Fe‘ûlün fe‘ûlün fe‘ûlün fe‘ûlün
Mütekârib + – – / + – – / + – – / + – –
1. bu deşt içre ger ola bir kays hâdis
olur zülf-i leylî-veşüñ aña bâ‘is
2. dilâ müşkil-i ders-i ‘ışk olmaya hal
bu fende muhakkikler olursa bâhis
3. komazuz müdâm elden ayag[ı] cem-veş
bizüz ‘ayş ü ‘işretde cemşîde vâris
4. fezâ-yı dile ekmişem tohm-ı ‘ışkı
yog-iken cihân kiştzârında hâris
5. hadîs-i gamı hecriyâ nakl eder dil
olup câmi‘-i ‘ışk içinde muhaddis
.
1 Bu çölde bir Mecnun ortaya çıkıyorsa, bunun sebebi senin Leylâ gibi
saçındır.
2 Ey gönül, tetkik edenler bu fende ne kadar tartışsa da aşk dersinin
müşkülü (bir türlü) çözülmez.
3 Cem gibi kadehi elimizden hiç bırakmıyoruz; eğlence meclisinde
Cemşid’in mirasçısı biziz.
4 Dünya tarlasında hiç çiftçi yokken ben, gönül bağına aşk tohumunu
ekmiştim.
5 Ey Hecrî, gönül aşk camisinde hadis bilgini olup dert hadisini
nakleder.
5b ‘ışk içinde: ‘ışkda bir A.
Ömer ZÜLFE, HECRÎ Kara Çelebî Muhyi’d-dîn Mehmed [ö. 1557], DÎVÂN, Ankara 2010, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10618,hecripdf.pdf?0