şimdi sana anlatmak istediğimi
anlatamamanın ıstırabını
seninle doyasıya yaşayamamanın sevincini
sen kollarıma yakınken alamamanın acı hasretini
hangi kelimelerle mısralarla anlatacağım
hangi sözler heceler bana yaklaşır da
bu hazin ıstırap dolu halimi sana anlatır
bilemiyorum söyleyemiyorum
tıpkı lal olmuş kelimeler mısralar heceler gibi
var mıdır hüsranla dolu halimizin dünyada acep bir eşi
anlayamadım birden seninle yaparken söyleşi
etrafımızı sardı ayrılığın kor ateşi
sebep neden bilinmez iken
kendimizi bulduk ayrılık kafesinin içinde
anlarım beşeriz şaşarız lakin bu neydi
neden kim suçlu kim bilinmez iken
yaşadık bir anda mahşeri
bu muydu acep aşkımıza denk düşen
acep neydi bir anda değişen değiştiren
seçemedim ayrılık oku nerede ne zaman
bir anda nasıl saplandı göğsümüze
bilemiyorum söyleyemiyorum
tıpkı lal olmuş kelimeler mısralar heceler gibi
gönlüme sevinçten kanat takıp sana uçarken
bir anda kanatlarım kırılarak yere çakılırken
ayrılığın kor alevinde alev alev kavrulmanın
gülmek isterken ağlamanın sancısında
adım atarak varamamanın esaretinde
adını günlerce sayıklayarak sana varamamanın
lal olmuş feryadını nasıl anlatacağım
bilemiyorum söyleyemiyorum
tıpkı lal olmuş kelimeler mısralar heceler gibi
son bir adımda kavuşurken
uçurumlarla aramızın açıldığını
kör salih pardon kör talihin sakatlanarak
bana el sallayarak gittiğini
gülümsemek isterken
yüreğime saplanan ayrılık okunun kör acısını
ıstırabını çaresizliğimi sana nasıl anlatacağım
bilemiyorum söyleyemiyorum
tıpkı lal olmuş kelimeler mısralar heceler gibi
sanki bir rüyaydı bu hiç yaşanmamış gibi
sokakta geçerken bir birini görmemiş iki yabancı gibi
gurbet sokakaların da yürürken
yalnızlık uçurumuna düşmüş dalgın
iki yabancı insan gibi ayrıldık severken yabancı olduk
yabancı oldukta kor alevlerde sancılar içinde yandık
ağlarken gözyaşlarımızı
kurumuş sakat ellerimizle silemedik kahr olduk
şimdi ayrılığımızın neden olduğunu
anlatmak anlamak bir ıstırap
bilemiyorum anlayamıyor
anlatmak istesem de anlatamıyorum
çünkü hala anlamış hazım etmiş değilim
tıpkı anlatmak isterken anlatamayan
lal olmuş sakat kelimeler sözler heceler gibi
Mehmet Aluç-Kul Mehmet