüman dünyasının en meşhur kadın evliyası olan Hz Rabia, Basralıdır ve “Ümmül Hayr”, “Tâcü'r-ricâl” (erkeklerin tâcı) unvanları ile de anılır. Türk Dünyasında ise kısaca Hazreti Rabia adı ile bilinir.
Hazreti Rabia, hicretten 95 veya 99 yılı sonra Basra’da Kays bin Adi kabilesine mensup olarak dünyaya gelmiş ve “Adeviyye” veya “Kaysiyye” sıfatlarıyla tanınmıştır. Bu sıfatlar ile anılmasının nedeni Kays bin Adi kabilesine mensup birisinin[1] azadlı kölesi olması olmasından dolayıdır.
Ölüm tarihi MS. 801 olarak bilindiğiiçin Rabia’nın, 714 veya 718 tarihleri arasında dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Rabia’nın fakir bir ailenin dördüncü kız çocuğu olarak dünyaya geldiği belirtilir. Bu bilgi dört veya dördüncü anlamına gelen Rabia adı nedeni ile de teyit edilebilir.
Feriüddin Attar'ın, "Tezkiret'ül Evliya" adlı eserinde de yer alan ve menkıbe haline gelen hayat hikâyesine göre babası bir derviş annesi de çok yoksuldur. Doğduğu gece annesi yiyecek bir şey üzerine saracak bir bez bile bulamaz. Annesini ve babasını çok erken yaşta kaybetmiş, o yıllarda Basra’da büyük bir kıtlık çıkmıştır. Bu nedenle kardeşleri onu bırakıp gitmiş, zalim biri tarafından ihtiyar bir adama köle olarak satılmıştır. Efendisine kayıtsız şartsız itaat eder ve yıllarca o ihtiyar adamın kölesi olarak çalışır. Gündüzleri ağır işlerde çalışan Râbia geceleri ise sürekli zikir ve ibadet etmektedir. Bir gün “ İhtiyar bir kişiye hizmet ettiğim için yeteri kadar ibadet edemiyorum” diye dua ederken efendisi onu duyar ve onun başından saçılan ışığın odayı aydınlattığını görüp korkusundan azad eder.[2]
Azad olduktan sonra bir kervana katılıp Hacc’a gitmek için yola koyulur. Çölde eşeği ölmüş yükünü taşımak isteyenlere de engel olmuş, - rivayete göre eşeği yeniden canlanmış - yükü kendi taşımıştır. Menkıbelere göre Kabe’ye yaklaşınca Kabe’nin onu karşılamaya geldiğini görmüş ve “Ben bu evi be yapayım bana sahibi gerek “ demiştir. Hac dönüşü Basra’ya yerleşip ömrünü ilim ve ibadet ile geçirmeye başlar. Sürekli olarak kefenini yanında taşımakta ve üzerinde nazma kılmaktadır. Geceleri de ibadet ile geçirmektedir. Bu sayede şöhreti artar. Pek çok sufi ve emir ona evlenme teklifi ettiği halde ilahi aşkının önünde engel olarak gördüğü için evlenmeyi kabul etmez. [3]
Rabia, 796 veya 801’de Basra’da ölünceye kadar da bekâr yaşamıştır. Mezârı Basra’dadır. Kudüs yakınlarında bulunan ve Hazreti Rabia’ya atfedilen mezar ise Hz Rabia’nın çağdaşı bir başka kadın mutasavvıf Dımaşklı Râbia bint İsmâil’e [4][5]aittir.
Rabia’nın şöhreti Haclo Seferleri nedeni ile Batı kültürlerine kadar uzanmış, batılı yazarların gözünde, “bir elinde meşale ile cenneti yakmaya bir elinde testi ile cehennemi söndürmek” [6]giden Basralı bir kadın evliya olarak görülmüştür.
Margaret Smith, Rabia hakkında Londra Üniversitesi’nde “Muslim Women Mystics, Oneworld Publications; Second, Revised edition ((Cambridge 1928- October 1, 2001)” adlı bit doktora tezi
Hazırlamış, bu çalışması “Margaret Smith, Bir Kadın Sufi: Rabia İnsan Yayınları, 1991” künyesi ile Türkçe olarak da basılmıştır. Rabia hakkında en önemli çalışma da Margaret Smith’in bu eseri olmaktadır. [7][8]
Popüler Kültürde Rabia
Mısırda’ki Rabiatül Adeviyye Meydanı onun adını taşımaktadır. Rabia, İhvancıların ve Müslüman Kardeşler örgütünün sembolüdür. Arap baharı denilen dönemden sonra ve Mısır’da düzenlenen protestolarda yapılan Rabia işareti de çok popüler olmuştur.
Türk sinemasında Rabia konulu üç film yapılmıştır. İlk film “Rabia “ adı ile 1973 yılında Fatma Girik tarafından canlandırılmıştır. İkinci film de 1973 yılında “n Rabia: İlk Kadın Evliya” adıaltında filminde Hülya Koçyiğit tarafından canlandırılır. Üçüncü film ise 2008 yılında Hz. Rabia adı ile Ezgi Karaduman tarafından canlandırılmıştır.
KAYNAKÇA
[1] HÜLYA KÜÇÜK, SEMİH CEYHAN, https://islamansiklopedisi.org.tr/rabia-el-adeviyye
[2] Ferîdüddin Attâr, Tezkiretü’l-evliyâ (haz. Süleyman Uludağ), İstanbul 1991, s. 109-126.
[3] Nezihe Araz, Anadolu Evliyaları, İstanbul 1958, s. 107-120.
[4] https://www.evliyalar.net/rabiatul-adeviyye-k-s-makami-kudus/
[5] Ömer Rıza Doğrul, Hazret-i Râbiatü’l-Adeviyye, İstanbul 1976. s. 215-226
[6] Jean-Pierre Camus’ bir hikâyesinde Rabia’yı bu şekilde anlatır.
[7] https://tr.wikipedia.org/wiki/Rabia_el-Adeviyye
[8] Margaret Smith, Bir Kadın Sufi: Rabia İnsan Yayınları, 1991
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın