Bir Şiir” Ah Nijad!” Ve Derinlemesine Bir Analiz Bir Çırpınış Ve Çığlık
28.12.2020
Bir Şiir” Ah Nijad!” Ve Derinlemesine Bir Analiz Bir Çırpınış Ve Çığlık
Hasret beni cayır cayır yakarken
Bedenimde buzdan bir el yürüyor.
Hayaline çılgın çılgın bakarken
Kapanası gözümü kan bürüyor.
Dağda kırda rasgetirsem bir dere
Gözyaşlarım akıtarak çağlarım.
Yollardaki ufak ufak izlere
Senin sanıp bakar bakar ağlarım.
Güneş güler, kuşlar uçar havada,
Uyanırlar nazlı nazlı çiçekler.
Yalnız mısın o karanlık yuvada?
Yok, mu seni bir kayırır, bir bekler?
Recaizade Mahmud Ekrem
Recaizade Mahmut Ekrem kimdir, Türk ve Osmanlı Edebiyatı’nın önemli isimlerinden olan Recaizade Mahmut Ekrem, 1896 yılında yazdığı Araba Sevdası adlı romanı ile Türk Edebiyatı‘nda gerçekçi roman akımının öncülerinden oldu. 19 yy Osmanlı Edebiyatı’nın önde gelen isimlerinden olan Recaizade Mahmut Ekrem, 1 Mart1847‘de İstanbul’da doğdu. Takvimhane Nazırı Recai Efendi‘nin oğlu olan yazar, genç yaşta babasından Arapça ve Farsça öğrendi. 1858yılında ilköğretimini tamamladıktan sonra eğitimine özel hocalarla devam etti.
Makteb-i İrfan’ı bitirdikten sonra girdiği Harbiye İdadisi’ne sağlık sorunları yüzünden tamamlayamadı. Ardından 1862 yılında Hariciye Nezareti Mektubi Kalemi’nde memurluğa başladı. 1868‘de Şura-ı Devlet Muavini oldu. 1874‘te Tanzimat ve Nafia Daireleri Başmuavinliği’ne atandı. Bir yandan da Mekteb-i Sultani’de (Galatasaray Lisesi) öğretmenlik görevine devam etmekteydi…
Bugün geçmişten bu günümüze seslenen bir şiirle devam edelim.
GİRİŞ
Şiir hasreti ayrılığın sancısını anlatıyor. Haykıran olan şair yazar edebiyatçı diyelim o asırlar öncesinden bu günlere o günden seslenmiş aynı sancı o günlerde yaşanmış.
GELİŞME
Gelişme adına o yıllarda bu yıllara kadar hala var olan kötü niyetli adamların hala sahnede olduğunda bir gelişme kat edilemedi yüz yıl sürse de, en sonunda sahneleri başlarına yıkılacak.
KONU
Yine çıkar peşindeki insanın, insansız bir dünya hayaline atıfta buluna bir şiir ve şair. Hasret ayrılık isterseniz hastalık isterseniz korona deyin hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Hasret beni cayır cayır yakarken
Bedenimde buzdan bir el yürüyor.
Hayaline çılgın çılgın bakarken
Kapanası gözümü kan bürüyor.
Ayrılık hangi gönlü yakmaz ki? Seven gönlü insana değer veren gönlü yakar elbette. Beden sevgi ile sarılmadıktan sonra donda kalmış gibi güneşli havada titrer. Hayaline kavuşma isteğine yarınlarındaki dünyana bakarken, varamadım güzel olması için temelini hazırlayamadım ya “Kapanası gözümü kan bürüyor.” Onları kendi kanında boğmak istiyorum lakin insan kanı dökülmez biliriz Mevla izin vermez bir yolda aramayız beklerim sancımla.
ANA KONU BABA KONUSU YOK ŞİMDİYE KADARDA OLMADI NEDENSE!
Ana konuya gelince gittin ya da ben gittim ne önemi var aramızda ki ayrılıklara çözüm olacak bir yeminimiz vardı kaldı o da aramızda gitti, gidenin yarısı sendin yarısı ben.
Bu günlerde şair kardeşimiz sanki cevap veriyor.
'Bir Vakte 'Dair Sesine kulak verme zamanı şimdi
Ne yazmalarda gönül, ne konuşmalarda
Deryaya kesintisiz bakma zamanı şimdi
Yüzünün şavkı bütün sularda
Aynalarda ne sır kaldı ne bir zerre cam
Aynasızlık zamanı şimdi, aynasızlık
Güneş neden batmıyor artık her akşam
Nedir yıldızlardaki bu kararsızlık
Sen yine senden bahset, ben zamanı değil
Şaşkınlığıma gülümse taa uzaklardan
Eksikliğimi de bağışla, noksanlığımı da
Sürdür kuşku duymayı tamamlığımdan
Azarını kesme üstümden, kesme yine
Nazarından pay düşür fersiz gözlerime
Sözlerini uçur rüzgâr vaktinde aman
Harflerini gelin gönder sözlerime
Vahdet Nafiz Aksu
ŞİİRDE TEMA VE ŞEMA
Hasret ve vuslat. Şeması az hasret az aşk az vuslat az gözyaşı hep tırmanışta zikzaklı haliyle yükselişle, pik(en son haliyle yükselişin son bulduğu nokta an) olma anından sonra düşme anı bekleniliyor şemayla belirtilmek çizilmek için.
Dağda kırda rasgetirsem bir dere
Gözyaşlarım akıtarak çağlarım.
Yollardaki ufak ufak izlere
Senin sanıp bakar bakar ağlarım.
Dağda kırda seni ararım kapalı yolu açmanın yoluna bakarım, gözyaşlarımı akıtacağım bir dereye rast gelirsem içine akıtarak içinde akarak çağlayarak sana geleceğim, dün yollarda kalan izleri senin izlerin gülüşlerinden bir gülümseme düşmüş bakar bakar çaresizliğimden varamadığımdan ağlarım. Bizlerde bu günlerde ağlarız ağlatanların edepsizliğinden koronayı salarak kazanç sağlayan şereften yoksunların çabasıyla, ama bitecek bu kötü günler gülmeyenler elbet gülecek.
DÜŞÜNCE YAPISI KAPISI
Düşünce yapısı ve kapısı insana çıkan özelliğiyle, insana kavuşmadan yaşanılan ıstırap gözler önüne serilmektedir. İnsansız yaşamanın çarpıcı örnekleri hayata anlam mana katan insanın ışıklarından mahrum kalmanın karanlık yapısı çarpıcı akıcı bir dille sergilenmiştir. İnsanın insanda kendini görerek eksikliğini görme gerçeği yansıtma arama macerasını harekete geçirir, eksik olanı bulmaya sevk eder.
Mutluluğun insan için önemi ve bunu aramanın yolu bazen hayal peşinde birlikte koşmakla, sağlam iradeyle kazanılacağını açık gönül diliyle vurgulamıştır. İnsan tek başına değil bir arada olduğu müddetçe iradesiyle hayatı iyi değerlendirdiği analiz ettiği, bu yoldaki birliktelikle bu ölçüde mutluluğa kavuşur diyerek mutsuzluğu yorumlamıştır.
ŞİİRİ DİLİ
Şiir, mantık hatası olsun yanıldık hatası peşine kapıldık gittik hatası olsun her şeyi açıkça gözler önüne sererken bunun sorumlusunun bizler olduğunu gönül diliyle haykırarak söylüyor.
OLAY MAHALİ VE VUKU BULDUĞU AN
Olay mahalinin ne önemi var? Hasret ayrılık bizim için olağanüstü bir şey olduğunu biliyorsak ne önemi var ki? Önemli olay eksikliklerle dolu olay anının, eksikliklerini tamamlamak bu yönde mücadele vermekse bir teferruat olarak kalacaktır.
TEMA VE ŞEMA
Henüz teması ve şeması gülümsetecek çizgilerle çizilerek teması ve şekli çizilememiştir, hala dik yokuşlu olan tema ve şeması uzun uğraşlar sonucunda inşallah inişe geçerek düzlüğe çıkaran çalışmalarla teması ve şaması bizi mutlu edecek şekilde çizilecektir.
KAFİYE ŞEMASI (UYAK DÜZENİ / KAFİYE ÖRGÜSÜ)
…………… a | ……………c | ……………e …………… b | ……………d | ……………f …………… a | …………… c | ……………e …………… b | …………… d | ……………f
Çapraz Kafiye (Çapraz Uyak)
Dörtlüğün birinci ve üçüncü dizeleri ile ikinci ve dördüncü dizelerinin kendi aralarında kafiyelenmesine çapraz uyak denir.
