26.10.2020
Bebga- Tuti - Papağan – Dudu Kuşu
Osmanlıca yazılışı - tûti : طوطی
Bebga eski dilde tuti ve papağan anlamı ile eş anlamalıdır. Yani bebga, Arapça papağan anlamına gelir. Tuti ise Fars dilinde papağanın karşılığıdır. Tuti ve Bebga bülbül kadar olamasa da divan şiirinde karşımıza çok çıkan bir sözcüktür.
Divan şiirinde Mısırlı bir şair olan Bebga adlı şaire de yer vermişler sözcüğü tevriyeli, ihamlı veya kinayeli kullanmışlar yani, bebga derken, hem papağan, hem Mısır’dan gelen şeker, hem de, Mısırlı şair Bebga’yı kast etmişlerdir.
Mısır’ı endişede şirin sühanmdır Bebga . Nazim.
Eskiden şeker kamıştan çıkarılır, kamışta Mısır’dan gelirmiş bu yüzden papağan , papağanın insan gibi konuşması, ve Mısırlı şair Bebga anlamlarını bir kelime içinde düşündürtmek divan şairlerimizin şiir amaçlarına çok uygun olmuştur.
Tuti-i nâtıkama nisbet ile Bebgâ’nın
Nağme-i nazmı hem-âvâze-i feryâd-ı zağân Nedim
(Benim sözlerim Bebga ile kıyas edilince Bebgâ’nın şiirleri kargaların bağırtıları gibi kalır.)
Oldu mu yohsa meğer tanbûrveş târın şikest
Lüknetin mi var zebânında yahud bebgâ gibi Nedim
(Söyle ey güzel yazan kalem, konuşan bülbül gibi; böyle suskun olma, süslü gonca nakşı gibi; yoksa tanbur gibi tellerin mi koptu yahut Bebgâ gibi dilinde pelteklik mi var )
Tuti kavramı fabllarda, bin bir gece masallarında da önemli bir figürdür. “Eski Türk Edebiyatında meydana getirilmiş “tûtîname”lerde ve halk hikâyelerinde papağan, güzel öyküler anlatan, dinî ahlakî öğütler veren bir hikâyeci, bir nasihatçi olarak rol almıştır. “[1]
Tuti, kelimesi Türkçede dudu kuşu anlamında da anlaşılır. Dudu kuşu halk şiirimizde karşımıza çıkan motiflerdendir. Dudu, Anadolu da kadınlara verilen isimlerden birisidir. Papağan, tuti, dudu ve bebga’nın özelliği konuşabilen bir kuş olmasıdır. Bu özellik şiirimizde çok sık kullanılmasına vesile olur. Tuti veya bebga güzel konuşanlara benzetildiği gibi düşünmeden, anlamını bilmeden söz söyleyen geveze kişilere de benzetilmişlerdir.
Tûtî gibi hoş nükteler ögretdi dehânun
Bâkî gibi üstâd-ı suhan-pervere cânâ Baki
(Ey sevgili, senin ağzın, Baki gibi bir güzel söz ustasına papağan gibi hoş nükteler öğretti.)
Tûtî-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil
Çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil Nef’i
( Ben mucizevî konuşan bir papağanım, laflarım boş laflar değil; felekle söyleşemem çünkü onun gönlü saf değil.)
Papağan rengârenk, süslü bir kuş olmasından dolayı tasavvufi şiirinde insanı dünya nimetlerine çeken güzelliklerin ve nefsin sembolü olarak kullanılmıştır.[2] Konuşabilmesi bir mucize olarak değerlendirilmiş tüylerinde yeşil renginin çok olması nedeni ile Hızır As. İle de ilişkilendirilmiştir.
Tûtî-i câna gıdâ Hızr u Mesîhe cân verir
Âb-ı hayvân-sûz nukl-ı şekker-efşânın görün Mesihi .
(O sevgilinin ab-ı hayatı yakan, şekerli çerezler gibi tatlı dudağını görün, gönül ve ruh papağanına gıda, Hızır’a ve Mesîh’e can verir.)
La’ lüni Yahyâ inen rengîn ü şîrîn vasf ider
Tût î-i şîrîn-suhandur bülbül-i rengîn-edâ Ş .Yahya
N’ola gördükçe seni olsa Fuzûlî gûyâ
Sen bir âyinesin ol tûtî-i şîrîn-güftâr Fuzuli
(Fuzuli seni gördüğü zaman dili çözülüp güzel sözler söylerse şaşırma çükü sen bir aynasın ,o da o aynadan güzel sözler öğrenen bir papağan.)
Şairler şarap kadehini de papağana benzetmişlerdir. Bu teşbihin ilgisi, şarap dolu kadehin görünüşü olduğu gibi şarabın keyfiyeti bakımından da düşünülebilir. [3]
Elimde âl tûtî-veş meyi gördü dedi sofî
Be bu kendi ayağıyla ele gelmiş şikâr ancak Hayali
(Sofi, benim elimde papağana benzer şarap kadehini gördü, bu kendi yağıyla ele geçmiş bir avdır ancak dedi.)
KAYNAKÇA
0
0
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın