Cafiye'nin Türküsü

30.09.2016
  • Cafiye'nin Türküsü

  • Köşektaş'tan çıktım bir akşam vakti
    Topladı fistanı beline soktu
    Kayanın dibine varıp durunca
    Depreşme dedikçe Cafiye'm korktu

    Bulgurun başında ben ettim işmar
    Sarılar'a varınca oldum bin pişman
    Sana diyom sana gelin Cafiye'm
    Vuruldu dayın da çoğaldı düşman

    Köşektaş'dan çıktım tüfek dalımda
    Bekir dayın aman vermez ardımda
    Tüfekler atıldı Cafiye'm korkar
    Kurban olam hiç bırakma kolumda

    Mezarın yanında müdafaa ettik
    Köye giremedik Barak'a gittik
    İlahi Cafiye'm ne ettim sana
    Yoruldum dedikçe elinden tuttuk

    Bizde çıktık Boztepenin başına
    Kara saçı çatma etmiş döşüne
    Cafiye'm dayanmaz kuru ayaza
    Ver elini ellerime üşüme

    Zalim Altıpınar misafir almaz
    Sarılar köyünde hiç durmak olmaz
    Yürü Cafiye'm Avanos'a varalım
    Hükümet beyleri hiç aman vermez

    Mezarın yanında da eyledik harbi
    Bir elim tabancada birinde mermi
    Ne olur Cafiye'm ağlayıp durma
    Alnıyın yazısı da gördüğün görgü

    Mezardan indik de yokuş aşağı
    Tabancama süremedim fişeği
    Ölürüm de vermez idim Cafiye'm
    Korkak çıktı Sarılar'ın uşağı

    Evimizin önü arpa ekili
    Kimler olsun Rafet'imin vekili
    Kurbanlar olayım güzel Cafiye'm
    Topuz eylemişsin çalma kekili

    Kalenin başında da ettik seyranı
    Karalı geçirdik bu yıl bayramı
    Bir mektup yollayın kadanız alam
    Ben olayım Cafiye'min kurbanı

    Rafet'im de Avanos'un yolunda
    Demir kelepçeler bağlı kolunda
    Üç gider de bir arkama bakarım
    Daha gönlüm bu davalı gelinde

    Koluma vurdular altı okka demir
    Hükümet beyleri veriyor emir
    Sana diyom sana nazlı Cafiye'm
    Yiğidin alnına yazılan gelir

    Çift kelepçe bağlamışlar koluna
    Hele bakın şu Rafet'in halına
    Sende mi ağladın kadersiz anam
    Ele gelin giden benim yarime

    Taramış zülfünü yıkmış kaşını
    Kim onarsın şu Rafet'in işini
    Mahkemede cebri götürdü deme
    N'olur Cafiye'm yakma başımı

    Yenice bağları erken bozulmuş
    Jandarmalar karakola dizilmiş
    Kurbanlar olayım gelin Cafiye'm
    Bizim evrak Ankara'ya yazılmış

    Çağlayıp akıyor şu Kızılırmak
    Gayri bu ellerde hiç olmaz durmak
    Kurbanlar olayım gelin Cafiye'm
    Babayın muradı da elimden almak

    Ben vurmadım senin Bekir dayını
    Elimden aldırdım nazlı yarimi
    Sana diyom sana nazlı Cafiye'm
    Mapus damlarında sorma halimi

    Acer bağımızda naneler biter
    Durnası kazı da yalınız öter
    Kurbanlar olayım gelin Cafiye'm
    Onbeş sene mapus ne zaman biter

    Köşektaş altında çifte pınarlar
    İçerler suyunda bizi anarlar
    Kimler sorar şu Rafet'in halini
    Mapusa gireni öldü sanarlar

    Emmim oğlu ne belalı başımız
    Mapus damlarına kondu kuşumuz
    Cafiye'm ifadeyi verdi de gitti
    Gayri bir Allah'a kaldı işimiz

    Görünüyor Avanos'un yolları
    Dillendirdik konu komşu elleri
    Rafet on beş sene mapus yiyince
    Neye varır Cafiye'min nalları

    Avanos'ta Kırşehir'e kalkarım
    Evrak bozuh gelir ise çıkarım
    Niye ah çekersin koca pederim
    Birgün olur kör ocağını yakarım

    Evlerinin önü büyük harımca
    Avanos'ta mahkemeye varınca
    Oturduğum yerden kalkamaz oldum
    On beş seneyi de bende duyunca

    Üç arkadaşım vardı biri Mustafa
    Verin Cafiye'mi süreyim sefa
    Sana derim sana gelin Cafiye'm
    Şu kanunlar hiç gelmiyor insafa

    Uzun olur Kırşehir'in kavağı
    Allı vurun Cafiye'me duvağı
    Kaderim böyleymiş gelin Cafiye'm
    Ne sen gelin oldun ne ben güveği

    Yurt mu tuttun Kırşehir'in dağını
    Sen erittin yüreğimin yağını
    Mapusa düşeni öldü belleme
    Bir gün yeşerdirim gönül bağını

    Kapıdan geçti de fesin eğerek
    Kucağında bir kızını severek
    Garip anan çift koşmuşta sürüyo
    Yalnız kaldım kul görgüsü diyerek

    Köşektaş da Kırşehir'e aralı
    N'ola anam ben olaydım yaralı
    Mapus damlarında günüm geçmiyor
    Cafiye'm ellere gelin olalı

    Çifte düğme dikmiş beyaz döşüne
    Haydi gelin itaat et eşine
    Eğer başkasına gelin olursan
    Öleneçek kakıç kalır başına

    Açın gardiyanlar kapıyı açın
    Cafiye'm geliyor kenara geçin
    Ayağına giymiş ince kundura
    Bastığı yerlere sar'altın saçın

    Yüksek kaymış havlusunun önünü
    Bilmeyen yok Cafiyem'in ününü
    Biz birleştik dayın ayırdı bizi
    Cahildik düşünmedik işin sonunu

    Mapus damlarında çektim ahuzar
    Sarı saçını da ettim bergüzar
    Aç pencereyi de zalim gardiyan
    Canlarım sıkıldı değsin ürüzgar

    Sırma saçı topuğunda sürünür
    Aklıma düştükçe gönlüm yerinir
    Çağırma türküsün Şerif Bibisi
    Duyarsa Cafiye'm bize darılır

  •  

  • TÜRKÜNÜN KÜNYESİ
  •  
    KAYNAK:  Latife Tandoğan
    DERLEYEN  1929 yılında İstanbul Belediye Konservatuvarı Derleme Heyeti tarafından derlenmişt
  • YÖRE :    Nevşehir
     Notaya Alan:    
    TRT Rept. No: :  
    KAYNAKÇA Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları - Baki Yaşa Altınok, Oba Yay. Mayıs, 2003, Ankara, s.323 ila 328.
  •  
  • Latife Tandoğan, Nevşehir, Hacıbektaş, Köşektaş Köyü, 1923 Doğ. Okuryazar Değil;  Türkünün bazı dörtlükleri yöre halkından derlenmiştir. 
Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da