İsmail Beliğ (d.1079/1668-ö.1142/1730)
İsmail Beliğ şairler tezkiresi ve vefeyâtnâme türündeki eserleri ile tanınmış olan 18. Yy. Divan şairi yazar ve tezkirecisidir.
Asıl adı İsmail olan şair “Güldeste-i Riyâz-ı İrfân “ adlı eserindeki “müellifin tercüme-i hâl” kısmında verilen bilgilere göre 1079’da [1]doğmuştur. Şair, Bursa’nın Mantıcı veya Nalbant mahallesinde dünyaya gelmiştir. Babası Emanetçi Mescidi imamı iken [2]daha sonra Mantıcı Camii’nde imamlık yapmış olan “Şâhin Emîrzâde” lakaplı Seyit İbrahim Efendi’dir .[3]
Şair Bursa’da oldukça iyi bir eğitim görmüş, Arapça ve Farsçayı iyi düzeyde öğrenmiş, dedesinden ve babasından sonra Mantıcı Camii’nde imamlığa başlamıştır. İsmail Beliği elli yıl boyunca mantıcı Camisinde imamlık yapmış, [4]çalışmalarını da bu camide imamlık yaparken gerçekleştirmiştir. Hayatı hakkında bilinenler az olmakla birlikte hayatı hakkında çıkarılan bilgiler de yine kendi eserlerinden çıkarılmıştır.
Fakat devrin kaynakları olan Safâyî, Tezkire, İÜ Ktp., TY, nr. 9583, vr. 17b-18b; Salim, Tezkire, İstanbul 1315, s. 173-174; Fatîn, Tezkirelerinde onun hakkında bazı bilgiler de vardır.
İmamlık vazifesindeyken kısa bir süre Tokat mahkemesi nâibliği görevinde bulunmuştur. 1702. Sergüzeştnâme-i Fakır be-Azîmet-i Tokat (1114/1702) adlı eserinde şair nâiblik için davet edildiği Tokat’a giderken çektiği zahmetleri, memuriyet çilesini ve azledilişini anlatmıştır. Tokat ta kısa bir müddet kalan şair tekrar Bursa’ya dönerek Evkaf-ı Haremeyn-i Şerîfeyn Mahkemesi’nde müfettiş kâtipliği, Hz. Emir İmareti ile Yeşil İmarette kâtiplik, galle (mahsûl) naipliği ve her iki imarette de imaret şeyhliği görevlerinde bulunmuştur.[5]
İsmail Beliğ ’in Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’ya kadar ulaşabilmiş olması da mühimdir. Güldeste-i Riyâz- adlı eserini Damad İbrahim Paşa’ya 1728 yılında takdim etmiştir. Ölüm tarihi hakkında farklı kaynaklarda farklı bilgiler bulunsa da 1730 yalında vefat etmiş olması kuvvetle muhtemeldir. “Süleyman Hâlis Efendi’nin düşürdüğü, “Tayr ola cennete Şâhin-zâdem” mısraından 1142/1729-30 yılında öldüğü anlaşılmaktadır.” [6][7]Busalı İsmail Beliğ ’in bazı şiirleri Yenişehirli Beliğ ile karıştırılmış, devrin kaynaklarının iyi bir şair olduğu hususundaki görüşlerine rağmen yazmış olduğu divan günümüze ulaşmamıştır.
Şairin kabri Bursa’da Çatal Fırının aşağısındaki Yeniyer Mezarlığındadır.
Edebi Yönü:
Devrin kaynakları onun şairliğinden ve yazarlığından bahsederlerken aynı zamanda iyi bir musikişinas ve Zâkir başı olduğu şeklinde bilgiler vermektedir.” Beliğ “ mahlasının verilmiş olması hitap kabiliyetinin iyi olduğu vaazlarında belagatinin çok iyi olduğuna delalet etmektedir. Devrin kaynaklarından hareketle Zakir ve musikişinas olduğuna göre güzel bir sesinin ve beğenilen bir imam ve vaiz olduğuna da hükmedilebilir.
Devrin kaynakları onun iyi bir şair olduğunda hemfikirdir. Fakat nesir eserlerinde şairlik yönü kadar başarılı değildir. Ele geçen şiirlerine bakıldığında şairlik yönünde başarılı olduğu, aruz veznini oldukça başarılı bir şekilde kullandığı nesirlerindeki gibi süslü ağdalı ve külfetli bir dil kullanmadığı ortaya çıkar. İsmail Beliğ şiirlerinde sade, anlaşılır, ifadesini basit izah edebilen ama bayağılığa da düşmeyen usta bir şair olarak gözükür. Devrin kaynakları onun zarif, nüktedan bir şâir ve yazar olduğunda hem fikirdir.
Birçok eseri günümüze ulaşan İsmail Belig’in “Seb‘a-i Seyyâre ve Genc-i Şâygân” [8]adlı eserleri ile şiirlerini toplamış olduğu divanı henüz ele geçmemiştir. Fakat İsmail Beliğ ’e ait genellikle Türkçe yazılmış olan bazı şiirler çeşitli mecmualar vasıtası ile günümüze ulaşmıştır.
Şiirlerinde ve diğer eserlerinde peygamber kıssalarına, deyiş ve atasözleri ne de yer vermiştir. Şair yazar, sultan vezir, şeyh ve âlimlerin biyografilerini yazarak eserlerinde bulduğu yanlışları da düzeltmiş Edebiyat tarihimiz açısından birçok şair, âlim ve şeyh hakkında bilgilere ulaşmamızı sağlayan eserler bırakmıştır.
İsmail Beliğ özellikle vefayetname türündeki eserlerinde “ebediyete göçmüş kişilerin hayatlarını anlatırken biyografilerine düştüğü notlar ile önemli bilgiler ulaştırmış, başlı başına zengin bir üslup meydana getirmiştir.” Ölülerinizi hayırla anınız, prensibinden şaşmayan Beliğ, her öleni hayır ve güzel sözlerle anarak bilge bir tavır sergilemiş, hayatlarını anlattığı hükümdar, Şeh-zâde, âlim, Şeyh, veli, musikişinas, şair, müezzin vd. eşhasın ölümlerine düştüğü notlarla muhayyilesinin genişliğini, kelime hazinesinin zenginliğini, derin kültür birikimini ve bilgisini göstermiştir.” [9]
Bursalı İsmâil Belîğ’in Nuhbetü’l-âsâr li-zeyli Zübdeti’l-eş‘âr tezkiresi kendi hattıyla olan nüshasının ilk ve son sayfaları (İÜ Ktp., TY, nr. 1182)
Eserleri.
Güldeste-i Riyâz-ı İrfân ve Vefeyât-ı Dânişverân-ı Nâdiredân: Belîğ’in, vefeyâtnâme türünde 1139’da (1727) tamamlanmış Bursa tarihi için değerli bir kaynaktır. Eser Osmanlı sultan, vezir, şeyh, âlim ve şairleri hakkında bilgiler vermektedir. Eserin çeşitli yazma nüshaları vardır. [10]Bursa Ticaret Mahkemesi reisi Mehmed Eşref tarafından 1302’de Bursa’da neşredilmiştir. 1721' de başlayıp 1722 de tamamladığı bu eser siyaset, ilim, tasavvuf, edebiyat ve musiki ehli gibi Bursa’da yaşamış her kesimden insan hakkında geniş bilgiler vermektedir.
Nuhbetü’l-âsâr li-zeyli Zübdeti’l-eş‘âr (1139/1726). Eser Kafzâde Fâizî’nin Zübdetü’l-eş‘âr’ına zeyil olarak yazılmış bir tezkiredir. Belîğ, eserine Fâizî’nin bıraktığı 1030 (1620) yılından sonra yaşamış olan 1139’a (1726) kadar yetişen şairleri de tezkiresine alarak kendi devrine kadar yetişen 414 şair hakkında bilgi vermiştir. Eserin bilinen tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir (TY, nr. 1182). Bu nüsha Abdülkerim Abdülkadiroğlu tarafından neşredilmiştir (Ankara 1985).
Gül-i Sad-berg (1136/1723). İbadetle ilgili 100 hadis ve açıklamasından oluşan bir eseridir. Bilinen iki nüshası vardır (İÜ Ktp., TY, nr. 2206; İskilip Halk Ktp., nr. 1217/5).
Sergüzeştnâme-i Fakır be-Azîmet-i Tokat (1114/1702). Belîğ’in, naiplik için davet edildiği Tokat’a giderken çektiği zahmetleri, memuriyet çilesini ve azledilişini anlattığı 149 beyitlik mesnevisidir. Eserin bilinen tek nüshası (Millet Ktp., Ali Emîrî, nr. 665) Eser önce S. Nüzhet Ergun tarafından kısmen, daha sonra da A. Abdülkadiroğlu tarafından yayımlanmıştır.
Şehrengîz-i Bursa. Âyîne-i Hûbân: 1119’da (1707) tamamlanmış olan Bursa’nın meşhur güzellerini tasvir ettiği 269 beyitlik bir manzumedir. Bilinen iki nüshası da İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir. (TY, nr. 1653, 9845).
Gazel
Nev-bahâr oldı sabâ mevc-i çemen gösterdi
Deşti ezhâr ile nakş itdi peren gösterdi
Hâce-i bülbül olup müşterî-i kâle-i bûy
Şâhid-i goncaya zerrîn semen gösterdi
Zeyn idüp şimdi şükûfeyle bahâr etrâfı
Gülşeni kâse-i fağfûr-ı Yemen gösterdi
Câ-be-câ tâze benefşe çıkarup rûy-i zemîn
Nev-demîde hat ile vech-i hasen gösterdi
Sînesin arza kılup çâk-i kabâdan hûbân
Cûlar âyine-sıfat safvet-i ten gösterdi
Nûş-i câm itmeğe ağzın aradım dil-dârın
Bir şeker hand-i tebessümle dehen gösterdi
Mutrib-i bezm-i gül oldum diyü gülşende hezâr
Nağme bâbında niçe san‘at ü fen gösterdi
Deşt-i pehnâ-yı me‘ânîyi tekâpûda Belîğ
Dûr-bîn-i kalemim meşk-ı suhan gösterdi
Müjde erbâb-ı dile dîdeler olsun rûşen
Rûyin ol mâh-ı nevin çerh-i kühen gösterdi
Geldi mahdûmı sa‘âdetle veliyy-i ni‘amın
Itr-ı hâk-i kademi şehri Hoten gösterdi
Pertev-i sümm-i semendiyle o hûrşîd-i kerem
Şem‘-i ikbâlimizi şu‘le-fügen gösterdi
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1945). Türk Şairleri. C. II.İstanbul. 815.
KAYNAKÇA
[1] Abdulkadiroğlu, Abdulkerim (hzl.), (1998). İsmail Beliğ, Güldeste-i Riyâz-ı İrfân ve Vefeyât-ı Dânişverân-ı Nâdiredân. Ankara: Anıl Matbaa Yay.
[2] DrAslan Tekin Edebiyatımızda İsimler. Elips Yayınları. Ank. 2005. Shf 107
[3] Ergun, Sadeddin Nüzhet (1945). Türk Şairleri. C. II. İstanbul. 809-15.
[4] RAMAZAN EKİNCİ, BELÎĞ, İsmâil (Bursalı), https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/
[5] RAMAZAN EKİNCİ, BELÎĞ, İsmâil (Bursalı), https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/
[6] RAMAZAN EKİNCİ, BELÎĞ, İsmâil (Bursalı), https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/
[7] Mustafa Çıpan, BELÎĞ, İsmâil , DİA cilt: 05; sayfa: 416
[8] Mustafa Çıpan, BELÎĞ, İsmâil , DİA cilt: 05; sayfa: 416
[9] Mahmut KAPLAN, GÜLDESTE-İ RİYÂZ-I İRFÂN’DA VEFATLARA DÜŞÜLEN NOTLAR, Turkish Studies - Volume 7/1 Winter 2012, p.57-80 , TURKEY
[10] Eserin yazma nüshaları hakkında geniş bilgi için bkz Mustafa Çıpan, BELÎĞ, İsmâil , DİA cilt: 05; sayfa: 416