Bayburt Turizmi Tarihi ve Doğası

24.05.2012


  • Türk Kilimlerinin Motifleri Desenleri ve Anlamları
  • Halı,Kilim ve dokuma sanatları
  • Türklerde Halı Sanatı
  • İl il Türkiye
  • Antik Kentler
  • Gezelim Görelim
 
Alıntı: https://www.google.com.tr/imgres?q=bayburt&um=1&hl=tr&biw=1280&bih=929&tbm=isch&tb




BAYBURT



Bayburt Adı Nereden Geliyor?

Ortaçağ Ermeni ve  Bizans kaynaklarında: Payberd, Payper, Baberd, Paypert. XIII. Yüzyıl Marko Polo'nun seyhatnamesinde; Paipurth, Baiburt; Arap kaynaklarında; Babirt, Akkoyunlularda Papirt şeklinde geçen kelimenin son hecesi Berd'in "yüksek kale" anlamına gelmektedir.  Evliya Çelebi ise Bayburt adının zengin manasına gelen "Bay" belde manasına gelen "yurt" kelimlerinden oluştuğunu yazar.

 Bayburt, doğusunda  Erzurum, batısında Gümüşhane, kuzeyinde Trabzon ve Rize, güneyinde Erzincan illeri ile çevrili; Anadolu'nun kuzey doğusunda Çoruh Nehri kenarında ve denizden 1550 m. yükseklikte kurulmuş 3652 km2 yüzölçümlü bir ildir. (1) 



YAPMADAN DÖNME

20 Mayıs 5 Haziran tarihlerinde Kırkpınar köyünde Doktor yılanları görmeden,Temmuz ayının 3. Haftasında Türk Dünyasının Bilge kişisi Dede Korkut adına Şenlikler düzenlenmektedir. 
Bayburt’ta Baksi(Bayraktar) müzesi görülebilecek yerlerdinden birisidir.

(Aslan dağı) Vilayet Ormanı Paraşüt parkurunda paraşüt gösterilerini izleme ve katılıma şansı vardır.
(Aslan dağı) Vilayet Ormanı ve parkını gezilmesi gereken bir yerdir. 
Bayburt’un yerel yemeklerini özellikle de Kefenli kebap, Gındırlama Köftesi (Bayburt Köftesi) Galacoş’ u yemenizi öneririz.
Çoruh Nehri üzerinde bir yandan kano-rafting yapmanızı ,vadinin gizemli doğa yapısını görmeniz mutlaka tavsiye ederiz.
Bayburt ‘lu ustaların yaptıkları hediyelik bakır işlemelerden satın almanızı öneririz.
Bayburt’ta bakır işlemeciliği, kilim ve ehram dokumacılığı önemlidir. Özellikle üretilen kilim motifleri Bayburt’a ait ve orijinaldir. Ayrıca, ehram dokumaclığı da yöreye özgü bir dokumadır. Ehramdan yapılan yelek, masa örtüsü, yatak örtüsü, seccade, perde ve kravat gibi eşyalar ilgi çekicidir. Bayburt  sarı taşı ile yapılmış Bayburt evleri görülmeye değer güzelliktedir. Bayburt el sanatlarında ihram önemli bir yer tutar. Tamamen yünden ihram tezgahında dokunmak suretiyle hazırlanan ve Bayburt’ta bayanların örtünmek amacıyla kullandığı yerel giysidir. (2.https://www.bayburtkulturturizm.gov.tr/)

Bayburtlu Zihni Kültür Merkezi Doğunun en büyük ve en önemli kültür ve sanat hizmeti verebilecek binalarından birisi olarak görülmeye değer özellikler içerir.

  


TARİHÇE

Bayburt,  Azziler tarafından kurulmuştur. M.Ö 770-665 yılları arasında Kimmer ve İskitlerin akınına uğramıştır, İskitlerin (Saka Türkleri) hakimiyetine giren Bayburt 2500 yıllık  Türk şehridir. Daha sonra bölge sırasıyla Haldi'ler, Med'ler ve Pers'lerin hakim olmuşlardı.


          M.Ö. 2. YY.dan M.Ö. 40  yıllarına kadar Pontus Krallığına bağlı olan Bayburt M.Ö. 40 yıllarında Roma hakimiyetine girmiştir. Roma'nın  ikiye ayrılması üzerine Doğu Roma toprakları içinde kalmıştır. Bizans İmparatorluğu teşkilatına göre Bayburt Haldia "tema"sına (eyaletine) bağlıydı ve bu eyaleti meydana getiren yedi piskoposluğun dördüncüsünü teşkil etmekteydi. İmparator Justinianus tarafından kalesinin tahkim ve tamir edildi. Bayburt, Arap fetihleri sırasında Bagrat sülalesinin hakimiyeti altındaydı.  M.S.705 yılında Emevilerin eline geçen Bayburt 715 yılında Bizanslılar tarafından geri alınmıştı. 850 yıllarından sonra Türklerle Bizanslılar arasında sürekli savaşlara sahne olan Bayburt ve yöresi Türk'lerin Anadolu da ilk yerleştikleri bölgelerdendir. Tuğrul Bey'in Anadolu seferi (1054) sırasında Bayburt, Çoruh nehri ve Karadeniz dağlarına (parhar) kadar uzanan sahalara akınlarda bulunan Selçuklu kuvvetlerinin hücumlarına maruz kaldı ise de fethedilemedi. Kesin Türk hakimiyeti Malazgirt Zaferi'nden sonra gerçekleşti. Şehir, 1072'den 1202'ye kadar bazen Erzurum yöresinde hüküm süren Saltuklular'ın bazen de Danışmendiler'in hakimiyetinde kaldı. Bir ara Trabzon İmparatoru I.Alexis Comnen'in kumandanı Theodore Gabras tarafından işgal edildiyse de kısa süre sema yeniden Danışmendliler hakimiyetine girdi (1098). Selçuklular 1202'de Saltuklu devletine son verince Bayburt'u da ele geçirdiler. Bayburt'un asıl gelişmesi, Süleyman Şahın kardeşi Erzurum Meliki Mugisüddin Tuğrul Şah ve oğlu Cihan Şah (1202-1230) döneminde oldu. Tuğrul Şah Bayburt Kalesi'ni Trabzon İmparatorluğundan gelecek tehlikelere karşı yeniden inşa ve tahkim etti. L Alaaddin Kevkubad zamanında Moğollar'a karşı sınırlar kuvvetlendirilir ve yeni kaleler yaptırırken Bayburt,Erzurum ile birlikte Anadolu Selçuklu Devleti'nin merkezi olan Konya'ya bağlandı. 1243 Kösedağ savaşının ardından Moğulların Anadolu'yu istilası sırasında, şehir yapılan antlaşma gereği Selçuklu idaresinde kaldı. Bu durum 1291 'de burada Il. Gıyaseddin Mesud adına para basılmasından anlaşılmaktadır. ( 1) 

İlhanlılar devrinde Tebriz -Trabzon yolu üzerinde bulunması dolayısıyla daha da gelişen Bayburt, Ceneviz ve Venedik kervanlarının konakladığı bir yerdi. Moğolistan'a giderken buraya uğrayan Marko Polo şehirde zengin Gümüş madenlerinin bulunduğunu belirtir.  Bu dönemde Diirül Cehil unvanı ile anılan ve iktisadi bakımdan canlılık kazanan şehir aynı zamanda küçük bir kültür merkezi durumundaydı. Burada Mahmudiye ve Yakudiye medreseleri kurulmuş, Mevlevilik gelişme göstermiş, ayrıca Ahilik teşkilatı oldukça yayılmıştı. Son ilhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han'ın ölümünden sonra (1334) Bayburt Eretnaoğulları'nın eline geçti. Eretnalılar döneminde zaman zaman Erzincan emirlerinin hücumlarına maruz kalan ve onlar tarafından zapt edilen şehir daha sonra Mutahharten in idaresine girdi. Fakat çok geçmeden Kadı Burhaneddin zamanında Akkoyunlu beylerinden Kutlu Beyoğlu Ahmet Bey'in yardımı ile alındı ve ardından Kadı Burhaneddin tarafından Ahmet Bey'e ikta edildi.  Akkoyunlu Karayülük Osman Bey bu bölgeyi  ele geçirdi ve şehri kardeşinin oğlu Kutlu Bey'e verdi. Bundan sonra uzun süre Akkoyunluların elinde kalan Bayburt ve yöresi 1501' de Safeviler tarafından alındı. (1) O sıralarda Trabzon sancak beyi olan Şahzede Selim bu bölgeye akınlarda bulundu (1507), tahta çıktıktan sonra da İran seferine giderken bir kısım kuvvetleri Bayburt üzerine gönderdi. Osmanlı kuvvetleri, Sah İsmail'in emirlerinden Kara Maksud-i sultan'nın müdafaa ettiği Bayburt'u aldılar (Ekim 1514). Bayburt Erzincan ile birlikte Trabzon Beyi Bıyıklı Mehmed Paşa'ya verildi ve bir sancak merkezi haline getirildi. Osmanlı idaresinde Bayburt doğu sınırına yakın bir kale şehir olarak stratejik önemini bir süre korudu. ( 2) Kanuni'nin İran seferi sırasında önemi daha da artan Bayburt kalesi 1541' de esaslı bir tamir gördü. 1553'te Şah Tahmasb'ın akınlarına maruz kalan şehir XIX. Yüzyıla kadar önemli bir olaya şahit olmadı.

       1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rus birliklerinin işgaline uğradı. 1878 ve 19l6'da Ruslar tarafından işgal edilen Bayburt bu işgaller sırasında geniş ölçüde tahrip edildi. Osmanlılar zamanında bir sancak merkezi durumunda olan Bayburt fethedildikten hemen sonra Erzincan ile birlikte sancak statüsü kazanmıştır. Sancak Beyi daima Bayburt'ta otururdu. Sancak, Erzurum beylerbeyliği kurulana kadar zaman zaman Diyarbekir'e zaman zaman da Rum beylerbeyliğine bağlandı. lrakeyn seferi sırasında (1534) Kemah ve Bayburt Sancakları birleştirilerek Dulkadiroğulları'n dan Alaüddevle'nin torunu ve Şahruh'un oğlu Mehmed Han'a verildi. Sefer dönüşü Erzurum beylerbeyliği kurulup Mehmed Han'a verilince (1534) Bayburt ve Kemah sancakları da Paşa sancağı haline geldi. Erzurum o sırada harap bir halde bulunduğu için l548'e kadar buraya tayin edilen ilk beylerbeyi Bayburt'ta otururlardı. 1551'den sonra sancak statüsünü kaybeden Bayburt Erzurum'un bir kazası oldu. 1631 de yeniden adı geçen eyaletin livası haline geIdiyse de daha sonra yine bir kaza olarak Erzurum'a Bağlandı. 1878 Berlin antlaşması ile Kars ve Ardahan Ruslara verilince Çıldır sancağının merkezi oldu, fakat idari zorluk yüzünden sancak merkezi 1888'de tekrar Erzurum'a nakledildi 1516-1518'de Bayburt sancağı Bayburt, Kelkit, Sadak, Kovans, Tercan-ı Ulya, Tercan-ı Süfla nahiyelerinden meydana geliyordu. 1520-1530 döneminde sancağın sınırları genişledi. Bağlı kaza ve nahiye sayısı artırıldı. Bu sırada sancağa Şoğayn, Erzurum, İspir, Tekman, Yağmurdere de bağlı bulunuyordu. Ancak muhtemelen 1535 ten sonra Erzurum ve İspir'in ayrı sancak olması sınırların daralmasına yol açtı ve Bayburt, Kelkit, Kovans ve Tercan nahiyelerinden oluşan küçük bir sancak haline geldi. 1551 'den sonra kaza durumuna getirilince Kelkit, Kovans ve Yağmurdere nahiyeleri buraya bağlandı. 1927 'ye kadar Erzurum'a bağlı olan Bayburt bu tarihte Gümüşhane'ye bağlandı. 21.06.1989 tarihinden itibaren 3578 sayılı yasa ile il statüsüne kavuştu...( 1. )




BAYBURT KALESİ :
 
