Çader ( Baş torbası, kafa çadırı)
Osmanlıca yazılışı : Çâder : چلدر
Çâder kelimesinin sözlük anlamı: çadır, kadınların başlarına büründükleri örtü.
Eski dilde çâder sözcüğü ile bir çok terkip ve tamlama yapılmıştır.
çâder-i kâfûri : sabahın aydınlığı.
çâder-i kûhlî : karanlık gece.
çader-i lâciverd: gök; çayır ve çimen.[1]
çâder-i şeb : yatağa örtülen örtü
Çader, çadır, kadın başörtüsü, gökyüzü anlamlarında bir sözcüktür. Çader sözcüğünün Türkçe çadır sözcüğünden türemiş veya Farsçaya çader şeklinde geçmiş olduğu düşünülebilir. Çader sözcüğünün ilk anlamı ve sonraki anlamları da çadırla ilgilidir
Söz konumuz olan çader İslami döneme girişten sonra kadınların İslami tesettüre uyma, islami usullere göre giyinme çabaları sonucu ortaya çıkmış, özel bir yüz ve başörtüsünü ifade eden çarşaf, fereace, Çar gibi kıyafetlerden biridir.
A.Talat Onay’ın yazdığına göre çader kadınların saçlarını ve yüzlerini örtmek için kullandıkları seyrek dokunmuş bir baş torbası gibi bir kıyafettir. Bu kıyafet tepeden tırnağa kadar uzanan seyrek dokunmuş çuvalımsı bir kadın giysisinin üzerine başa geçirilen seyrek dokunmuş bir çadır olarak tarif edilir. Son zamanlara kadar İran’daki kadınlar çader giydikleri bilinen bir gerçektir. Osmanlı devrinde de bazı şehirli kadınların bu kıyafeti giydikleri belli olmaktadır. Günümüzde ise Afganistan’da halen kadınları başlarına çader giydikleri bilinmektedir.
Çader kelimesi divan şairlerimizin şiirlerinde de görülür.
İsmetin devranıdır isminde te’nis olmağın
Seyre çıktıkça görünür nurdan çader güneş Ahmet Paşa
İffetin hâkim olduğu bir devirdeyiz, Güneş bile seyrana çıkarken nurdan çader giyiyor. Bu şiirde Ahmet Paşa Güneşe çader giydirmiş belki de Güneş tutulmasını anlatmak istemiştir. Eski Türkler Güneş’i dişil Ay ise erkek düşünmüşler şiirlerinde bunu da mazmun haline getirmişlerdir.
Şems Havva’sına Adem geçinirse gerdun
Şah- ı gülbün de Mesiha’yı gülün Meryem’idir. Nabi[2]
Havva olan güneşe karşı Adem Felekmiş gibi davranırsa ( Adem Havva’ya aşık olursa) Gül ağacı da İsa’yı kucaklayan Meryem’dir.
Meh-rûlar ile çâder gûyâ felek olmışdur
Her hayme güzellerle dârü’l-melek olmışdur Revani ( 16 Yy
Kaynakça