13.09.2023
Duyguların ulemasıdır yalnızlık; biçtiğim gizem diktiğim hüzne bandığım mısralar ve aklımda saklı kopuk kopuk hatıralar…
Bir müfreze adeta iklim içine saklandığım
Gizin derbeder yakası kâh bir şiir kâh sevdalı şehir
Aşkı layığıyla serpen yedi tepesine
Azat edilmediğim kadar kentin en yüksek mertebesinde
Ve evet, ben göçmen bir acıyım
Gözümde nuru sevgi adına mimlediğim
Yalnızlığınsa Beyrut’u
Bir şiir bir ülke
Bir gizin izinde süregelen yenilgi
Bahşedilen kadere nasıl ki boynum kıldan ince
Azığım dün katığım hüzne gebe
Bir gün daha erdi haneme
Erişkin bir sevda değil asla
Çocuksu bir neşe ile sektiğim bir bir
Kaldırım taşlarında gagaladığım kadar
Ayak izleri hem meçhul hem can yakan
Mutluluksa meşgule veren
Bir öğreti adeta bağdaş kurduğum…
İklimin nüvesi Eylül
Nasıl ki hemhâlım çaresizlikle ipekten
Kaftanı annemin
Ve elimde devasa bir makas
Parçalarken kederi
Dokunulmazlığında hüznüm
Bir başıma yola düşmüşlüğüm
Hatıralar ne için?
Hatırına umudun huzur bulduğum tek Makam
Arz edilenden öte talebi yoklukla sınanan
Kâh isyan kâh kuru gürültü
Kalender bir renk isem eğer ki
Ak alnımda sönmez umudun feri
Gözlerimse bir yenilgi adeta
Göz göze geldiğim mağdur sözcükler
Bıçkın imgeler süre gelen bir hikâye ve nicesi
Peyderpey yuvalanmış içime dünün saltanatı
Nasıl ki sonlandı hanemde
Çeyiz misali beyaz
Kabir misali yeryüzünde saklı yeknesak
Hamt etmenin ötesi
Hatırına evrenin
Hutbelerde sürüklendiğim
Kâh kubbem kâh hanem kâh kozam
Haresi varlığımın tefe konduğum kadar
İçimde büyür isyan
Akabinde tövbe ettiğim
Her ezan vakti
Huzurunda Rabbin bulduğum huzur
Bir eşkıya gibi düşen peşime sefil keder
İdam fermanıma koyduğum bir imza daha nasıl ki şiirdir
Yüreğin çalan sazı
Azımsandığım kadar şu cihanda
Melun gölgelerden firar eder
Kalemle ettiğim dans, kalender
Düşlerin de tekelinde iken ömür
Ömürden ömür gider
Ağıtlar yaktığım günün öyküsü hasbelkader.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın