Boza - Bûze Nedir

23.07.2015



BOZA

Osmanlıca yazılışı bûze: بوزه 

Kelimenin kökeni Farsça “buze”  sözcüğünden gelmektedir. Buze sözcüğü ise darı ezmesi, yani mısır ezmesi demektir.  Boza, darı irmiği, su ve şekerden yapılan geleneksel bir kış içeceğidir. Boza başta darı olmak üzere buğday, arpa, haşlanmış pirinç unu ve irmiğin mayalanması suretiyle, ülkemizde daha ziyade arpayla yapılan bir içecektir.

Bozanın bilinen en eski Türk içeceklerinden birisi olduğu sanılmaktadır. Eski devrilerde boza yapımı ve boza içmek âdetinin çok yaygın olduğu,  Osmanlı toplumunda boza yapımı ve içiminin şarap içmek için bir kılıf olarak da kullanıldığı çeşitli metinlerde çeşitli vesileler ile dile getirilen bir konudur.  Özellikle biraya yakın bir içecek olması, boza içmenin dinen de sakıncası olmaması gibi nedenlerle boza içme, boza yapma ve boza satma geleneğinin çok yaygın olduğu bilinir. Örneğin Evliya Çelebi, kendi zamanında İstanbul’da 300 den fazla[1] bozacının boza ürettiğinden söz eder.  O devirlerde bozaların bazılarının ekşi alkollü bazı bozaların ise tatlı yapıldığı bilinmektedir. Ekşi bozaların bira gibi alkollü olduğu, bira veya şarap niyetine de içildiği yahut da boza içilir gibi gösterilip şarap içildiği vb anlaşılmaktadır.   O nedenle zaman zaman Osmanlı idarecileri ekşi bozayı da şarap gibi içilmesi yasak olan içecekler arasında göstermişlerdir. Örneğin IV. Murat zamanında şarap ile ekşi bozanın da içilmesi yasaklanmıştır.

Eski  devirlerde akşamları yeni hazırlanmış sıcak bozalar, sokaklarda bozacılar tarafından  “ Boza “ boza “ diye bağırılarak satılırmış. A.T. Onay boza hakkında bize şunları yazıyor:  “Boza’nın Farsçası Buzedir.  Satıcılarına ise Buze Fruş denir.  Darıdan yapılan bu mayalı içecek eski zamanlarda   pekmez ile karıştırılıp, üzerine  tarçın dökülerek içilirmiş. Pirinçten  ve ekmek içinden yapılan içine şeker karıştırılan  bozalar  az çok sarhoş edermiş.

Eskiden İstanbul’un meyhaneleri gibi bozahaneleri de pek meşhurmuş. Bir halk deyimine göre Meyhaneciden kefil istenmiş de Bozacıyı göstermiş. Bir zamanlar Boacıların hemen hepsi Arnavut’muş. “ [2] Bu bakımdan Boza  yukarıda saydığımız nitelikleri ile şiirimizde sık sık kullanılmıştır. Boza, şarap, bozacı, beng,  gubar, kelimeleri ile sık sık karşımıza çıkabilir.

Lanet olsun bûzeye vü benge
Aferinler şarab-ı gül renge           Melihi [3]

Pek yürekli gerek aşık geçinenler zira.
Ernabud tazesinin tığı ciğerler doğrar.            Sezai



KAYNAKÇA 

 

  • [1] https://www.eskihayatlar.com/osmanlida-boza-bozahane-ve-tatar-bozasi-uzerine/
  • [2] A. Talat Onay , Edebiyatımızda Mazmunlar, MEB Yaınları,  İstn. 1996- sh. 143
  • [3] A. Talat Onay , Edebiyatımızda Mazmunlar, MEB Yaınları,  İstn. 1996- sh. 143

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar