Yusuf-u Kenan bilip Yakubun ocağında, Yaktığın bu ateşi unuttum sanma sakın. Bırakıp da giderken hasretin kucağında, Yâdına düşürüp de adımı anma sakın.
*
Sevdânın yüzü balsa özünde zehir varmış,
Bunu çok geç anladım, lâkin ten’e karıştı.
Bin yeminler ettiğin sözünde âhir varmış,
Gözlerindeki şûle inan cana karıştı.
*
Can tende ızdırâbda gönülse forsan olmuş,
Zincirindeki pası sil artık yüreğimden.
Kürek mahkûmlarının bil ki günleri dolmuş,
Lâyık gördüğün yası sil artık yüreğimden.
*
Ay alası gözlerin yakamozları nerde,
Hep bekledim şavkını, med-cezirlere sordum.
Bize sorma dediler ilk gördüğün o yerde,
Kalmış olmalı deyip sende ağyâra yordum.
*
Nice bayramlar gördüm sensiz hüzne kardılar,
Eller gülüp oynarken, ben gözyaşımı döktüm.
Kervanlar çöller aşıp menziline vardılar,
İsmini dudağımla ebced edip de söktüm.
*
Nûr-u âyinen bende bir gönül aynasıdır,
Sırrına mazhâr olup bakmaya kıyamadım.
Sevdân hasbahçelerin yasak aşk meyvasıdır,
Öyle münbit olmuş ki dalında sayamadım.