Bir gün kralın uçağının tekeri patlamış,

Kral sinirli bir şekilde bağırmış:

Bu teker neden patlayıp duruyor, inemiyorum aşağıya? 

Usta seslenmiş ordan:

O tekerlerin üzerine kalçanı koyarsan nasıl dayansın?

Kral köpürmüş, aklına köprü yapmak gelmiş,

Halk açlıktan kırılıyorken, bunu duyunca isyan etmiş,

Ellerine silahları alan halk, uçağın inmesini beklemiş,

Uçak inmiş, sonunda, şayet inmesini de kral, hiç istememiş.

Herkes çekmiş silahını krala doğru,

Kral önce bir şaşırmış, sonra korkmuş tabi,

Aklına bir fikir gelmiş hemen,

Sadık adamlarından birinin kulağına fısıldamış: 

Yer altına yapalım bu köprüyü, yoksa bunlar beni öldürecek,

Köprü yapılmış, kral köprüye kaçmış,

Lakin birde bakmış ki, köprüyü yapan adam karşısında,

Elinde silah, belinde çift namlulu tabanca,

Parasını istiyor demiş kral, zannımca,

Lakin adam para falan istemiyormuş, kralın eziyetleri dokunmuş,

Onun için kralı öldürme işine soyunmuş,

Kral öldüm derken, oğlu gelmiş arkadan,

Vurmuş köprüyü yapan adamı,

Kral, öldüm sanıp kendini bırakmış yere,

Lakin bir de bakmış ki, oğlu karşısında,

Kendisini kurtarmış, yani o öyle sanmış,

Çünkü kral şimdi oğlunun tabancasının ucundaymış,

Neden? Demiş kral, oğluna üzgün üzgün bakarken,

Oğlan cevap vermiş tabi hemen: 

Babanı tahttan indirirken bunu bana öğrettin sen,

Şimdi nasıl seni öldürmem ben!