Bir Uygarlığa Bakış (Dair)

11.05.2015

Bu yazı bir uygarlığa dair (bakış) yazı dizimin içeriğinde olup ta, yayınlanmayan kısımlardan birisidir.

 

Şimdiki süreç; sizin gerinizde olan süreçle, içinde olduğunuz konjonktür girişmeli süreç bileşimidir. Bireşim; geçmiş olanla haldeki yeryüzü efektli süreçlerinin ortam karılaşması girişmeli bireşimdir. Haldeki sentez sizi geliştiren süreç olmaları nedenle geçmişle çelişirler. Frenlenirler ve seçme ayıklamaları yapılır.

 

Yani totem dönem, atalar deneyimi oluşun uzak geçmiş anıları (arkaikti) olmakla gerilerinde gelen tek yanlı bir süreçti. Bu nedenle totem yapı, atalar deneyimine sıkı sıkı bağlıydı. Şimdiki deyimle, totem dönem de sıkı bir muhafazakârlıktı.

 

Bu nedenle totem dönemin gruplar arası girişmesi yoktu. Gruplar arası girişme olmayınca gruplar arası girişmeden kaynaklı sentez olmanın özellikleri de yoktu.

 

Gruplar arası sentezi özellik kendilerinden önce ve kendilerini geliştirişle sentezcilerden ilerde olan özellikti. Yani sentezcilerden ileri olan özelliğin gerisin geri moda yansımaları da yoktu. Önlerinde kendilerini geliştirecek olan sentez özellikli durumlar yoktu.

 

Sentez özellikli girişme olmadan muhafazakârlık grubun yavaş ta olsa; güvenli ve adresi belli geliştireni olmaktaydı. Muhafaza ediş olmanın olumsuzluğu hep vardı ama muhafazakârlığın olumsuz yansımasının şansı yoktu.

 

Çünkü muhafazakârlığın olumsuzlaşacağı bir sentezi özellikli ortam girişmesi henüz meydanda yoktu. Yani suyun hep boğma olumsuzluğu vardı. Ama siz suya girmedikçe, göl gibi ırmak, deniz gibi su olan ortamda siz olmadıkça; suyun sizi boğan olumsuzluğunun belirme şansı yoktu.

 

Şu nedenle ki; totem grubun geçmişinden gelen yalın tutum lamaları vardı. Bu tutum lamaların olumsuzlukları hep vardı. Ama muhafaza olan (korunan-geri beslenme referansları olan) tutum lamalar içinde sentez ve sentezin özellikleri yoktu.  İttifak gibi nedenle ilerde olan sentezdi tevhidi ortam süreçleri, şimdilik ortamda olmamakla bu olumsuzluklar beliremiyordu.

 

Yani korunan, muhafazalı süreçlerin sentezi yoktu. Sentezi girişmeli özellikler; sentezcilerin her birinde olmayan ve senteze girenlerin toplamında biraz daha fazla olan özellikti. Bu özellik ancak sentezi olmakla, kendilerinden ilerde olan ve kendilerine doğru geri yansıyan süreç olabilecekti.

 

Yani sentezi süreç özellikleri, yalın dönemli ortam içinde sizinle girişmiyordu. Bu durum tıpkı ortamda gölün, denizin bulunması oluşla boğma-yüzme gibi olumlu olumsuz yeni süreçlerini belirtme şansını ortaya koyan süreçlerdi. Gelenekle, gelenek olmayanın çatışmasıydı. Atalar tutumuyla, atalar tutumu olmayanın çatışmasıydı.

 

Sentezin özelliği geri yansıyışla; sentez yapıcıların kendilerinden ileride olan ve sentez yapıcılar üzerine geri yansıyışla sentez yapıcıları geliştiren ve sentez yapıcılar üzerinde olumlara ve olumsuzluk ortaya koyan süreç olmaktadırlar

 

Sentezi özellik, senteze katılanların her birinden ve toplamından büyük olmakla; sentezcileri aşıp kendisinden fazla olan özellikti. Yalın totem dönemde sentezdi özelliğin kendi üzerine (sentezi yapıcılar üzerine) etkisi ile kendisinden önce yansıyışla, kendisini geliştiren tutum süreç çelişmelerine dönememişti.

