BİZİM

20.10.2016


İyiye söyledik kötü aldılar,
Kimseye geçmedi sözümüz bizim.
Taşları bağlayıp iti saldılar,
Boşa telef oldu kuzumuz bizim.

Dosta değil yaban ele güvendik,
Tefrika dümenli sallara bindik.
Azala azala birlere indik,
Düşmanla bir oldu bazımız bizim.

Arkamı verdiğim dağlar düz oldu,
Bağlarım kurudu, bahar güz oldu.
Evlat arsız oldu, eşler yoz oldu,
Yere bakar oldu yüzümüz bizim.

Takatim yetmedi hızlı koşmaya,
Tabip bulamadım yaram deşmeye,
Türkülerim vardı hazla coşmaya,
Telleri pas tutmuş sazımız bizim.

Sanma kartallarım böyle naçardı,
Alperenim at üstünde uçardı,
Elif, Ayşe göz kırpınca kaçardı,
N’oldu şahinimiz, bazımız bizim.

Devlet üzre nice devlet kurardık,
İlim ve sanata kafa yorardık,
Mazlum görsek yarasını sarardık,
Heyhat zalim seçmez gözümüz bizim.

Efelerim dağlarda kol gezerdi,
Gakkoşlarım her hileyi sezerdi,
Dadaşlarım düşman başı ezerdi,
Birlikti Kürdümüz, Lazımız bizim.

Asırlardır yücedeydi hilalim,
Beş vakitte bizimleydi Bilalim,
Hem canandı, hem anaydı helalim,
Neylim bir hoş olmuş kızımız bizim.

İtikat bozulmuş, “nas” olmuş “töre”,
İtimat kalmamış büyüğe, ere,
Her şeyimiz vardı tam bize göre,
Şimdi dinmez olmuş sızımız bizim.

Hiç ummasın bizi koyan bu hâle,
Alışık değildir Türk izmihlale,
Niyazkâr tevhidim “gül” ile “lale”,
Bozulmasın ebed özümüz bizim.
Köksal CENGİZ (Niyazkâr)

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar