Bu Eser 05.02.2014 Tarihinde Günün Yazısı Seçilmiştir
Haldeki anlamalar akılla
Baş değil ki, ola başta
Bu ne hayreti muciptir ki
Sanılmaya ki yazarı şaşta
İnsanlık tarihi bilime büyücülükle başladı. Deneyselliğe de büyücülükle
başladı. Peki, ama büyücülük neyle başlamıştı?
Hiç kuşkusuz ki büyü de hayatın kendi yaşantılaşması içinde
başladı. Nasıl mı? Buyurun aşağıya.
Sosyal birlikti insanlar; yeme, içme, cinsellik, savunma
gibi hayatın korunma ilkelerini, birlikte sağlıyorlardı. Ama hayatın akıldan
çıkmaması gereken bir ilkesi daha vardı.
İnsan; yaralanma, berelenme, kırık, çıkık karşısındaki
tavrıyla bu akılda çıkmayası ilkenin de olanca denetimindeydi. Dışımızdaki hayatın
kendisi, çevredeki boşluklu olan her alanını doldurmuştu. Hatta hayat; hayatın
da boşluklu alanını doldurmuştu.
Öyle ki bir hayat olan bakteri, başka bir hayat olan insanın
boşluklu tanecikli alanını, konaklama edip; insanı hasta kılmaktadır. Hayat türler
üzerinden de kendisine rakip olmuştu. Böyle olunca bir hayat bir başka hayat
için hem tehditti; hem de tehdit ettiği hayat, tehdit eden hayata; uygun bir yaşama
alanıydı. Böylece insanın, bakterilerden kaynaklı hastalıklardan kurtulması da,
görece insan hayatın akıldan çıkarılmaması gereken bir ilkesiydi.
Kısacası, hastalıktan kurtulma arayışları daha başlangıçtan
beri insanın ele alıp çözmesi gereken temel sorunlardan biriydi. Hastalıkların
tedavisi, büyünün ve büyücülüğün kaynaklarından biri ve belki de en ilkidir. Büyücülüğün
ikinci bir kaynağı da, ataların totemdik söyleşmesini, insanlara aktarabilmenin
aracılık işiydi. Bu işte gizli olanı
bilmek vardı. Gizli olan bilgi büyüydü. Bunu bilen de büyücüydü.
Animist anlamada insanlar atalarıyla iç içe yaşıyorlardı. Atalar, hiddet ve memnuniyeti gözetişle torunların
yanı başında, çeşitli donlar içinde beliriyorlardı. Ama ataları hiddetin de,
memnuniyetin de ikazını torunlara daha önceden yapmalıydı. Bu ikazı atalar,
totem aracılığıyla konuşuyorlardı.Bu
konuşma büyücüler tarafından, alınıp insanlara aktarılmalıydı. Ataların bilgisi
ökülte oluşla büyüydü.
Büyücü bu anlamda şimdiki bizim anladığımız ruhlarla değil,
daha somut olan totemle temas edişle bir bilginin kuplajını, totem kardeşlere aktarmalarıydı.
Atalarının, ne yolla ve şekilde elde etiklerini bilemedikleri tecrübeleri; yaşayan totemilere hayal geliyordu. Hayali
gelmesinin nedeni de, arada geçen onca zamanın; o tecrübi durumla, kendisi
arasında perdeleme yapmasından ötürüydü. Böylece zamanın perdelemesiyle, atalar
deneyimi, kendisine gizli kalan, sisler gerisindeki bir bilgi olmuştu.
Torun totemilerin atalar deneyimini kullanmaları; tıpkı
bugün bizim yazıyı kullandığımız gibidir. Biz yazıyı atalar mirası oluşla,
kullanırız. Ancak, yazının ne şekilde, hangi hallerde; nasıl başlangıçlarla
gelişe gelişe dönüşüp, bugüne nasıl geldiğini biz bilemiyoruz. Bunun için
yazının icadı; bize ökülte, oluşla; gizli (büyü) ve sissi (büyülü)bir bilgi gibi yansır.
İşte sissi ve zaman perdeli olan bu alan; ökülte, gizli
oluşla; çekici bir büyü ve büyülü alandır. Büyü, ya da gizlilik; eski zaman
gerisindeki aktarımla, bu aktarılanın ne ve nasıl olduğunun,
bilinmezleşmesidir.
Bugün anlaşılması, bilinmesi boşlukta kalmış eski aktarımların;
eskiden yaşanmış rutin gerçeklikler olduğunu biliyoruz. Neden totem içi cinsel
ilişkisi vardı? Bunu ilk atası gayet iyi biliyordu. Kendisi böyle bir sosyal
ortama doğduğundan, bu sosyal ortamından ötürü bunu anlayamazdı. İlk atası kendisinin
de bilmediği sosyal ortam oluşmasını başlatabilmek için iç cinsel ilişki
düzenini, diğer nedenlerle birlikte, sürü yaşamından ayırmıştı.
Torun şimdi kendisine saçma gele bu saçmalığı da,
aydınlatması yaşamını anlaşılırla gerçek kılması gerekiyordu. Toruna meçhul
olan bu başlangıç koşulları; ancak totemle anlaşılırdı. Nedeni totemdi. Gizli
olanı, büyü (bilinmez) olanı totem söyleyecekti. Totem büyü (gizli olan
bilgiyi) biliyordu. Büyüyü tercüme etmek, büyüyü totemden alıp öğrenmek te,
büyücülerin işiydi.
Büyücülük ilk meslek
oluşla torunlara yapılan aktarımların bu gün geçersiz kalmasının ardındaki
sırrı bilen, açıklayan bir mesleki uzmanlıktı. Yani totem düzende ezoterik
aktarımların, gizli öğretimi vardı. İnsiye yoluyla öğretim dediğimiz gizliyi,
gizleneni açıklar olmanın eğitimleri, ortaya konmuşt
Büyücü gizli olan atalar aktarımını öğrenen açıklayan
kişiydi. Ama bu durum da totem kandaşına gizli olduğu için büyü bir gerçekliğin
aradaki geçen zaman perdelemesi nedeniyle bilinememesi olan gizliliği büyüydü. Erken
dönem içinde nedensellik bilinmediğinden, bilginin kendisi başlı başına akıl
almaz oluşla bir büyüydü.
Haber alma ve bilgiyi açıklamanın bilgi kaynaklı
yaptırımları büyücülüktü. Bilgi totem kandaş gözünde bambaşka anlama oluyordu. Bilginin gücü; tılsım, sihir, büyü denen bir
kudretin anlaşılması oluyordu.