Hasan AKAR

Dünyada her şey aslında sevgiden saygıdan kaynaklanan güzel dostluklar, arkadaşlıklar ve kardeşlikler üzerine kurulmuş ama içinde bulunduğumuz çağda artık bu değerleri mumla arar olduk. Yüce Allah’ın kalbimize yerleştirdiği sevgiyi Yunus’tan, Mevlâna’dan sonra nedense hep arar olduk sanki. Asıl içinde bulunduğumuz bu zor zamandaki problemleri çözebilecek bu sevgi anahtarı elimizde kalıyor, kapıları açtırmıyorlar bir türlü. İşte böylesi bir ortamda biz de yüreği bu aşkla dolu bir değer bulabilir miyiz acaba diyerek adına şiir okumak deyip zaman zaman düşüyoruz yollara.

17-19 Aralık 2016 tarihleri arasında Hatay Dörtyol Belediyesi ve Edebiyat ve Sanat Akademisi’nin ortaklaşa düzenledikleri “1.Türk Dünyası Kültür Sanat Etkinlikleri”ne davetliyiz. Milli Mücadele yıllarında Fransızlara ve onların askeri elbiselerini giyerek karşımıza düşman olarak çıkan, asırlardır koynumuzda yaşattığımız Ermeni uşaklarına ilk kurşunun sıkıldığı kahramanlık ruhuyla kuvvetlenmiş bereket kokan topraklardayız. Programların her bir saati, dakikası o kadar mükemmel hazırlanmış ki, saniyesini kaçırmak istemiyorsunuz. Dolayısıyla, başta Dörtyol Belediye Başkanı Yaşar Toksöz Bey ve bu etkinlikteki asıl koordineyi sağlayan Eğitimci-Yazar Şahamettin Kuzucular Bey’e ve diğer emeği geçenlere bin teşekkür etmek gerek.

Etkinlikler sırasında daha önceden tanıdığınız dostlarınızla karşılaşmanın yanı sıra, yeni dostlar biriktirme imkanı da buluyorsunuz.  Bu güne dek çok sayıda kültür sanat etkinliklerinin içinde bulundum ama bu kez Dörtyol’da daha farklı bir sevgi, saygı ve muhabbetin içinde bulundum. Dörtyol ve Hatay’da ilk kez tanışma imkânı bulduğumuz şair ve yazarlarla kırk yıl öncesinden birbirimizi tanıyormuş gibi derin bir sevgi denizinin içinde gelecek dostluklara yelken açtık. İşte aradığımız mutluluk bu mutlaka diyerek üç gün asıl konusu kültür sanat olan bu muhabbetin etkisiyle on saat süren otobüs yolculuğumda bütün bu güzellikleri düşünerek döndüm Tokat’a.

Bu yazımda Dörtyol’da tanıdığım dostlardan Şair Ecir Demirkıran ve yeni gün yüzüne çıkardığı, bir fırından çıkmış gibi bize hediye etme nezaketinde bulunduğu eseri “Vurgun Yüreğim “ den bahsetmeye çalışacağım. Onunla tanışıklığımızı asıl bütünleyip perçinleyen bu kültür sanat etkinliğinin yanı sıra Batman’dan aramıza katılan Şair-Yazar Şahin Mutlu Ağabeyimiz diyebilirim. Özel otolarıyla beraber gelmişlerdi Dörtyol’a. Askerliğini Tokat’ta yapan Şahin Mutlu Ağabeyle Tokat şehrinin ortak kültür değerleri noktasında buluşunca artık Ecir Demirkıran Bey de sohbetlerimiz ve tanıtımlarımız neticesi fahri bir Tokatlı olmayı seve seve kabul etmişti.

Etkinlikler sırasında okuduğu şiirlerle, yaptığı edebi konuşmalarla, zaman zaman da dağarcığındaki Türk Halk ve Sanat müziğindeki parçaları Udi Mustafa Karaer Ağabeyin icrasında güzel, yanık sesiyle birleştirince bize de bu değeri bir nebze olsun naçizane düşüncelerimizle tanıtmak görevi düştü.

18 Aralık 2016 Pazar günü Hatay ve Payas kültür gezisi sırasında akşam Payas Sokullu Mehmet Paşa Külliyesinde verilen şiir, müzik ve yemek ziyafeti sırasında röportaj isteğimizi kırmadı. Hem biz dinlendik hem de bu muhabbet dolu akşamda Ecir Demirkıran Bey’i kayda alarak dinledik.

Ecir Demirkıran 1957 yılında Siirt’in Kurtalan ilçesi Beykent köyünde doğmuş. İlkokulu Batman Cengiz Topel İlkokulu’nda, ortaokulu Batman Ortaokulu’nda, liseyi Batman Lisesi’nde tamamlamış. Edebiyata ilgisi de 1970’de lise yıllarında artmış. Okulun Fen şubesinde okurken adını hatırlayamadığı Kayserili bir Edebiyat öğretmeni kendisindeki bu ilgiyi keşfedince elinden tutmuş. Şiir tarzında yazdığı örnek kompozisyonları sınıfta diğer öğrencilere okuyarak Ecir’i motive edip bazı yazılarını okulun duvar gazetesine astırmış. Lise yıllarında tutup saklayarak yıllar sonra açtığı şiir defteri şiir dünyasında ona adeta bir yol göstermiş

Bu alanda başarılı bir yola çıkan Ecir Demirkıran’ın yazı ve şiirleri Batman’daki bazı gazete ve dergilerde yayınlanmış. Batman’da düzenlenen şiir ve söyleşi programlarına katılarak çevresinde iyi bir yer edinmiş. Daha sonra ülkenin sıkıntılı dönemlerinde kültür ve sanat çalışmalarına ara veren Demirkıran kendi ifadesiyle şartlar uygun hale gelince kaldığı yerden bu koşuya devam etmiş. Öyle ki 1980 yılından 2005 yılına kadar sadece 1984 yılında kaybettiği annesine her yıl bir şiir yazmakla yetinmiş.

İstanbul’da bulunduğu dönemde şiirlerini ve yazılarını Necip Fazıl Kısakürek ve Erdem Beyazıt’a sunma ve onlarla görüşerek, onların takdirleriyle birlikte gerekli uyarılarını titizlikle dikkate alıp bu alandaki bilgilerini zenginleştirmeye gayret etmiş. Çatı Dergisinde Şehmuz Bey sayesinde şiirlerini yayınlatmış. Elbette bizim şairlerimizin her birinin ayrı bir yeri var diyerek İlhan Selçuk, Ahmet Arif, Şemsi Belli, Yavuz Bülent Bakiler, Kahraman Tazeoğlu, Yusuf Bilge gibi bütün değerlerin şiirlerini okuyarak saygıyla anıyor.

Son yıllarda da Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma ve Nurcan Talay’ın önerileri doğrultusunda bütün şiirlerini yeniden gözden geçirerek yayınlama kararı almış.

Halen Türkiye Petrolleri Batman Bölge Müdürlüğünde Destek Hizmetleri Müdürü, evli ve biri erkek üçü kız, dört çocuk babası olan Ecir Demirkıran imkânları ölçüsünde ülke genelinde düzenlenen kültür sanat etkinliklerine katılmaya çalışıyor.

Şiirlerini daha çok on birli ve on dörtlü hece ölçüsüyle yazan Demirkıran’ın serbest yazdığı şiirler de var. Son zamanlarda şairlerin hece vezninden uzaklaştığını, serbest şiir yazanların şiir severlerin gönlünü daha fazla okşadığını düşünüyor.

Başka bir şiir kitabı çıkarmayı düşünüyor musunuz? Soruma da: ”Evet, gönüllere hitap eden şiirleri ihtiva eden bir eser düşünüyorum” cevabını alıyorum.

