Yıllar önce gittiğin, gurbetten gelişinle.
Gönlümdeki aşiyân, senin için kuruldu.
Gözlerini kaçırıp, gamzeli gülüşünle,
Prangalar içinde, bana hasret vuruldu.
Seni alan yollara, bilesin ki dargınım.
Geleceksen gel artık, beklemekten yorgunum.
Anlamadın derdimi, kaderime kırgınım.
Med-cezir’ler içinde, yüreğim de duruldu.
Bir hayâli mi sevdim, hakikâten yokmuydun.
Benliğimde tükenip, ağyârına çokmuydun.
Kan damlar yüreğimden, habersiz bir okmuydun.
Sinem yandı kül oldu, yine bana soruldu.
Heybemde gözyaşları, hasret, hüzün ve çile.
Özlemler çiçek açtı,yollara düştüm bile.
Sevdâmı mahkûm edip, getirmez oldun dile.
Zümrüd-ü anka ile, kafdağına sürüldü.
Teberru et aşkını, bu gedâyı sevindir.
Aynalardan çıkıp da, gir kâlbime evindir.
Ellere muhtaç etme, makberime sen indir.
Zorda kalan ben idim, defterim de dürüldü.