Bayburt kalesi, Karadeniz'i Basra körfezine bağlayan ticaret yolu üzerindedir.  Şehrin kuzeyinde yalçın kayalar üzerinde inşa edilmiş olan kalenin kimler tarafından yapıldığı kesinlikle bilinmemektedir. İlk yapının Ermenilere ait olduğu ileri sürülürse de, Bağrat sülalesi zamanında (885-1044) varlığından söz edilen Bayburt kalesinin çok daha önce miladın ilk yüz yıllarında mahalli prens ve krallıkların mücadelelerinde rol oynadığı anlaşılmaktadır. Kborenli Movses'den öğrenildiğine göre Bağratların geliştikleri devrede 1.asırda Bağrat'lı Piurad oğlu "Senbad" (Asbed) süvari başbuğu ve batı ordusu başkumandanı olarak atabeyliğini yaparak kurduğu hükümdar çocuklarını kendi müstahkem yerleri olan "Papert"yani Bayburt kalesine 58 yılında götürmüştür. Bundan da anlaşıldığı gibi Bayburt kalesinin 58 yıllarından önce kurulduğu ortaya çıkmaktadır. Kale Türklere geçmeden önce Roma, Ermeni, Bizans, Arap ve Kommenos hakimiyetinde kalmıştır. Bayburt kalesinin bir çok defa onarım gördüğü duvarlarında görülen farklı inşaat ve tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır.  Selçuklu hükümdarı II.Kılıçarslan'ın oğlu ve Erzurum  Meliki olan Tuğrul Şah (Ö.622/1225) özellikle Trabzon İmparatorluğu'ndan gelecek saldırılara karşı müstahkem bir mevki olan bu kaleyi adeta yeniden inşa ettirmiştir. Kale üzerinde bu yapımı belgeleyen 20 adet Arapça kitabe mevcuttur. Daha çok kapılarla şehre bakan cephelerdeki burçlarda yoğunlaşan kitabelerin 17.' si Tuğrul Şah dönemi 1 adeti Kanuni dönemi diğer 2 adeti okunamamıştır. Bir müddet de Akkoyunlular'ın elinde kalan kale 1514 yılında Osmanlılar'a intikal ettikten sonra Kanuni Sultan Süleyman ve III. Murat Dönemlerinde de büyük onarımlar görmüştür. 1647'de Bayburt'u ziyaret eden Evliya Çelebi kale içinde 300 evlik bir mahalle ile Ebü'l Feth camii'nin bulunduğunu yazmaktadır .Zaman zaman işgal ve tahribata uğrayan kale son olarak 1828 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Ruslar tarafından büyük çapta tahrip edilmiştir.
        Ayrıca bu kaleye "Çinimaçin" kalesi de denmektedir. Kaleye bu ismin verilmesine sebep olan çini süslemelerdir. Bunların dış yüzeylerinde tezyinat olarak mor ve yeşil renkli firuze çiniler kullanılmıştır. Gerek savaşlar, gerekse tahribatlar yüzünden bugün bu çinilerden eser kalmamıştır.
      Bayburt kalesi, Dede Korkut hikayelerinden "Kam Büre Oğlu Bamsı Beyrek Boyunu Beyan Eder" adını taşıyan hikaye de Beyrek (Bey Böyrek veya Bamsı Böyrek)'in fethedip ün kazanmak üzere yola çıktığı kaledir. https://www.bayburt.bel.tr/Default.aspx?module=customPages&id=dddaedf5-448a-4638-b677-aeb373aba0ac



Saruhan Kalesi

İl merkezine yaklaşık 40 km. mesafedeki Saruhan köyünde bulunan kalenin, Gümüşhane ve Bayburt bölgesine savunma ve gözetleme amaçlı yapılan 70 kaleden biri olduğu sanılmaktadır. Kale bir tepeye inşa edilmiş olup, duvarları günümüze kadar fazla hasar görmeden ulaşabilmiş, ancak zaman içinde özgün niteliğini yitirmiştir.



BAKSI BAYRAKTAR MÜZESİ

Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın, doğduğu köy olan Bayburt merkeze 45 kilometre uzaklıktaki Bayraktar Köyü’nde kurmuştur. Müzede çağdaş sanat ve geleneksel el sanatları yan yana sergilenecektir.Farklı mimarisiyle dikkat çeken müze Mimarı olan  Hüsamettin Koçan’ın bireysel düş özelliklerini yansıtmaktadır.(3) Köyün eski adı Baksı ve Baksı Kırgız dilinde "şaman"  manasına geliyor. Geçtiğimiz senelerde şu an müze olan küçük binada ve atölyelerde bulunan eserleri de içine alan Şaman Güncesi isimli bir eser de yayımlanmıştır.(4) 




AYDINTEPE YER ALTI ŞEHRİ :
  
Aydıntepe ilçesinde, yüzeyden 2-2,5 metre derinde ana kayaya oyulmuş galeriler,tonozlu odalar ve bu odaların açıldığı daha geniş mekanlardan oluşmaktadır. Yaklaşık bir metre genişliğinde ve 2 ile 2,5 metre yüksekliğinde tonoz örtülü galeriler yer yer her iki yanda genişlemektedir. (3x8 Metre) Kareye yakın planlı odalar bu mekana açılmaktadır Ayrıca gözetlerne mekanlarının oluşturduğu havalandırma amaçlı konik biçimdeki deliklerin, galeri odaların aydınlatılması amacıyla duvarlara oyukların açıldığı gözlenmektedir. Halen kazı çalışmaları devam eden kent hakkında şu anda ileri sürülen iki görüş mevcut olup, bunlardan biri; bu kentin, bölgede daha önce sözü edilen Halde şehrine ait olduğu, Halde'nin de "Khalde"olduğu, eski ismi Hart (Aydıntepe) olan ilçenin isminin de "Halt"dan geldiği görüşü mevcuttur. Diğer görüşe göre; Hart'ta bu yer altı kentinden başka Geç Roma Erken Bizans devirleri arasında yer alan bir mezarın ortaya çıkarılması, Hıristiyanlığın henüz yerleşmediği bir devirde bu bölgenin bir sığınak teşkil ettiği, Romalılar tarafından kovulan ilk Hıristiyanların bu bölgeye geldikleri ve sığındıkları, yer altı kentinin de bu Erken Hıristiyanlık dönemine ait olabileceğidir.




Türbeler ve Camiler 




Ulu Cami

Bayburt kent merkezinde bulunan cami Selçuklu yapısıdır. İç mekanda bulunan beş yazıtta, yapımı ile ilgili bilgi verilmektedir. Dikdörtgen biçimindeki ana mekan, mihrap yönüne dikey sekiz kalın payeyi bağlayan geniş kemerlerle üç nefe bölünmüştür. Bu plan tipi, Selçuklulardan sonra Beylikler döneminde de uygulanmıştır. 


DEDE KORKUT  VE BAMSI BEYREK TÜRBESİ :
 
   Merkeze bağlı 39 Km. mesafede ki Masat köyünün hemen çıkışında  Ali baba diye geçen Dede Korkut 'a ait olduğu söylenen türbedir. Türbenin üzerinde eski Türkçe 718 rakamı görülmektedir. Erenli köyünün batısında, r tepe üzerindeki yapı Dede Korkut Hikayelerinde geçen  BAMSI  Böyrek'e ait olduğu iddia edilir. Mezar ve somadan ilave edilen dikdörtgen şeklindeki bir taş binadır.


Pulur (Ferahşad Bey) Camii ve Medresesi

Demirözü ilçesi sınırları içinde yer alan Gökçedere beldesi merkezindedir. 16. yüzyılda inşa edilmiş Ferahşad Bey yapılar topluluğunun cami, medrese, han, hamam, imaret ve konuk evinden oluştuğu bilinmektedir. Bunlardan han, imaret ve konuk evinden hiçbir iz kalmamıştır.

Medresede 18. yüzyıl sonlarında Akkoyunlu Süleyman Bey tarafından yenilenme çalışmalarının yaptırıldığı sanılmaktadır. L biçimindeki yapı, beş bölümlüdür. Tüm bölümlerin kapıları avluya açılmaktadır. Avluya açılan kapı ve pencere kemerleri Farsça yazılıdır. 



Y. Hınzevrek Camii

Demirözü ilçe merkezinin hemen kuzeyinde bulunan Çatalçeşme köyündedir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte Akkoyunlular döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Son cemaat yeri eğimli bir çatıyla örtülü olan caminin minare kaidesi kesme taştan, silindirik gövdesi ise tuğladan yapılmıştır. 



Zahid Efendi Camii

İl merkezinde bulunan cami, Osmanlı döneminde (1514-1515) Zahid Efendi tarafından yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı mimarisi tarzında inşa edilen yapı birkaç kez onarım görmüş, ancak aslına uygun olarak yapılmayan bu onarımlar sonrasında özgünlüğünü yitirmiştir


 
ŞEHİT OSMAN TÜRBELERİ :
 
    Şehrin batısında Şehit Osman Tepesinde bulunan her iki türbenin Saltukoğullarına ait olduğu şeklinde görüşler mevcuttur. Buna göre türbeler saltuk kumandanlarından Mengüç Gazİ'nin kardeşi Osman ve kız kardeşine aittir. Üzerlerinde bulunan kitabeler çok silik olduğu için okunamamaktadır Şehrin batısındaki kayalık tepeye adını veren bu türbeler, sarı taştan yapılmış olup taş işleme sanatımızın güzel örneklerindendir.


 
AHMEDİ ZENCANİ TÜRBESİ (KÜMBET) :
 
     Halk arasında "Kümbet" diye isimlendirilen bu yapı Cumhuriyet İlkokulu karşısındadır. Yapının Ahilerden Ahmet-i Zencaniye ait olduğu bilinmektedir. Ahmet-i Zencani İlhanlı hükümdarı Olcaytu Hüdabende Han zamanında, Emir Mahmut tarafından yaptırılan Mahmudiye ve Celaleddin Hoca Yakut tarafından yaptırılan Yakutiye medreselerinde çalışmış, ilim ve kültür hareketlerinde şöhret bulmuş bir şahıstır. Yapının H.1200 tarihli onarım kitabesi vardır. Sekiz kenarlı bir poligon durumunda olan kümbetin içinde kare şeklinde bir mezar odası mevcut olup, çatısı piramit şeklinde yapılmıştır. Türbenin 1315­-1325 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır.


 
SÜNÜR (ÇAYIRYOLU) KUTLU BEY TÜRBESİ :
 
     Akkoyunlu devletinin kurucularından Turali Beyoğlu Kutlu Bey'e ait olan bu türbe kendisi tarafından yaptırılan caminin 30 m doğusunda bulunmaktadır. Türbede kendisinin ve ailesinin mezarları bulunmaktadır. Türbenin özellikle Şah Tahmasp'ın bu bölgede yaptığı tahribatlar nedeni ile bir bölümünün yıkılması kitabelerinin tahrip oluşu sebebi ile yapılı_ tarihi hakkında bilgi mevcut değildir. Ancak Kutlu Bey'in 1389 yılında öldüğü bilindiğine göre türbenin bu yılda yapıldığı sanılmaktadır. Yine bu türbede bulunan bir başka kitabe 1659/1660 M.(H.I070) yılında onarım gördüğü sanılmaktadır.


 
 YANBAKSI (GÜNEŞLi) KÜMBETİ :
  
   Halk arasında "Yanbaksı Kümbeti"adı ile anılan bu yapı, il Merkezi ile Demirözü ilçesi arasında bulunmaktadır.Yapının tarihini aydınlatacak bir kitabesi yoktur. Halk arasında bu kümbetin Otlukbeli savaşında şehit olan Seyyid Kasım adında bir kişiye ait olduğu söylenmektedir. Kümbetin Danişmentliler dönemine ait olabilecek karakter taşıdığı görülmektedir. Sekizgen bir taban üzerine oturmuş ve kesme sarı taşlardan inşa edilmiştir
 

Kop Şehitleri Abidesi: Bayburt-Erzurum yolunun yaklaşık 40. km’sinde, karayolunun hemen kenarında yer almaktadır. Kop Şehitleri Abidesi, 1916 yılında Kop Geçidi’nde ve Çoruh Havzası’nda düşmana direnen ve bu direnişte şehit olan askerlerin anısına 1963 yılında Kop Dağı’nın zirvesine yapılmıştır.

Korgan Köprüsü: Bayburt-Gümüşhane yolunun yaklaşık 25. km’sinde ve Merkez ilçeye bağlı Akşar beldesinde bulunan yapı, iki gözlü ve sivri kemerlidir.
Saat Kulesi: Saat Kulesi, Bayburt kent merkezinde valilik konağının yakınında olup, 1924 yılı Cumhuriyet Bayramı’nda açılmıştır.





BAYBURT'UN DOĞAL ZENGİNLİKLERİ

 
 


SIRAKAYALAR ŞELALELERİ :
         
        Bayburt-Erzurum karayolunun 6 km. sinden ayrılarak 16 km. daha yol aldıktan sonra ulaşılan Sırakayalar Şelaleleri, İlimiz merkez Sırakayalar köyünün girişinde ve köy içinde olmak üzere iki tanedir. Yaz aylarında çevreleri mesire yeri olarak kullanılan her iki şelalede görülmeye değer doğal güzelliklere sahiptirler.
 



ÇİMAĞIL MAĞARASI :
 
        İlin merkezine yaklaşık 35 Km. uzaklıkta ki Aşağı Çimağıl köyünün Taşındibi Mahallesindedir. Taşındibi Mahallesinden sonra yaya olarak yaklaşık bir saatte ulaşılabilmektedir 600 metre uzunluğunda ve II bölümden oluşan Mağaranın tavan yüksekliği yer yer 30 Metreyi bulmaktadır. Mağara küçük su birikintileri, sarkıt-dikitler ve doğal yapısıyla gerçekten görülmeye değer manzara oluşturur.
 

 
HELVA KÖYÜ BUZ MAĞARASI :
 
     Masat vadisinin güneyinde Helva Köyünde yer alır. İl merkezinden 33 Km. mesafede hemen köyün yamacında yer alan mağaranın içinde buzdan oluşmuş sarkıt ve dikitleri bulunur. Köy halkı tarafından soğuk hava deposu olarak kullanılmış olan mağara buz oluşumlarının değişik şekillerini yansıtmaktadır.




KAYNAKÇA

  • 1.https://www.bayburt.bel.tr/Default.aspx?module=customPages&id=328f9aa3-b42d-473a-a7b9-bbde425ec9ec
  • 2.https://www.bayburtkulturturizm.gov.tr/Bayburt.html
  • 3.https://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/haber/15026159.asp
  • 4.https://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=46539
 



Alıntı: https://www.google.com.tr/imgres?q=bayburt&um=1&hl=tr&biw=




Bayburt Kilimi



İLGİLİ SAYFALAR

  • ADANA'NIN TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ
  • ADIYAMAN, TARİHİ VE TURİZMİ
  • AFYON'UN TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ
  • AĞRI'NINTARİHİ TURİZMİ VE TURİSTİK YERLERİ
  • Aksaray'ın Tarihi ve Turistik Yerleri
  • Amasya'nın Tarihi ve Turistik Yerleri
  • Ankara'nın Tarihi ve Turistik Yerleri
  • Antalya'nın Tarihi, Turizmi ve Antik Yerleri
  • Artvin'in Tarihi, Turizmi, Yayla ve Vadileri
  • Aydın'ın Tarihi, Turizmi , Antik ve Doğal Güzellikleri
  • Balıkesir:Tarih, Turizm ve Gezilecek Yerler
  • Bartın'ın Tarihı Turizmi , Görülecek Yerleri
  • BATMAN'IN TURİZM, TARİH VE DOĞASI
  • Bayburt'u Gezelim mi?
  • Bilecik'i Gezelim mi?
  • Bingöl ve Güzellikleri
  • BİTLİS'İ GEZİP GÖRELİ,M
  • BOLU'YU GEZİP GÖRELİM
  • BURDUR'UN TARİH DOĞA VE KÜLTÜRÜ
  • Bursa'yı Gezip Görelim
  • Çanakkale: Tarihi, Turizmi ve Doğası
  • Çankırı'nın Tarihi Turistik ve Doğal Güzellikleri
  • Çorum , Tarihi, Turizmi ve Doğal Güzellikleri
  • DENİZLİ , TARİH TURİZM VE DOĞAL GÜZELLİKLERİ
  • Elâzığ Tarih Turizim Doğal ve Diğer Özellikleri
  •  

İliniz, ilçeniz hatta köylerinizin, doğal güzellikleri hakkında yazılar yazabilir, Turistik, tarihi ve doğal güzellikleri fotoğraflarınız ile  paylaşabilirsiniz.

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya [email protected]



Not: Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, Resim, Tablo, kaligrafi, ebru, Fotoğraf, minyatür, hat, sedef, el işi, oya, bezeme, Telkari, kazaziye  benzeri çalışma  ve araştırmalarınızı, sitemize üye olarak, bize başvurarak ESA'da paylaşarak kültürümüze katkıda bulunabilir, kendinizi ve ürünlerinizi tanıtabilirisiniz.

 


Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar