10.08.2015
RESİM ALINTI : http://mekteb-i-irfan.blogspot.com/2018/08/tiras-erkani-car-darb.html
Çar- Darb ( Çar-zarb)
Çar sözcüğü Farsça dört anlamına gelen cihar : جهار sözcüğünden gelmektedir. Darb sözcüğü ile birleşirken cihar darb yerine çar-darb denmiştir.
Eski dilde darb ضربise darbe- durûb- dövme, vurma anlamına gelen Arapça kökenli bir sözcüktür. Bu nedenle çar- darb dört darbe anlamına gelmektedir. Bu sözcük Kalenderi dervişleri arasında bir terim haline de gelmiştir.
Dört vuruş dört darbe anlamlarına gelen Farsça bir terkiptir. Kalenderiler ve abdallar, başlarında biten bütün kılları usturaya vurdukları için, yapılan bu işleme çar darb denmiştir. Başta bulunan kıllar dört çeşittir: 1. Saç, 2. Kaş, 3. Byık 4. Sakal
Çar – cihar Farsça dört – başta bulunan kıl sayısını ve çeşidini ifade eder. Darb ise Arapça’da vuruş anlamına gelen bir kelimedir ve kılları kesmek anlamını ifade eder. Özellikle Kalenderiler, abdallar ve Şemsiler çar-dab olurlar ve Hayderiler yalnızca sakallarını kesmişlerdir. ( bkz Kalenderilik Felsefesi Fikriyatı ve Yaşama Biçimleri )
Kalenderiler, abdallar ve Şemsiler saç, sakal, bıyık ve kaşlarını darb ederek yani ustura ile keserek ve ancak mahrem yerlerini örterek çıplak dolaşmışlar o bakımdan onlara cevâlıka, cavlak , dazlak, tazlak da denmiştir.[1] Cascavlak kalmak deyimi de bu alakadan dolayı dilimizde kalmıştır. Yalnızca sakallarını tıraş eden Haydarilere de “ torlak “[2]denmiştir.
Kalender dervişleri ve Melami tarikatlardan gelen bazı abdalan zümreleri Hayderîler, Câmîler ve n Kalenderi dervişleri, saç ve sakallarını tıraş ettirirler “ Üryan geldik üryan gideriz “ düsturu ile hareket ederlerdi. Abdalların vücuttaki tüm kılları kesmek eylemlerinin altında “ bebek gibi saf ve temiz kalmak, dünya malına ve mülküne tamah etmeden doğduğu gibi yaşamak ve ölmek düşüncesi “ [3] yatmaktadır. Kalenderilere göre özellikle, sakal ve kaş sonradan ortaya çıkan kıllardır. Bebek gibi kalmak ve bebek gibi dünya malına tamah etmeden ölmek azmindeki Kalender için kıl öte dünyadan gelmeyen, dünyada ortaya çıkan, dünyevi bir kirlilik gibidir. Kıldan arınmak dünyanın gelip geçici heveslerinden arınmak, yunmak, temizlenmek gibidir. Kıl gerçeği örten, gizleyen, gerçeğin görülmesine engel olan, bir kir leke engel gibi düşünülür. Kıl doğduktan sonra biten bir şeydir ve Dünyayı temsil eder. Hâlbuki Kalenderiler, doğdukları gibi ölmeyi ve Yaradana ulaşmayı düşünen kimselerdir. Bunun yanı sıra Kalenderilk düşüncesinde tenasüh ve ruh göçü inancının olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekir. Ölümü yeni bir doğum ( don değiştirme ) olarak gören Kalenderiler, bitki hayvan veya insan olarak yeni bir don giyeceklerini düşünür. Dünyadaki donu ile ölen Kalenderi, dünyaya geldiği gibi ölmeyi ve o hali ile yeni bir don giymeyi tasavvur eder. Kıllar ise doğduğu anda değil sonradan ortaya çıkan şeylerdir.
Bunun yanı sıra “Hz. Âdem cennetten çıkarıldığında çıplaktı, vücudunda hiç kıl yoktu, Allah'tan utandığı için mahrem yerlerini incir yapraklarıyla örttü” düşüncesi de Çar- darb olmanın altında yatan diğer bir sebeptir. Ayrıca saç sakal ve kaş kişiyi güzel gösteren dolayısı ile dünyanın gelip geçici güzelliklerine meyl ettiren unsurlar gibi görüldüğü ortadadır. Çar-darb’ın görünene değil zahiri olana değer verilmesi gerektiği düşüncesini göstermek için yapıldığı da ifade edilebilir.
Sakalımla başımı
Bıyığımla kaşımı,
Hak onara işimi,
Bu sakalı kırkarım Kaygusuz Abdal
Ol kalender-meşrebe âzâdelik erzânîdür
Kim cihânun tâc u tahtı terkinün vîrânıdur Hamdullah Hamdi
Müslümanem, ben kalender ve harabat,
Yerim meyhanedir, işim melamat. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi
Ol kalender-meşrebe âzâdelik erzânîdür
Kim cihânun tâc u tahtı terkinün vîrânıdur Hamdullah Hamdi
İLGİLİ LİNKLERİMİZ
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın