Bir somun ekmek veya somun büyüklüğünde altına sahip olmak

20.05.2013



Bazı yazılar vardır.okuruz,ama o anda bir etki yapmayabilir bize.Tarih ve Hayat dergisinde kısa ama anlamlı bir yazı okumuştum.

Hanlar vardır,Şimdilerde işyeri.Geçmiş dönemlerde otel olarak kullanılmıştı.Benim iş yerinde böyle bir yerde.Tarih kokar,tanıktır,insanlara ve hatırlara.Hatıraların bazıları kaydedilir.

Bu hanlardan en önemli kayıt,Han duvarları adlı nefis şiirin sahibi ,Faruk  Nafiz Çamlıbel'e ait. Han duvarına yazılmış bir şiiri O nun sayesinde kayıt altına alınır..Ve o meçhul şairin şiiri böylece unutulmaz.

Benim anlatacağım olay yıllar öncesinde,İstanbul'un bir Hanın da yaşanmıştır.

Bir arefe günü herkes evine döner.Ama evine dönmeyen bir kişi vardır.Bu kişi bir Ermeni vatandaşımızdır.Yanında somun büyüklüğünde altın vardır.Altının cazibesi,ve kimse yokken o na dokunmak keyif verir.

Ama hesapta olmayan birşey vardır.Hanın odasının kapısı,içerden açılmaz.Ancak dışardan açılır.Akşamın olduğundan habersiz kalan bu kişi bir somun büyüklüğünde altınla beraberdir.
Ama ne yazık ki,uzun bir tatil ve kapıyı açacak birkişiyi beklemekten başka çaresi yoktur.

Açlığa ve susuzluğa dayanamaz,artık son anlarını yaşamaktadır.Kalemi eline alır.Somun büyüklüğünde ki altına bakar,şu sözü yazar;"keşke bu somun büyüklüğünde ki altın,bir somun ekmek olsaydı.".diye,

Yazar ve ölür.

Bazen bizlerinde büyük tutkuları olabilir.Ünlü bir yazar olmak,iyi bir iş veren,gazete patronu,veya müdür,yada benim gibi baba mesleğinde kalmak ve edebiyat özlemini sanal edebiyat sitelerinde gidermek..

Hayatın bizlere sunduğu küçük şeylerle mutlu olmasını bilmeliyiz.

Bazen bir somun büyüklüğünde ki altın insanı hayat da bırakmıyor.
Birşeylere tutunmak gerek ,küçükte olsa.



Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar