Delikanlıydık, seneler önce
üçgen vücutlarımız vardı...
ama bilemiyorduk vücutlarımız nasıl bir üçgendi,
ikizkenar üçgen mi, eşkenar üçgen mi?
öyle ya vücutlarımız üçgen ise,
iç açılarımızın toplamı da yüz seksen derece olmalıydı...
oysa ki bizim bir de iç acılarımız vardı,
terk edip de giden kızlardan dolayı...
Biz sevdik mi tam severiz filan zannediyorduk
iyi de biz o zaman
niye terk ediliyorduk...
Acımıza ilaç yerine
bir iki Orhan Baba, yarım tertip Ferdi Baba
arada bir Müslüm Baba
iyi geliyordu
bizim daha baba olmaya çok zamanımız vardı...
Kızılay'ın Bira Parkında
kafa çekerek acılarımızı unutmaya çalışır
sadece çalışmakla kalırdık
gençtik toyduk
daha kazık yememiştik yakın dostlarımızdan
arkadaşlarımızın yamuklarına şahit olmamıştık...
Hep biz mi ağlayacaktık
birilerinin önlerinden, arkalarından...
Biz bu oğlanları
''Biziz burada konu''
sapına kadar namuslu çocukları
o kocaman yüreğimize neden sığdıramadık
yer mi yoktu
yürekler mi soğuktu diye
birazda onlar düşünmeliydi...