Kabir azabına denk düşüyor yalnızlığın yolcusu olmak, yalnızlığın tufanına tutularak gözden gönülden ırak kalmak. Anlatarak resmini çizmek, anlatmak kadar zor geliyor bana. Denk düşer mi yolda yolum bir yolcuya diyerek, mütemadiyen yolda yürüyorum. Denk düşememenin ıstırabını yaşıyorum! İmkânsız da değil yolda yolcusuz kalmak, diyerek devam ediyorum. Ön yargılarımı un ufak ederek, yargıdan hiç bir şey bırakmıyorum, öngörüyle sağgörüyle değiştiriyorum. Mevsimler etrafımda bir bir değişirken bizlerinde değişmesi adına el sallayarak karşılıyorum sararan yaprakların ihtişamlı görkemli sarı sarı yapısıyla sonbaharı.
Rüyalarımın aynı renkte olmamasının, yemyeşil olmasının temennisiyle, davet ediyorum yolda gelip geçen yolcuları mütemadiyen lakin denk düşen yok. Geniş tutuyorum hayallerimin merkezini çevresini, süpürdüm dar olan alanları sarayları inşa ettim kocaman kocaman gelen yolcular için, dokunuyorum gönlüme hissetmesi adına, gelen giden var mı diye yine de yok, bekliyorum. Hislerime tercüman olan Rabbimdir biliyorum, insan denilen bir dostun anlaması tercüman olmasını temenni etmem belli ki daha da uzun sürecek.
Düşlerim var, dostlarımla kavuşmak adına, sefil bırakmıyorum onları, doğan güneş batan güneş onlar için doğuyor, ne kadar uzaklarda olsalar da. Geceleri çoban yıldızı kimimizin kuzey şimal yıldızı dediğimiz, kuzey yönü gösteren yıldız yolu bana doğru doğuyu bulmak için gösterirken, bekliyorum. Yıkıyorum beklemekle hüznü, geç kalmışlığın mahcubiyetini, gelen dost geç kalmışım diyerek, üzülmesin mahcup olmasın diye.
Beklemenin zevkini gelenin gülümsemesi için gülücüklerle harmanlarken, düne dair kayıp sandıklarım benim geç kalmamın ürünü olduğunu anlıyorum. Elimdeki şimşir tarakla düzeltmek istiyorum kayıp dünlerime ulaşamıyorum, hız kesemeyen yolumdaki işaretler çoğalırken ayrılığa dair, düşüşe geçerken düşlerim yakalıyorum yakalarından çekiyorum kendime doğru. Gönlümü göstererek içeriye girmelerini söylüyorum, duygularım kendi ekseni etrafında dönerek giriyor gönlüme, dosta hizmet adına gülümsemek gülümsetmek adına. Hayranım dostun bakışına. Özen gösterdiğim duygularım hazır. Rast gelmek ümidim, bunu arayarak denk gelmeyi kendim istedim. Kaçacak olan ne varsa gülümsemelerin zincirlerine bağlamak için atak halindeyim…
Düşlerimin arkasındayım yürüyorum düne bugüne ulaşmak için. Aklım başımda iken, yönüm kaybolmadan beni içinde temsil eden duygularım gök kuşağı rengi kaybolmadan huzurla sunmak istiyorum dosta, ben dosta hasta, dost beni tanır bir bakışta. Açık ara farkla yürüyorum, ilerde ben gibi bekleyen var yetişmek zorundayım Rabbim yardımıyla. Saklı kalan ne varsa beraberce ortaya çıkarmak sarmak sarılmalara kapıyı açmak için…
Yüreğimde delişmen heyecanları duyguları gömüyorum bir çukura, kendim için insanlar dostlarım için çok daha farklı ve derin anlamlara sahip duygu ve hislerimi giyinerek yoluma devam ediyorum, bir an önce karşılaşmak dileğimle duamla. Bilinçsiz anlarım feryat ederken arkamda, bilinçle takas ediyorum, bilinçli arınıp gerçek kişiliğimin ortaya çıkması için. Varoluşun amacı da bu değil mi? insanın, başkaları için güzel bir şeyi sunması kendimizce belirlediğimiz belirlenen sınırlardan kurtulup, kendi özünü yine kendi gönlün seçimleri doğrultusunda, bir tebessümle karşılamak değil mi? Karşılayanlara selam olsun, vesselam, selamlarımla.