 Değerli Şair Dostumuz Ecir Demirkıran’ın yüreğinden taşan duygularla gün yüzüne çıkardığı “Vurgun Yüreğim” adını verdiği şiir kitabına gelince:

 Yüz bir sahifeden oluşan eserin editörlüğünü Şair-Yazar bir gönül insanı Şahin Mutlu Bey yapmış. Batman Matris Matbaacılık Reklam Şirketince 1000 adet basılan kitaptaki sunuş yazısında Ecir Demirkıran içinden geçen duygularını yansıttıktan sonra başta Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma ve Nurcan Talay olmak üzere emeği geçen şahsiyet ve kuruluşlara ayrı ayrı teşekkür etmiş.

Bu bölümün devamında Nurcan Talay, Şahamettin Kuzucular, Şahin Mutlu’nun eser ve Ecir Demirkıran’la ilgili düşünceleri var. İlk şiir on dörtlü hece ölçüsüyle ve beyitlerden oluşan ilahi aşkını dile getirdiği “Adını Yazmalıyım” başlığını taşıyor.

“Nakşettim yüreğime en güzel duygularla

Adını gözlerime, yazdım aydınlıklarla

 

Umut sana varmaktı, gönülde kuş çırpıntı

Adın ruhun maliki, benliğim sana taptı

…

Mülk senin cihan senin, yüce büyüklüğünün

Sonsuzluğu sırrının dergâhında bulayım.”

Çok sevdiği annesine yazdığı “Annem” şiiri 1984 yılında toprağa verdiği canının parçasına hasreti yansıtıyor:

“İçimde yılların özlemi annem

Yüreğim hüzünle seni sayıklar

İnan bu hasretlik ancak ölürsem

Terk eder ruhumu sevgili annem”

Sonra “Bahtım Bir Kara Künde “ şiirinde apayrı bir sevgi dünyasında bulur kendini:

“Seni ne çok sevmişim, ne çok sevmişim inan

Gökyüzüne uzansan, mehtabım olsan bir an

Bir kara sevda ki, yaktı yüreğimi ah

Bir dileksin gönlümde, kalbimde bitmez  hicran”

“Özlemim Yanardağ” şiiri ise Yüce Yaradan’a bir duayı yansıtır:

“Dilek ağacında yâr, bahtım asılı kalmış

Dilekler ayrı ayrı, dualar hep aynıymış

Elimiz göğe kalkık, Allah’ım sen kabul et

Sığındık rahmetine, bizi bize nasip et”

Sonra “Sevda Çiçekleri” şiiriyle Batman kırlarında kavuşamadığı bir sevdanın peşine koşar:

“Sevda çiçekleridir, zülfün telinde dursun

Bağrıma diken oldu, senin kem bakışların

Ben sevgine muhtacım sen kaçıp gidiyorsun

Her geçen günün ardı, umudum belki yarın”

Ve duygularını eserine adını verdiği “Vurgun Yüreğim” şiiriyle perçinler:

“Elveda demeden, sensiz kaç yılım geçer,

Ve sana olan tutkumu hangi sevda bitirir.

Kaçışın fayda vermez biliyorum

Ölesiye vurgun yüreğim.”

Eserin arka kapağı üç kıtalık bir şiirle kültür sanat dostlarının yüreğine şiir gibi akıyor:

“bir çeşme sesi var, çağlar içimde

Eskiden bir suyu bir tası vardı

Andıkça geçmişi, geçtiği yerde

Yalnız birkaç damla, gözyaşı kaldı”

Bizim dileğimiz Şair-Yazar dostumuz Ecir Demirkıran’a tebriklerimizi sunarken, büyük bir azimle çıkıp önemli mesafeler kat ettiği bu yolda daha iyiye, daha güzele ulaşmasıdır. Tasavvuf ehli Hacı Bektaş Veli’nin “Âlimler konağı, fazıllar yurdu, şairler yatağı” dediği Tokat’tan Batman’a sevgi ve saygılarımızı gönderiyoruz.