 

Yani yalın totem dönemdeki geçmiş; farklı sosyal ortamlar girişmeli geçmiş değildi. Sürecin sentez yapıcıları yalıtılmış olmalarının zorunluluğundan ötürü girişemiyorlardı. Süreç sentezleri olan ve sentezin kendisinden daha fazlası oluşuyla geliştiren girişme yansımaları yoktu.

 

Totem dönem muhafazalı olayların içinde, sentez girişmeli özelliğin, sentez yapıcıları olan girişme, girişicilerin kendilerinden önce yansır. Bu iki kişinin karşı karşıya kalmasıyla yansıyan durumları girişmeden öncedir. Bu nedenledir ki karşılaşma yapmayanın sentezi süreç oluşlarıyla belirebilmesinin şansı yoktu.

 

İşte MS’ ki 7. yüz yıl Arap panteon girişmesi bu gebelik (yüklenim-yüklü olma) doğumlarıyla çoktan eli kulağındaki doğum sancılarının kaostuk olan durulmayı yapmanın arbedesi içinde olma süreçlerini giriştirmenin durulma gayretleriydi.

 

İslam; panteon sergiciliği olan tarihi dönemlerin ortaya çıkardığı yeni durumla, bir önceki sentezci panteon toplaşmasının içinde iki mesaj vardı. Biri geçmişe dönük muhafaza edilen önceki sentezlerdi. Diğeri, sentezlerin yeni senteziydi. Ve ileride yeni sentezin, sentez yapıcılar üzerine; yani her birinden diğer sentez yapıcılara doğru sentez özellik bağıntılı yansımalar, olacaktı.

 

Yani yeni olan vardı. Bir önceki sentezle, muhafazalı duruma geçmiş olan gelenekti. Gelenekteki her bir sentez yapıcılar yeni senteze göre geride ve alçak potansiyelli durumdular.

 

Böylece bir gelenek olan muhafazakârlık; geri, alçak potansiyelli durum olmakla, yeni sentezin özelliği alçak (muhafazalı) potansiyel üzerine doğru eğilimli olur. Yani muhafazakârlık yeni sentezin olumlu ve olumsuz tahakkümü altındaydı.

 

Yedinci yüz yıl öncesiyle bitişik 7. Yüz yıl Arap dinamiği bir zamanların ortama verdiği panteon mesajlarıyla salınıyordu. MS. 7. yüz yıl Arap zamanı içinde, yeni bir sentez ve yeni sentezin sentez özelliği ortaya çıkarılıyordu.

 

İslam’ın kendi zaman düzlemi içindeki yeni mesajı, bu sentezin sonucu olan tevhitti. Her sentez hem yeni olma hem eski olma özelliğini içerir. Girişmenin yeni olması yeni girişmeli sentez özelliği olmasındandır.

 

Bir girişmenin zamanla eski olması girişmeyi başlatır. Eskilik demek kendi seçme ayıklamasını yapmakla kesikli sınırlı muhafazakâr olmak demektir. Ki bu parçalı sınırlılık, yeni olanın yeni bağıntılarına olanak tanıyamaz hale geliştir. Bu neden ile eski, yeninin sentez özelliğine göre yapılacaktır.

 

Yeni olan durum, kendisinden sonraki yeni sentezlerle yeni bağıntılar yapmak için eski olan içinde bağlantı (temas) yapma noktalarına gerek duyar. Bu yüzden bir girişme içinde eski olan; yeni dediğimiz ortamın gerek duyulanlarına yanıt verememekten ötürü eski; fazlalığı olana göre alçak potansiyellidir. Alçak ve yüksek potansiyelden dolayı akış ve girişme eğilimi başlar.

 

Yani başka deyişle, yeni durumun kesikli sürekli belirlenimi bir muhafaza oluştur. Eskinin muhafazakâr oluşu, yeni sentez durumun tekrar, başka bir yeni sentez durumu ortaya koyma olanağını engeller. Eski muhafaza ettiği seçme ayıklamasıyla yeniye açık oluşu dışta bırakır. Yani eski, yeniye kapalıdır.

 

Yeniye kapalılık, sürecin alçak potansiyelle geri uç olması da demektir. Oysa sürecin sentezi, sentezden fazla oluşuyla da yansımaya başlamasıyla, yeni özellik, yeni ortam bağıntıları aramaktadır. Yeni özellik, eski olan kesikli, sınırlı durum karşısında sürekli olmak istemektedir. Zıtların varlığı ve birliği bundandı. Bu nedenle zıtların varlığı ve birliğini, sürecin kesikli sürekli olmasını; unutmayın lütfen.

 

İslam panteonu bu yeni sentez tevhidinin yanında, yeni yansımasıyla kendisine çizilen ufka; "Hanif" yol (din), diyordu. Bu o ortama oldukça büyük bir mesajdı.

 

Haniflik, geçmişin demode olan geleneklerine; atalar tutumu olan muhafazakâr oluşa karşı eleştirel bakış getiriyordu. Atalar kutsanmasına dokunuyordu. Haniflik yeniyi, geçmiş geleneğe göre atalar yolu olan muhafazakâr oluculuğu kutsamasından üstün tutuyordu. İslam, sürecin olması gereken sağlam yerinde tutmuştu

 

"Ya atalarınız yanlış yoldaysa" diyerek Hanif din olma vurgusunu çeşitli kerelerle ifade ediyordu. Haniflik atalar tapınması duruma tartışma getirdi. Bir gelenek tapınıcıları olan muhafazakârlıklar üzerinde, süreci tartışmaya açtı.

 

Atalar yolu olan kimi pek çok muhafazakârlığı, mücadele olarak görüp; Hanif oluşu sık sık anıyordu. Bu nedenle köhnemiş olan atalar tutumuna ve böylesi muhafazakârlığın bağnaz tutumuna karşı oluşunu, "Hanif bir yol tutmakla" övüyordu. Böylece kendisini var olanın karşısına koyuyordu. Hanif yol kavramı sosyal dil oluşla aslında diyalektik tarihtir.

 

Dinler tarihi bağıntısına göre, Hanif yol üzerine olma mücadelesini ilk başlatan kişi olmak lığı, Hz İbrahim'le ait olduğu söylenir. Hz İbrahim’in o günkü mantıkla kendisine aktarılan atalar tapımı olan atalar kültünü kendisine özgü uslamlama içinde geçirişiyle tevhitçi bir anlayışa ulaşması konu edilir.

 

İslam da bunu böyle anar ve vurgular. Bu nedenle İslam "Hanif din" olmakla kendi tarihselliğini; Hz. İbrahim'in Hanif olma mücadelesine referans eder. Haniflik mücadelesini Hz İbrahim'le başlatır.

 

Bu deklarasyon, dünyaya; özelikle de İslam mensuplarına; oldukça çarpıcı bir mesaj olmanın, enformasyondu. Özellikle de hem geçmişte, hem günümüzde; Yüce Allah adıyla ve Yüce Allah osilasyonlu salınımlarla, Arap örf ve geleneğini kutsal kılanlara, Arap örf ve geleneğini tartışılmaz kılanlara haniflik; açık bir azar vuruş olmaktadır.

 

İşte İslam önce, ortamdaki bağnazca olan muhafazakârlıkların Hanif tutumlara aykırı olan konuları içinde eleştirel seçme ayıklamalarını yaptı. Süreci kimi diğer tutumları gibi sağlam zemin üzerine inşa etti.

 

İslam’da Kâbe kutsaması, hem bir "Hanif yolun kullanım kutsaması olma ya da Kâbe saygılanması yapılmakla" karşımıza çıkar. Hem de muhafazakârlığın şaşması oluşla bu kutsama da Hanif yol oluşla yerine göre isyanlık mücadele kılınma türü bir anlayışla karşımıza çıkar.

 

Kâbe’yi tavaf esansındaki bir sözünde sevgili Muhammed; "evet Kâbe azizdir. Kutsaldır. Mübarektir. Ama sizin canınız, malınız, onurunuz daha kutsal ve daha mübarektir" deyişle, İslam’ın Hanif olan İlahi mesajını açık açık deklare eder.

 

Bir süreci, İslam imparatorluğu denen uygarlığa götüren anlayış bu ve bunun gibilerdi.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar