KategorilerYAZILARDenemeBEN HİÇ BÜYÜMEDİM ANNE!...

BEN HİÇ BÜYÜMEDİM ANNE!...

12.05.2018
M. NİHAT MALKOÇ
 
Ben hiç büyümedim anne!...
Her zaman senin kollarında buldum tarifi imkânsız huzuru… Hayat denizinin korkunç dalgaları arasında boğuşurken sen bana güvenli bir liman oldun her zaman. Yağmur ve dolu aman vermediği zamanlarda sevgi şemsiyesini açtın üzerime. Sen ıslandın beni yağmurdan korumak için. Zemheri soğuklarında üstündeki yırtık pırtık paltoyu çıkarıp, üzerime giydirdin. Üşüdüğünü belli etmemek için dişlerini kerpeten gibi sıktın. Çoğu zaman sofradan yarı aç kalktın. Çocukların aç kalmasın diye tok insan rolü yaparken ne kadar da zorlanırdın.
 
Ben hiç büyümedim anne!...
Kanından kan, canından can verdin bana anne… Bir kordondan can taşıdın bana aylarca. Sütünü çeşme yapmıştın soğuk kış gecelerinde. Uykusuz gecelerin sebebi ben olsam da bunu dert etmezdin. Sarıp sarmalamalarının hazzını unutmak mümkün mü?  O candan sarılmaların, öpmelerin, koklamaların gitmiyor gözlerimin önünden.  Fedakârlık ve cefakârlık abidesi olmuştun yüreğimde. Uykularını böldüğümde tebessümünü eksik etmemiştin hiçbir zaman. Sımsıcak nefesin değince yüzüme, güneşim olurdun; sıcaklığın içime işlerdi.
 
Ben hiç büyümedim anne!...
En tehlikeli durumlarda bile can parçanı korumak için bir aslan kesilir, öne atılırdın. Kendi canını hiçe sayıp bizim canımızı pırlanta kadar kıymetli tutardın. Yüzünün gülmesi, bebenin dudaklarındaki tebessüme bağlıydı. Yolların uçurumlara dönüştüğü zamanlarda selamet sahiline geçmek için bize yol ve köprü oldun annem. Gönül ağacının kurumaması için ab-ı hayat oldun kökümüze. Kapkaranlık gecelerimize dolunay oldun. Yıldızların umuda aktığı demlerde hasret oldun. Yolların ayrımında bir damla gözyaşı oldun.
 
Ben hiç büyümedim anne!...
Eyüp sabrından öteydi sabrın. Sabır acı olsa da meyvesinin tatlı olduğunu senden iyi kim bilebilirdi ki? Engin hoşgörünü Mevlana’dan, doyumsuz sevgini Yunus’tan almıştın besbelli. Kederleri bohçalayıp uzak diyarlara attın. Saçlarımı okşayışın en etkili ilaçtı gönül sancılarıma. Bir güneş gibi doğardın odamıza. Hanemizden ayrılışın, güneşin batması gibi, aydınlıklarımızı alıp götürürdü uzaklara. Bir gülüşün bütün yorgunluklarımızı siler süpürürdü. Sesin yanık bir nağme olup kalbimize zümrüt tahtını kurardı; bülbülleri kıskandırırdı sözlerin.
 
Ben hiç büyümedim anne!...
Soframızdaki berekettin anne. Yuvanı aydınlatabilmek için bir mum misali yanardın. Kınalı ellerin ekip biçmekten nasırlaşmıştı. Çocuklarını doyurmak için gecelerden vakit çalar, günlere eklerdin. Hayatın kurşundan ağır yükü belini bükmüştü. Fakat gönlün dipdiriydi. Yorgunluklar, uykusuzluklar gözkapaklarına hükmedemezdi. Saçlarındaki kınalar, aklarını kapatmaya yetmezdi. Bu aklar ömrün paklığına delildi aslında. Bizler eve gelmeden rahat etmezdi gönlün. Gözlerin yollarda kalırdı hep... Muhkem bir kaleydin gönül başkentlerinde.
 
Ben hiç büyümedim anne!...
Gözlerin engin denizler gibi masmaviydi. Gözlerinin mavisinde görürdüm mutluluğun resmini. Sevgilerin en içtenini sende gördüm. Şefkati de, merhameti de hep karşılıksız verdin hayat boyunca. Senin dokunulmazlık zırhına büründükçe kötülüklerden emin oldum daima. Affetmeyi, güzel bakıp güzel görmeyi senden öğrendim. Her umutsuz vakada bir umut ışığı bulabilmeyi sen öğrettin bana. Sen su gibi aziz, ekmek kadar mübarektin anne!...
 
Ben hiç büyümedim anne!...
Şimdi sensizliğin uçurumunda hayatla ölüm arasında, pişmanlıkların ortasındayım. Saatin tiktakları yalnızlığımı daha da artırıyor. Dualarına tutunuyorum belaların sağanağında. Hayatta bir kez üzdün ama tam üzdün beni. Hatıraların mezarlığında seni arıyorum şimdi… Sesime ses ver, hasretime vuslat ol. Zaman tezgâhında artık hasret dokunmasın. Geceler acılara banmasın. Şimdi bütün düşlerim sana çıkıyor anne. Seni çok seviyorum…
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da
ahmetkirikhan739
Ahmet Kırıkhan7 yıl önce
böyle güzel bir yazıya tenkitler yapmak lazımdı. Gönülden kutluyorum
dursundagli390
Dursun Dağlı7 yıl önce
Bazı kelimelerde anlam yeri açısından biraz pürüz olsa da genelde güzel bir yazı .
sevimkinali980
Sevim Kınalı7 yıl önce
Nihat Bey, kendi annenizin güzel niteliklerinden ilham alarak annelerin hayatımızdaki yerini çok duygu yüklü satırlarla ifade etmişsiniz. Akıcı, her satırı duygu yüklü bu güzel yazınızdan dolayı sizi kutluyorum. Ben de anlayışla karşılayacağınızı düşünerek birkaç şey eklemek istiyorum. Sadece annelerdir bizi her halimizle sevebilen ve iyi taraflarımızı görüp bizi eksik yanlarımızla veya yanlışlarımızla kabul eden. Bizleri sevgiyle, sabırla eğitmeye- elinden geldiğince ve bildikleri ölçüsünde- çalışan yine annelerdir. Tabiî devletin koruması altındaki kimsesiz çocukları ve yetim kalan çocukları düşününce annenin bizim için neler ifade ettiğini anlatmakta zorlanıyorum. Ama şuna inanıyorum ki o çocukları da ve bizleri de asıl koruyan ve ebedî sevgisini esirgemeyen Rabbimizdir. Ben de annemi kaybettiğimde sizin hissettiğiniz ve çoğumuzun hissettiği bu yoğun duyguları hissetmiştim. Hâlâ da hissediyorum. Ama asıl sığındığım limanın, hepimizi, kainatı rahmet ve merhametiyle kuşatan Rabbimizin ebedî sevgisi olduğunu idrak ettim, ediyorum. Her daim O'na sığınıyorum. Annelerimiz ve babalarımız, bütün sevdiklerimiz, gün geliyor bizi, bu âlemi terk etmek zorunda kalıyorlar veya biz terk etmek zorunda kalıyoruz. İşte o süreçte, tüm sevgilerin sonsuz, asıl ve ebedî kaynağıyla buluşabilirseniz gerçek huzuru da buluyorsunuz. Ne kadar üzülsek ve ne kadar özlesek de! Tüm annelerin Anneler Günü 'nü tekrar en içten dileklerimle kutluyorum ve ebediyete intikal etmiş olan sevgili annelerimize de yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Selam ve saygılarımla...
sevimkinali980
Sevim Kınalı7 yıl önce
Nihat Bey ayrıca benzetmelerinizi çok başarılı buldum. Özgün benzetmelerle etkileyici bir dille yazınızı kaleme almışsınız. Olumsuz eleştiri yapılacak bir durum göremedim. Görülürse de söylenmeli ki hatamızı düzeltebilelim. Eleştiri bizi geliştirir. Yeter ki somut olsun ve hakkaniyetli davranılsın.