Osmanlıca yazılışı; çar : چهار
Osmanlıca yazılışı ebru : ابرو
Osmanlıca yazılışı Çâr-ebrû : چارابرو
Farsça’da çar, - cihar چهار dört, ebr- - ابر ise kaş manasındadır. Bu nedenle , Çâr-ebrû , چارابرو “ dört kaşlı “ [1]anlamına gelir. Bu tamlama gül –i ter bıyıklı, bıyıkları henüz çıkmaya başlamış delikanlı, genç anlamında kullanılır.
Farsça bir mürekkep sıfat olan çâr-ebrû tabirinin mânâsı"dört kaşlı" demek olduğundan, bu tabir eski devirlerde bıyıkları yeni terleyen gençler için kullanılmıştır. Bunun nedeni iki tarafa uzanan yeni terlemiş bıyıklara kaşların arz etmiş olduğu durumdur
Ergenlik dönemine henüz giren bıyıkları yeni terleyen gençlere çâr-ebrû denilmesinin nedeni iki tarafa uzanan yeni terlemiş bıyıklara kaşların oluşturduğu durumu, 14 15 yaşındaki delikanlıyı ifade etmek için kullanılmıştır.
“Çâr-ebrû "dört kaşlı" burma, nevhat, gaytan,yoluk, kırpık, pırasa, yastıklı gibi bıyık - türlerini ifade eden- tâbirlerinden biridir.” [2]Ergenlik çağındaki gençlerin yeni terleyen iki yandaki bıyıklar ve kaşlar ile dört ebruyu oluşturmuş kabul edilmiştir.
Çâr – ebru sözcüğü eski şiirde hatta nesir eserlerinde de karşımıza sık sık çıkar. Fakat bu sözcük Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan Makalesinde dilimizden atılması gereken sözcüklerden birisi olarak anılır. “Bugünkülerin ihtimal manasını bile bilmedikleri “hât-âver, çâr-ebru” gibi tabirler görecek, bazı soğuk telmihlerini pek iğrenç ve ahlaksızca bulacaksınız.” [3]
Ola ehline bu çâr-ebrû güzeller yâd-gâr.
Bülbül-i hoş-gûysın gül yüzlülerle yüri var Mesihi
Şi’re tevbe nice olur çâr-ebrû dilberün
Birini sevsem dimek lâzım gelür nâ-çâr şi’r Üsküplü İshâk Çelebi
O yoluk kaşlar olunca pur-mıı
Yakışır mı ki dene car-ebru Sünbülzâde Vehbî
Vechi vardır kıt'a-i Mir olsa ba hatt-ı Inıaıd
Husn-i hanıyla o car-ebru murakka gosterir. ŞEhdî
Cekemezken iki ebrularının cillesitıi
Car-ebru oluyor kaşı kemanını giderek Behiştî
Sıfâhân'da görüp bir çâr-ebrûyu hattın sordum
Dedi hu Çâr-bâğ'ın sünbül ü şebbûlarındaııdır. Sünbülzâde Vehbî
KAYNAKÇA