……………a ……………b ……………a ……………b
ŞİİR TÜRÜ
Lirik Şiir (Duygusal Şiir)
İçten gelen heyecanları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiirlere lirik şiir denir. Bu şiirlerde “sevgi, özlem, ayrılık” gibi konular işlenir.
DUYGU YOĞUNLUĞU
Duygu ve sevgi fikrine karşı bu alanlarda bir mantık hatası mı haleti ruhiye meselemi mi olduğuna karar veremiyor şair bizim gibi hala araştırmalar hatanın bizden kaynaklandığını gösterse de, buna doğru giden çekim alanları nedir hala araştırmalar aşamasında bu yönde gelişmeler olduğu anda bilgi verilecektir.
ŞİİRDE DUYGU VE ANLATIM VE VEZİN
Güneş güler, kuşlar uçar havada,
Uyanırlar nazlı nazlı çiçekler.
Yalnız mısın o karanlık yuvada?
Yok, mu seni bir kayırır, bir bekler?
Gü-neş gül-er, kuş-lar uç-ar ha-va-da,
1 2 3 4 5 6/ 7 8 9 1 0 11
Hece tarzında 6 artı 5 li 11 li vezinle yazılmıştır. Hecelerin uzun veya kısa, kapalı ya da açık oluşuna dayanan hecelerin belli bir düzene göre sıralanarak ahengin sağlandığı nazım ölçüsüne aruz ölçüsü denir.
Türk edebiyatında aruzun kullanıldığı ilk örnek 11. yüzyılda Yusuf Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu Bilig’tir.
Modern Türk şiirinde Tevfik Fikret, Yahya Kemal, Ahmet Haşim ve Mehmet Akif aruzu başarıyla kullanmışlardır.
DUYGU ULAMI
Şiirde metnin tümünde ortaya çıkan duyguyu belirlemeye yararlı olmuştur. Diğer dizelerde ki duygu yoğunluğuna bakarak ifade edilen duygular bir sözle cümle ile anlatılmakta ve anlaşılmaktadır.
Şiirde hasret vuslat ile birleşmeyi bekliyor. İnsan yalnızlığıyla eksikliğini görerek tamamlamasını istiyor. Şiirde hasret kanayan yaraya dönüşüyor ve vuslatın yolu aranıyor.
ANLAM BÜTÜNLÜĞÜ
Çoğu zaman aradan yüz yılda geçse kanayan yaraya parmak basan olmayınca şair o günden yazar bu günlerde okuyan bizler yazarken hala o kanayan yaranın akan kanının durmadığına şahit oluruz. Nedir hasreti bitirmeyen? Nedir hasrete kapıları açan? Arzularımız benliğimiz karşımızdakinin duygu ve hislerini bir odaya hapis ederek, benim arzularım hisleri derken araya hasret ister istemez giriyor. Aslında çok kolay, anlayış anlayış anlayış duygu ve hislere önem vermek karşımızdaki de bizim gibi insan diyerek önem vermek tek çare, hala yüz yıl geçmiş aradan şair o günden yazmış ve hala ayrılıklar sancısıyla devam ediyor.
Devam edelim.
Güneş güler kuşlar uçar havada bir ben uçarak sana gelemem, baharda uyanır baharın gelişiyle nazlı nazlı çiçekler açar. Bensiz karanlıkta mısın o karanlık yuvada? Yok, mu bensiz benim gibi insanı seven bir kul seni kayırmak kollamak için bir insan, benim gibi seni bekleyen halden dilden anlayan bir bekleyen.
KAFİYE UYAK
Güneş güler, kuşlar uçar ha vada,
Uyanırlar nazlı nazlı çiçe kler..
Yalnız mısın o karanlık yu vada?
Yok, mu seni bir kayırır, bir be kler?
Dizelerin sonundaki yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı kelimelerin, eklerin benzerliğine kafiye (uyak) denir.
SONUÇ
Hala hasreti ortadan kaldıracak bir çalışma kaldıraç bulunamamıştır. Hayatın kalan gününde mutlu anılar biriktiremeyen şairin söz verememesinin sancısını duyuyoruz. Yeni bir şiirde buluşmak üzere hoşça kalın mutlu şen kalın, selamlarımla.