BİZ NE ZAMAN, NASIL BU HÂLE GELDİK?

01.04.2025

Hoşgörü, tahammül; esamisi yok

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

Dil dillikten çıkmış, zehirli bir ok

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Yetimi kayıran, gözeten yoktur

Hayır hasenattan söz eden yoktur

Nebi'nin izini iz eden yoktur

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Uçuk kaçık şeyler olmuşken makul...

Ahmak olmak moda, gel sen de takıl!

Tutuşmuş idrâkler, yanıyor akıl

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

Fırsatını kollar, bekler pusuda

İmkân olsa boğar bir kaşık suda

Üstüne çullanır etsen bir hata

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

Bir gram merhamet yoktur kütükte

Öfke tavan yapmış, parmak tetikte

Anlayış arama zalim hödükte

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Yürek pas tutmuştur, kalpten kir akar

Kibir abidesi, yüksekten bakar

Akşamdan kalmadır, leş gibi kokar

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Her kabalık onda, eblehçe tarzı

Sorsan kendisine, yönetir arzı

Sünnetleri kılar, kaçırır farzı

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Hem göz boyamacı hem de riyakâr

İffet düşmanında ne gezer vakar

Yanına kalır mı ettikleri(n) kâr?

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Hezeyan bir değil, tutmuş her yeri

Dünya ilerlerken  o gider geri

Akıllar sonbahar, hisler zemheri

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Akıl ölü balık,  vurmuş karaya

Olan olmayana vermiş kiraya

Vicdansızlar merhem olmaz yaraya

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Gübre bile değil, meyveyim sanır

Bir tek kendisini Müslüman tanır

Bulmak müşkül onda bir parça onur

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Bir ömür yer durur, bir kere doymaz

Kanun koyar amma kanuna uymaz

Hakk'ın cennetine kimseyi koymaz

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Yalnız kendisine yontar keseri

Gönlü tımarhane, aklı serseri

Vicdanen müflistir, yoktur eseri

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Ayaklar baş olmuş, başlarsa ayak

Kinayeyi gerçek sanır avanak

Hadi buyur hadi, gel de burdan yak!

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Elinden, dilinden emin değilsin

Güvenilir, sağlam zemin değilsin

İtibarlı bir söz, yemin değilsin

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Cennet pazarlarsın, tapucu musun?

Cehennemde bekçi, kapıcı mısın?

Söyle, yıkıcı mı; yapıcı mısın?

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Öfke bumerangdır, can yaktığında

Damarlara dönmez, kan aktığında

Bil ki her şey kokmuş, tuz koktuğunda

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Bu nasıl bir devir, devran değişti

Yollar aynı yoldur, kervan değişti

Dünya başkalaştı, evren değişti

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

Vazife çıkarmak gerek durumdan

Ocak tütmez oldu kara kurumdan

Tez elden dönmeli bu uçurumdan

Biz ne zaman, nasıl bu hâle geldik?

 

M. NİHAT MALKOÇ

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar