16.11.2017
Bir Başka Pencereden Lozan Muvahedesi!
Değerli Kari ! (okuyucu)
Bir muvahede masasın da ilk ve son söz galip tarafındır.Mesela 21 Temmuz 1774 Küçük kaynarca anlaşması masasın da biz yeniktik.Ruslar galipti.Onların sözü geçti.Mesela 30 Ekim 1918 Mondros ateşkes masasın da yine yeniktik.İtilaf devletlerinin sözü geçti ve payitaht başkenti İstanbul işgal edildi.
Ya Lozan'da ! Evet Lozan'da biz galiptik.2.5 senede zar zor yendiğimiz Yunanistan karşısında gittik Lozan'a.Peki ya sonrası!
Birkere Lozan'ı büyük zafer iddia edenlerin bizi esir zannetmeleridir buna sebep.Onlar esirdik.M.kemal bizi kurtardı.Yolladı İnönü'yü Lozan'da kurtulduk diye akıl mantık izahından uzak düşünmeleri sebebiyledir bu tavırları.Aslında Ankara hükümeti Lozan'a zafer mafer almaya gitmemişti.TANINMAK İÇİN GİTMİŞTİ.Nitekim Yahudi asıllı Lord Gurzon İnönü'ye sizi sair devletlerden biri olarak tanıyalım ancak bize Hilafetin lağvi sözünü vermeniz şartıyla demişti.Hatta Dr.Rıza nur anlaşma imzalanınca sevinç çığlıkları atıp ''Vatanımız için çok hayırlı iş yaptık!'' diye beyanat vermişti.bknz:(Hayat ve hatıratım 3.cilt).Ancak sonradan yapılanları görünce ''Vatanın ilgası Lozan'da atılmış.Ben farkedememişim!'' itirafında bulunmuştu.(aynı eser)
Lord Gürzon hatıralarında şunları yazıyor ''Türk tarafı masaya oturunca şunu şunu isterim Kıbrıs,Musul,kerkük,Yunanistan'dan tazminat,Patrikanenin lağvi,Adalar(12 ada),Batı Trakya isterim diye zannettik.Lakin baktık ki baş murahhas (İnönü) bizim isteklerimizi temenni ediyor şu halde ne desek o olacak anladık.'' (bknz lord gurzon hatıralar)
Yine Curzon devam ediyor ''Ankara heyeti Lozan'a doğru gelmekte iken Venizelos bana endişelerini arzetti İnönü masada iken Venizelos onun hak istemek derdinde olmadığını sezmiş olacak ki tazminatı sildirdi Batı Trakya'yı Türkler'den kaptı Adaları Yunan tarafına tevdi edilmesini sağladı Hatta muvahedenin son saatlerinde Venizelos sanki galip tarafmış gibi esip gürlemişti.(Curzon Lozan muvahedesi anıları)
Buna bir delilde Birinci Meclis zabıtlarıdır.Birinci mecliste özellikle Ali şükrü bey sık sık kürsüye çıkarak ''Lozan'a galip olarak gittik ancak sen ve adamın taviz veriyorsunuz bu vatan hainliği değil de nedir?'' diye gürleyip M.kemal'e çıkışıyordu.M.kemal bunun üzerine sadece tehdid edip bize işimizi öğretme deyiveriyordu.
Muvahede sonunda ünlü Lozan gazetesi Gazettede Lausanne aynen şunları yazmıştı ''Türkler lozan masasına oturdukları gibi kalkmadılar.Galip gelip yenik ayrıldılar.Her duraklama onlardan çeşitli tavizlere yol açtı.!''
Üzerinden 94 sene geçip böylesine ihtilaf çıkaran bir anlaşma eğer kemalist tahakküm olmasaydı elbet ta 1923'lerde irdelenebilirdi.Halbuki Lozan üzerine antitezi geçin M.kemal'e ima yollu bile eleştiri yapmanın kutsal yasak olduğu bir hemde müslüman vatanda başrolünde M.kemal'in olduğu Lozan adeta bir kara kitap misali zihnimizde dolanıp durmaya devam edecektir.
Eğer tarihini bilen bir nesil yetişebilse Lozan'ın mahiyyetini farkedip tavrını alenen ifşa edecektir.Nitekim Lozan'da ki aracı olan İstanbul Yahudi hahambaşı haim naum Lozan'dan bir kaç gün önce gizlice gittiği ingilterede ırkdaşı Lord Curzon'a '' Siz Türk tarafını devlet olarak tanıyın.Ben İslamiyet'in yokedilmesi sözünü size veriyorum!'' (bknz Bediüzzaman Emirdağ Lahikası)
Sormak lazım Haim nahum bu sözü kime danışarak kimden söz alarak verdi acaba?
Doğru okudun değerli kari!
Yine İngiliz murahhas heyeti reisi Lord Gürzon, nihayet en mânidar sözünü söyledi. Dedi ki:"Türkiye İslâmî alâkasını ve İslâmı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs birliği etmiş olur ve Hıristiyan dünyasının hürmet ve minnetini kazanır; biz de kendisine dilediğini veririz."Lord curzon Lozan açılış konuşmasında şunları söylemişti:
“Türkiye İslâmî alâkasını ve İslâmı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs birliği etmiş olur ve Hristiyan dünyasının hürmet ve minnetini kazanır; biz de kendisine dilediğini veririz.”(bknz Büyük Doğu Dergisi 29.sayı Lozan'ın içyüzü -Necip Fazıl)
Lord curzon konuşmasını sürdürüyor:
Şu dört şeyi Türk tarafının kabulü halinde Ankara hükümetini tanırız.
1 Hilâfetin tam manasıyla Türkiye’den ilga edilmesi.
2 Halifenin hudut dışına sürülmesi.
3 Halifenin tüm mal varlığına el konulup müsadere edilmesi.
4 Türk Devleti’nin laikliğe dayandığını resmen ilân etmesi.
İlginç değil mi değerli kari?
Yukarda ki şıklar sonradan birdenbire oluverdi !!!
Lozan Konferansı’ndan dönen Türk heyeti ve başta İsmet İnönü Ankara’da uzun müşavereler ve mülâhazalardan sonra; evvela 3 Mart 1923 günü Meclis’ten Hilâfeti ilga kararını geçirdiler. Bu kanunla birlikte ve onun zımnında, dinin devlet işlerinden ayrılması da o ka-nunla hükme bağlanıyordu. Mezkûr kanun mucibince, Mustafa Kemal Paşa İstanbul valisine: “Bu gece sabaha kadar behemahal Halife’nin Türkiye’yi terketmesi lâzımdır” emrini verdi. Bu emir üzerine, İstanbul valisi Osmanlıların son halifesi Emir Abdülmecid’i Türkiye’den ihrac etti. Bu hadiseden iki gün sonra da, yine Ankara’nın emriyle bütün âl i Osman (Osmanoğulları) toplattırıldı ve hudut dışı edildi.
8 Mart 1923 günü de, Türkiye Dışişleri Bakanı sıfatıyla İsmet İnönü İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a; istediği tüm şartlarının yerine getirildiğini mektupla bildiriyordu. Bu-nun üzerine 23 Nisan 1923’de yeniden Lozan Sulh Konferansı çalışmalarına başladı ve 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Sulh Antlaşması imzalandı.
Deruni mülahazamız aşikar ediyor ki sen değerli kari bu hakikat penceresinin neresindesin?
Selam ve Dua ile
k.arslan gazioğlu
06-11-2017
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın
Periihan Narlı
7 years ago
Seferi (Nurcan Bedir Ören)
7 years ago
Mesut Çimen
7 years ago
Sencer Çamoğlu
7 years ago
Sencer Çamoğlu
7 years ago