Bazen insanlar kendi kendileriyle dalga geçmeyi de becerebilmeli... Çok önemli bir meziyettir bu ve şöylede bir faydası vardır. Birileri sizinle dalga geçmeden, siz kendiniz ile dalga geçip, kafa yaptığınız zaman o niyette olan insanlar geriye çark yapar. ''Bu kendi ile zaten dalga geçiyor bizim dalga geçmemize gerek yok." derler ... Kendiniz ile dalga geçerken kendinizi de fazla üzmeyin, sonra kendiniz kendinize küser filan hoş olmaz...
Ben mesela hiç bir yerde kitabı yayınlanmamış dünyanın en büyük şair ve mizah yazarları içindeyim. Pöh ki pöh pöh! Amma ufak attım ha! Civcivler yer mi yemez mi artık orasını bilemem... Rahmetli Aziz Nesin ile Muzaffer İzgü, Kandemir Konduk, Rıfat Ilgaz arada sırada bana telefon eder aklında şöyle yazacak güzel bir konu varsa bize veriver parası neyse öderiz derlerdi... Para alır mıydım hiç rahmetlilerden... Dostluğa istinaden yazar verirdim...
Kendi kendine konuşmayanınız var mı yalnız kaldığı zaman? Duvarlar, tavan, televizyon, radyo, koltuklar, halılar, tabak çanak, kapılar pencereler, öyle güzel sohbet edilir ki zaman zaman onlarla... Birileri gibi cevap da vermedikleri için her sırrınızı çekinmeden açabilirsiniz...
Sizin de çevrenizde delikanlılığın kitabını yazmış olan arkadaşlarınız var mı? Bende düşünüyorum zaman zaman Delikanlılığın Kitabını yazayım diyede bir türlü nereden başlayacağımı bilemiyorum. Başlasam sonra yazdıklarımı nerelere götüreceğimi bilemiyorum...
Sizin içinizde de mutlaka doktorlar vardır. Hatta doçentler profesörlerde vardır... Bendeniz Üniversite Terk olduğumdan, üniversite terk diye de bir diploma çeşidi olmadığından profilime de Üniversite Terk diye, ya da birileri gibi üniversite adı verip altına da ''okudu'' diye bir şey yazmıyorum. Bir isim lazımsa Yüksek Orta Öğretim olabilir mesela... Hadi ya o da nasıl bir şey, dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ehemmmm! Kem ve de küm! Yani bizim lise de okuduğumuz seksenli yıllarda eğitimin kalitesi çok yüksekti BDL yani Bahçelievler Deneme Lisesi... O sebepledir ki bizler Yüksek Orta Öğretimli oluyoruz... O televizyonlarda ki bilgi yarışmalarının soruları çoğu zaman bize leblebi çekirdek yani...
Yahu arkadaş bende Fahri Yardımcı Doçent, Fahri Doçent, Fahri Profesör olmak istiyorum, bana ne bana ne? Fahri Yardımcı Doçent, Fahri Doçent diye bir kadro yok mu? Hadi ya! Anladım sadece Fahri Profesör var diyorsunuz. Yok ya yok! Devlet büyüklerimizden o Fahri Profesörlük bize kalmaz... Biz Fahri Kainat Efendimizin izinden gidelim o bize yeterde artar bile...